Zekat, İslam dininin beş temel şartından biri olarak kabul edilen, malın belli bir kısmının belirli şartları taşıyan ihtiyaç sahiplerine verilmesi gereken bir tür ibadettir. Kelime anlamı olarak “temizlenme” ve “büyüme” anlamlarına gelir. Zekat, hem malın temizlenmesi hem de toplum içindeki sosyal adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Müslümanlar, sahip oldukları malın ve gelirin bir kısmını, Allah’ın emri doğrultusunda, muhtaç olanlara dağıtarak hem dünyevi hem de uhrevi sorumluluklarını yerine getirirler.
Zekatın verilmesi, belli bir nisaba ulaşmış ve üzerinden bir yıl geçmiş mal varlığına sahip olan Müslümanlar için farzdır. Nisap, zekatın verilmesi gereken asgari mal miktarını ifade eder. Zekat, kişinin malının %2,5 gibi belirlenmiş bir oranında verilir. Bu ibadetin amacı, toplumda malın adil bir şekilde dağılımını sağlamak, fakir ve muhtaç kişilere destek olmak ve bireyler arasındaki ekonomik uçurumu azaltmaktır.
Zekat, sadece maddi yardımın ötesinde, bir dayanışma ve paylaşma eylemidir. Bu ibadet sayesinde, toplum içindeki yardımlaşma ve kardeşlik duyguları güçlenir, bireyler arasındaki sosyal bağlar kuvvetlenir. Zekat, aynı zamanda bireyin malına olan bağlılığını azaltır, onu cömertlik ve paylaşma konusunda teşvik eder. Bu sayede, hem bireysel hem de toplumsal bir arınma ve gelişme sağlanmış olur. Dolayısıyla zekat, sadece bir mali yükümlülük değil, aynı zamanda toplumsal birlikteliği ve bireysel gelişimi de destekleyen kutsal bir görevdir.