“Zaviye” kelimesi, tarihi ve kültürel olarak Türk ve İslam dünyasında önemli bir yere sahiptir. Aslen Arapça kökenli olan bu kelime, köşe anlamına gelirken, mimari ve tasavvufi bir terim olarak Osmanlı coğrafyasında farklı bir anlam kazanmıştır. Zaviye, genellikle bir sufi şeyhinin liderlik ettiği, dergah çevresinde küçük bir ibadet ve zikir yapma yeridir. Bu yapılar, genellikle şehirlerin kenar mahallelerinde veya kırsal kesimlerde, müritlerin toplanıp ibadetlerini yerine getirebilecekleri sade yapılar olarak inşa edilir.
Zaviyeler, aynı zamanda sosyal bir işlev görür, burada insanlar dini öğretiler hakkında bilgi edinir, manevi rehberlik arar ve çoğu zaman yoksullara yemek ve barınma gibi temel ihtiyaçlar sağlanır. Özellikle Anadolu’da birçok kasaba ve köyde zaviye merkezli topluluklar gelişmiştir, bu da bu yapıların bölgesel kültür ve toplumsal yapı üzerinde önemli etkiler yarattığını göstermektedir.
Zaviye kelimesi, günümüzde bazen mecazi anlamda kullanılarak, bir konunun derinlemesine incelendiği veya belli bir bakış açısından değerlendirildiği küçük çalışma gruplarını ifade etmek için de kullanılır. Bununla birlikte, tarihsel ve kültürel bağlamda zaviyeler, İslam dünyasının manevi yaşamındaki zenginlik ve çeşitliliği gösteren önemli unsurlardan biri olarak kalmaya devam etmektedir.