Ulusallık veya milliyetçilik, bir ulusun kültürel, tarihsel ve toplumsal değerlerini önemseyen ve bu değerlerin korunup geliştirilmesini destekleyen bir ideolojiyi ifade eder. Genellikle bir ulusun bağımsızlık, özgürlük ve kendi kaderini tayin etme hakkına vurgu yapar. Bu ideoloji, özellikle 19. yüzyılda Avrupa’da popülerleşmiş ve birçok ulus-devletin kurulmasına zemin hazırlamıştır. Ulusallık, bireyleri aynı tarih, dil, kültür veya etnik kökene dayalı bir kimlik etrafında birleştirmeyi hedefler.
Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, ulusal bilinci güçlendirmek ve modern bir ulus-devlet yaratmak için çeşitli reformlar gerçekleştirmiştir. Latin alfabesine geçiş, takvim ve saat değişiklikleri gibi adımlarla ulusal bir kimlik oluşturulmuş ve bu sayede toplumun her alanında ulusallığa dayalı bir birlik sağlanmaya çalışılmıştır.
Bir başka örnek ise Hindistan’da, Britanya kolonyal döneminden sonra Gandi liderliğindeki bağımsızlık hareketidir. Gandi, Hindistan’ın çeşitli dini ve etnik gruplarını, Britanya’ya karşı birleştiren bir ulusal kimlik oluşturmada önemli bir rol oynamıştır. Bu süreç, Hindistan’ın 1947’de bağımsızlığını kazanmasına önayak olmuştur.
Ulusallık, aynı zamanda, zaman zaman aşırı milliyetçilik olarak tezahür edebilir ve bu durum iç ve dış çatışmalara yol açabilir. Örneğin, Balkanlar’da 1990’ların başlarında yaşanan savaşlar, etnik ve ulusal kimliklerin çatışması sonucu ortaya çıkmıştır. Bu olaylar, ulusallığın karanlık yüzünü yansıtmaktadır.
Sonuç olarak, ulusallık, bir toplumun kendine has özelliklerini koruma ve geliştirme arzusu olarak ortaya çıksa da, bu ideolojinin uygulanış biçimi, o toplumun tarihsel ve sosyal koşullarına göre değişkenlik gösterebilir. İdeolojinin pozitif ya da negatif sonuçlar doğurması, onu benimseyen toplumun yaklaşımına bağlıdır.