“The Good, The Bad and The Ugly” (İyi, Kötü ve Çirkin), 1966 yapımı bir Spaghetti Western filmidir ve yönetmenliğini Sergio Leone yapmıştır. Film, Clint Eastwood, Lee Van Cleef ve Eli Wallach’ın başrollerini paylaştığı, üç silahşörün Amerikan İç Savaşı sırasında gizli bir altın hazineyi aramalarını konu alır. Film, Western türünün en ikonik örneklerinden biri olarak kabul edilir ve birçok unutulmaz repliğe sahiptir. İşte filmden bazı özlü sözler:
1. “When you have to shoot, shoot. Don’t talk.” – Tuco (Eli Wallach)
(Ateş etmen gerektiğinde, ateş et. Konuşma.)
2. “There are two kinds of people in the world, my friend: Those with a rope around their neck, and the people who have the job of doing the cutting.” – Tuco
(Dünyada iki çeşit insan vardır dostum: Boynunda ip olanlar ve kesme işini yapanlar.)
3. “You see, in this world there’s two kinds of people, my friend: Those with loaded guns and those who dig. You dig.” – Blondie (Clint Eastwood)
(Görüyorsun, bu dünyada iki çeşit insan var dostum: Yüklü silahları olanlar ve kazanlar. Sen kaz.)
4. “In this world, there’s nothing certain but death and taxes.” – Tuco
(Bu dünyada ölümden ve vergilerden başka hiçbir şey kesin değil.)
5. “If you’re going to shoot, shoot. Don’t talk.” – Tuco
(Eğer ateş edeceksen, ateş et. Konuşma.)
6. “The world is divided into two parts: those who have friends, and those who are lonely like Tuco.” – Tuco
(Dünya iki parçaya ayrılmıştır: Arkadaşları olanlar ve Tuco gibi yalnız olanlar.)
7. “Every gun makes its own tune.” – Blondie
(Her silah kendi melodisini yapar.)
8. “I like big fat men like you. When they fall they make more noise.” – Tuco
(Senin gibi iri yarı adamları severim. Düştüklerinde daha çok gürültü yaparlar.)
Bu replikler, filmdeki karakterlerin kişiliklerini ve filmdeki atmosferi yansıtan keskin zekâ ve mizah anlayışını gösterir. “The Good, The Bad and The Ugly” sadece aksiyon ve gerilimle değil, aynı zamanda karakterlerin diyaloglarıyla da izleyicileri etkilemiştir.