Oruç tutan dudaklar, susuzlukla dolu,
Sabır taşı, gönüller birleşiyor yol boyu.
Şafak ile akşamın buluştuğu yerde,
Kalbler bir arınma yolculuğuna çıkar her demde.
Güneş yavaş yavaş batarken ufukta,
İftar sofraları kurulur; dostluk, muhabbet huzurda.
Her lokma, bir şükür, her yudum bir dua,
Oruç; bedeni değil ruhu doyuran rahmet bucağı.
Sahur vakti, bir umut, günün başlangıcı,
Karanlıkta fısıldanan dualar, göklere açılan eller titrekçe.
Yıldızlar şahit olur bu gizli buluşmalara,
Sabah ezanıyla başlar, orucun hikayesi yine avuçlara.
Ramazan, hoşgeldin, getirdin bereketini,
Fakirin sofrası dolu, zengin neyin peşinde bilinmez ki?
Yetim bir yudum sevgi arar gözlerinde,
Oruç, adil bir köprü, gönüllerde.
Kırk gün, kırk gece, bir iç deneme,
Nefsine hükmet, yolda yürürken gölgenle.
Oruç, bir okul, sabır ve şükran dersi,
Alnında secde izi, kalbinde Allah korkusu gizli.
Gün döner, zaman esner, oruç biterken,
Bayram gelir el ele, sevinç çığlıklarıyla yeniden.
Birlikte paylaşılan bu kutlu yolculuk,
Oruç, insanı insan eden, ilahi bir dokunuş.