Mersin, Türkiye’nin en önemli liman kentlerinden biri olarak bilinir. Ancak bu kentin tarihi, sadece ekonomik başarılarıyla sınırlı değildir; aynı zamanda kurtuluş mücadelesinde de önemli bir yere sahiptir. Mersin’in kurtuluşu, Türk Milleti’nin bağımsızlık mücadelesinin en parlak sayfalarından birini oluşturur.
Mersin, I. Dünya Savaşı’nın ardından, 1918’de işgal edilmişti. Bu dönemde, Anadolu’nun dört bir yanında olduğu gibi, Mersin ve çevresinde de milli mücadele ateşi yavaş yavaş alevlenmeye başladı. Mersin halkı, işgal altında yaşamanın zorluklarına rağmen, vatanını düşman işgalinden kurtarma azmiyle doluydu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla birlikte Anadolu’da bağımsızlık mücadelesi resmen başlamış oldu. Mersin ve çevresinde de milli mücadele ruhu giderek güçlendi. Mersinliler, silahsız ve imkansızlıklar içinde, büyük bir özveriyle mücadele ettiler. Bu süreçte, kadın, erkek, genç, yaşlı demeden herkes, elinden gelen her türlü desteği sağlamak için seferber oldu.
Mersin’in kurtuluşu, 3 Ocak 1922’de gerçekleşti. Bu tarih, Mersin halkı için büyük bir zaferin ve özgürlüğün simgesi haline geldi. Mersinliler, kendi kentlerini düşman işgalinden kurtararak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına giden yolda önemli bir adım atmış oldular.
Mersin’in kurtuluşu, sadece bir kentin özgürlüğe kavuşması değil, aynı zamanda Türk Milleti’nin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesindeki kararlılığının ve birliğinin de bir göstergesidir. Bu tarih, Mersinliler için olduğu kadar, tüm Türkiye için de gurur ve coşkuyla anılan bir dönüm noktasıdır.