Gustave Flaubert’in “Madame Bovary” adlı eseri, 19. yüzyıl Fransız edebiyatının en önemli romanlarından biri olarak kabul edilir. Roman, sıradan bir hayatın sıkıcılığından kaçmaya çalışan, ancak gerçeküstü beklentileri ve romantik hayalleri nedeniyle hayal kırıklığına uğrayan Emma Bovary adlı genç bir kadının hikayesini anlatır. Flaubert’in dikkatli gözlem yeteneği ve ironik anlatımı, romanın unutulmaz alıntılarla dolu olmasını sağlamıştır. İşte “Madame Bovary”den bazı özlü sözler:
1. “Gerçek hayat, şimdi başlıyordu. Her zaman öyle olmuştu: Her yeni başlangıç, gerçek, büyük, tam anlamıyla mutlu hayatın başlangıcıydı.”
2. “Aşk, belki de yalnızca başka insanların varlığını hissetme ihtiyacından başka bir şey değildir.”
3. “Düş kırıklığına uğramamış bir hayat yaşamak, yaşamamış olmaktır.”
4. “O, hayatın sıradanlığından kaçmak için kitaplara sığınan, orada bulduğu hayallerle gerçek dünyayı süsleyen bir kadındı.”
5. “İnsan, her zaman sahip olmadığı şeyi özler.”
6. “Bir kadının güzelliği, onun kaderinin bir parçasıdır.”
7. “Bir kadın sürekli sevilmek ister, ne zaman, nerede ve kim tarafından olursa olsun.”
8. “Hayat, bir trenin penceresinden bakılan bir manzara gibidir: Bir an için orada olan her şey, bir sonraki anda kaybolup gider.”
9. “İnsanlar, kendi hayatlarını anlamlandırmak için, başkalarının hayatlarına anlam yüklerler.”
10. “Bir kadının kalbi, okyanusun derinliklerindeki gizemler kadar anlaşılmazdır.”
Bu alıntılar, Flaubert’in karakterlerin iç dünyalarını ve toplumsal normlarla bireysel arzular arasındaki çatışmayı derinlemesine incelediğini gösterir. “Madame Bovary”, aynı zamanda realizmin bir başyapıtı olarak kabul edilir ve Flaubert’in detaylara verdiği önem, karakterlerin psikolojik derinliği ve toplumsal eleştirisi, romanı edebiyat tarihinin en etkili eserlerinden biri yapmıştır.