Leviathan: Thomas Hobbes ve Siyasal Düşüncenin Evrimi
Giriş
“Leviathan”, 17. yüzyılın en önemli filozoflarından biri olan Thomas Hobbes’un en tanınmış eseridir. Kitap, insan doğası, toplumsal sözleşme ve ideal hükümetin nasıl olması gerektiği üzerine kapsamlı bir inceleme sunmaktadır. Bu makalede, “Leviathan”ın ana temasına, Hobbes’un siyasi düşüncesine ve bu düşüncenin modern siyaset bilimine olan etkisine odaklanacağız.
İnsan Doğası ve Toplumsal Durum
Hobbes, insanların doğuştan eşit olduğunu savunur, ancak bu eşitlik herkesin her şeyi yapabileceği anlamına gelir. Bu, doğal durumda (yani hükümetin olmadığı bir durumda) sürekli bir savaş haline yol açar. İnsanlar, güvenliklerini sağlamak için bir araya gelir ve toplumsal bir sözleşme oluştururlar.
Leviathan ve Mutlak Egemenlik
Toplumsal sözleşmenin bir sonucu olarak, insanlar bir egemene, yani Leviathan’a, mutlak yetki verirler. Bu egemen, toplumun güvenliğini ve düzenini sağlamakla yükümlüdür. Hobbes’a göre ideal hükümet, mutlak bir monarki olmalıdır. Ancak bu, egemenin keyfi bir şekilde hareket etmesi gerektiği anlamına gelmez; aksine, toplumun yararına hareket etmelidir.
Modern Siyaset Bilimine Etkisi
Hobbes’un Leviathan’ı, modern siyaset biliminin temellerinden biri olarak kabul edilir. Eser, sosyal sözleşme teorisinin temelini atmıştır ve bu teori, John Locke, Jean-Jacques Rousseau ve Immanuel Kant gibi düşünürler tarafından daha da geliştirilmiştir.
Hobbes’un toplumsal sözleşme anlayışı, bireyin özgürlüğü ile toplumun güvenliği arasında bir denge kurma ihtiyacını vurgular. Bu denge, modern demokrasilerin temel taşıdır.
Sonuç
Thomas Hobbes’un “Leviathan”ı, siyasi düşüncenin evriminde kritik bir dönüm noktasıdır. Hobbes, bireyin hakları ve toplumsal düzenin korunması arasında bir denge kurma gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu denge, günümüz demokrasilerinin temelini oluşturmaktadır. Leviathan, siyasi düşünce tarihinde ve modern siyaset biliminin şekillenmesinde merkezi bir rol oynamaktadır.