Korkmak, ah ne garip duygu, insana dair,
Aşk kadar eski, karanlık kadar aydınlık,
İçimizde saklı, çoğu zaman hain ve yalnız,
Bazen dost bazen düşman, sinsi bir bekleyiş.
Karanlıkta bir gölge gibi süzülür sessizce,
Ağaçların arasında rüzgar gibi hışırdar,
Aniden parlar gözlerimizde yıldırım gibi,
Korku; gecenin soğuk yüzünü gösterir bize.
Eller titrer, adımlar diken üstünde,
Korkuyla yüzleşmek, cesaretin ilk adımı,
Her korku, ruhumuzda bir savaş, bir direniş,
Korkan yüreklerde, cesaretin tohumları filizlenir.
Korku, bazen bir öğretmen kadar bilge,
Ders verir, güçlü kılar, irademizi bile,
Bize bizden bahseder, gizlenmiş yanlarımızı aydınlatır,
Ne yürekli olduğumuzu gösterir en derin karanlıklarda.
Yüzleşmekle başlar her cesaret, korkuyla dans,
Büyürüz, gelişiririz, korkuların ötesine geçeriz,
Sonunda anlarız, korkmak da sevmek kadar doğal,
Her korkunun ardında yeni bir başlangıç saklı.
Özgürleşiriz, kanatlanır ruhumuz, uçarız,
Korkularımızla barışık, hayatla dans ederiz,
Korkmak, yaşamın ta kendisi, özüdür çünkü,
Yürekli adımlarla, korkuya rağmen yürürüz işte.