Ağustos 23, 2025

Japonca Deyimler (Türkçesiyle)

Japonca deyimler (慣用句) ve atasözleri (ことわざ), kelimelerin tek tek anlamını aşan, günlük konuşmaya doğallık ve incelik katan kalıplardır. Doğadan (yağmur, rüzgâr, taş), hayvanlardan (kedi, at, maymun) ve gündelik hayattan beslenen bu ifadeler; duyguyu kısa, vurucu ve çoğu zaman mecazla aktarır. Bu sayfada popüler Japonca deyimler ve Japon atasözleri kısa Türkçe açıklamalarıyla birlikte yer alır; böylece hem anlamı kavrar hem de bağlamı (nezaket düzeyi, abartı, uyarı, teşvik vb.) sezebilirsiniz. Japonca öğrenenler için JLPT okuma–dinleme metinlerinde, anime/dizi diyaloglarında ve gerçek konuşmalarda sık geçen bu kalıpları bilmek, ifade gücünü ve anlama hızını belirgin şekilde artırır.

猿も木から落ちる — Ustaların da hatası olur; kimse kusursuz değildir.
花より団子 — Gösterişten çok işe yarayan tercih edilir.
石の上にも三年 — Sabredersen sonunda başarı gelir.
二兎を追う者は一兎をも得ず — İki işi birden kovalayan hiçbirini başaramaz.
覆水盆に返らず — Olan oldu; dökülen su geri toplanmaz (geri dönüş yok).
井の中の蛙大海を知らず — Dar görüşlü olmak; dünyayı bilmemek.
十人十色 — Zevkler ve renkler tartışılmaz; herkes farklıdır.
灯台下暗し — En yakındakini fark etmemek; gözünün önünü görememek.
七転び八起き — Ne kadar düşsen de tekrar kalk; azim.
口は災いの元 — Dil belanın başıdır; konuşmadan önce düşün.
塵も積もれば山となる — Damlaya damlaya göl olur; küçükler birikince büyür.
雨降って地固まる — Fırtınadan sonra zemin sertleşir; kavga sonrası bağlar güçlenir.
馬の耳に念仏 — Söylediğini anlamayana anlatmak faydasız.
猫に小判 — Değer bilmeyene kıymetli şey vermek nafile.
猫の手も借りたい — Aşırı yoğun olmak; yardıma çok ihtiyaç duymak.
寝耳に水 — Hiç beklenmedik, şok edici haber.
石橋を叩いて渡る — Aşırı temkinli, garantiye alarak hareket etmek.
朱に交われば赤くなる — Kimlerle olursan onlara benzersin; çevre etkiler.
泣きっ面に蜂 — Kötünün üstüne kötü gelmesi; talihsizlik.
以心伝心 — Gönülden gönüle; sözsüz anlaşma.
一石二鳥 — Bir taşla iki kuş; tek hamlede iki kazanç.
喉から手が出るほど(欲しい) — Çok istemek; “boğazdan el çıkacak kadar”.
舌が肥える — Damak tadı gelişmiş olmak; seçici, ince zevkli.
目から鱗が落ちる — Gözündeki perde kalkmak; birden aydınlanmak.
目の上のたんこぶ — Başına dert olan engelleyici kişi/şey.
目を通す — Hızlıca gözden geçirmek.
目が回る — Baş döndürücü yoğunluk; çok meşgul olmak.
顔が広い — Çevresi geniş; tanıdığı çok.
焼け石に水 — Yetersiz çare; devede kulak.
手に汗握る — Nefes kesici (heyecanlı) an/yarış izlemek.
腹を割る — Açık açık, içtenlikle konuşmak.
腹が立つ — Sinirlenmek, kızmak.
因果応報 — Ne ekersen onu biçersin; sebep-sonuç karşılığı.
腰を据える — Ciddi biçimde işe oturmak; uzun soluklu odaklanmak.
足を引っ張る — Birinin başarısını baltalamak.
足が出る — Bütçeyi aşmak; hesap tutmamak.
自業自得 — Kendi ettiğin, kendine döner; yaptığının sonucu.
口が滑る — Ağzından kaçırmak, istemeden söylemek.
手を焼く — Baş etmekte zorlanmak; uğraştırmak.
空気を読む — Ortamı/kimyanın havasını sezmek; nabza göre davranmak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir