İslam dininde yardımlaşma ve dayanışma, sadece bir erdem olarak değil, aynı zamanda bir ibadet ve toplumsal sorumluluk olarak kabul edilir. Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde bu konu üzerinde sıkça durulmuş, Müslümanların birbirlerine karşı göstermeleri gereken merhamet, şefkat ve yardımseverlik vurgulanmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de, “Müminler ancak kardeştirler” (Hucurat, 49:10) ayetiyle, İslam ümmetinin birbirine karşı kardeşçe davranması gerektiği belirtilmiştir. Bu kardeşlik, sadece sözde değil, eylemde de kendini göstermelidir. Nitekim, “Birbirinizin mallarını batıl (haksız ve yersiz) yollarla yemeyin ve insanların mallarından bir kısmını günaha girerek yemek için hakimlere rüşvet olarak vermeyin.” (Bakara, 2:188) ayetiyle, haksız kazanç elde etmekten kaçınma ve adil olma gerekliliği vurgulanmıştır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), “Bir Müslüman, diğer Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu yalnız bırakmaz, onu küçümsemez.” (Müslim) hadisiyle, Müslümanların birbirlerine karşı olan sorumluluklarını açıkça ifade etmiştir. Bu hadis, yardımlaşma ve dayanışmanın sadece maddi yardımı kapsamadığını, manevi ve duygusal desteği de içerdiğini gösterir.
İslam’da yardımlaşma ve dayanışmanın en somut örneklerinden biri zekat ibadetidir. Zekat, Müslümanların sahip oldukları malın belli bir kısmını, belirli şartları taşıyan yoksullara verme zorunluluğudur. Bu ibadet, toplumda malın adil bir şekilde dağılmasını sağlar ve zengin ile fakir arasındaki uçurumu azaltır. Ayrıca, sadaka vermek de İslam’da teşvik edilen bir davranıştır ve kişinin hem dünya hem de ahiret hayatında bereketlenmesine vesile olur.
İslam’da yardımlaşma ve dayanışma sadece maddi boyutla sınırlı kalmaz. Bir hadiste, “Müslüman Müslümanın aynasıdır” (Ebu Davud) denilerek, bir Müslümanın diğerine nasihat etme, doğru yolu gösterme ve onun hatalarını örtme gibi manevi sorumlulukları da hatırlatılır. Ayrıca, bir Müslümanın başka bir Müslümanın gıybetini yapmaması, ona iftira atmaması ve onun onurunu koruması da İslam’ın dayanışma anlayışının bir parçasıdır.
İslam’da yardımlaşma ve dayanışma, sadece insanlar arasında değil, tüm canlılar ve çevre ile de ilgilidir. Peygamber Efendimiz, “Yeryüzünde yaşayan her canlıya merhamet edin ki, gökyüzündeki Allah da size merhamet etsin” (Tirmizi) hadisiyle, merhametin sadece insanlara değil, tüm varlıklara yönelik olması gerektiğini belirtmiştir.
Sonuç olarak, İslam dininde yardımlaşma ve dayanışma, toplumun temel taşlarından biridir. Bu değerler, bireylerin birbirlerine karşı olan sorumluluklarını hatırlatır ve toplumsal adaletin sağlanmasına katkıda bulunur. İslam’ın bu evrensel mesajı, insanların birbirlerine karşı gösterdikleri merhamet ve yardımseverlikle hayat bulur ve toplumun huzur ve istikrarını pekiştirir.