Işıltı genellikle görülen veya hissedilen parlaklık anlamında kullanılır, genellikle de fiziksel bir nesne ya da manzarayla ilgili olarak tarif edilir.
1. Yıldızların ışıltısı gece göğünü aydınlatıyordu.
2. Onun gözlerindeki ışıltı, mutluluğunu ele veriyordu.
3. Denizin üzerindeki güneşin ışıltısı göz kamaştırıcıydı.
4. Elmas yüzüğün ışıltısı, tüm odanın dikkatini çekti.
5. Yeni yıkanmış arabaların üzerindeki su damlaları, güneşin altında ışıltı saçıyordu.