Işık kirliliği, gereksiz ve aşırı yapay ışığın çevreye salınması durumudur. Bu, özellikle büyük şehirlerde gece gökyüzünün doğal görünümünün bozulmasına neden olur. Gece gökyüzü, aslında karanlık ve yıldızlarla dolu olmalıdır; ancak, şehirlerdeki aşırı ışık nedeniyle, pek çok yıldız gözle görülemez hale gelmektedir. Işık kirliliği sadece gökyüzünün estetik görünümünü bozmakla kalmaz, aynı zamanda insan sağlığını ve vahşi yaşam üzerinde de olumsuz etkiler yaratır.
Örneğin, insanlar için, aşırı ışık özellikle gece saatlerinde melatonin üretimini baskılayarak uyku düzenini bozabilir. Bu da uykusuzluk gibi sağlık problemlerine yol açabilir. Yaban hayatında ise, birçok hayvanın gece/döngüsel aktiviteleri ışık kirliliği yüzünden olumsuz yönde etkilenebilir. Örneğin, deniz kaplumbağaları kumsallardaki yapay ışıklar yüzünden doğru yönlerini kaybedebilir ve üreme alanlarına ulaşamayabilirler.
Ayrıca ışık kirliliği, enerji israfına da yol açar. Gereksiz yere yanıp tükenen sokak lambaları, reklam panoları ve diğer ışık kaynakları büyük miktarda enerji tüketir. Bu durum, hem ekonomik kayıplara neden olur hem de çevresel zararlara katkıda bulunur. Enerji tüketimini azaltarak ve daha verimli ışıklandırma yöntemlerini benimseyerek ışık kirliliğinin önüne geçilebilir.
Yapılması gerekenler arasında; dış mekan aydınlatmalarında hareket sensörleri kullanmak, gereksiz yere açık bırakılan ışıkları kapatmak ve daha odaklı, gerektiği kadar aydınlatma sağlayan aygıtlar kullanmak yer alır. Böylece hem gökyüzü daha net görülebilir hale gelir hem de doğal yaşam üzerindeki baskı azalır.