- Diyar-ı iraklardan gelen misafirlerimiz vardı.
- (Uzak diyarlar anlamında)
- Köyümüz, şehirden oldukça irakta kalıyor.
- Gönlüm şimdi senden çok iraklarda.
- (Mecazi anlamda, duygusal mesafe)
- Irak diyarlara gidip dönmemek varmış.
- Onun düşünceleri bize hep irak kaldı.
- (Anlayış veya fikir olarak uzakta)
- Irak köylerde yaşayanlar, şehirdekilere göre daha sade bir yaşam sürüyor.
- Bu konu, bizim tartışmalarımızdan oldukça irakta.
- (İlgilendiğimiz konulardan uzakta)
- Iraklardan gelen haberler pek sevindirici değildi.
- Kalbinin bana irak olduğunu hissediyorum.
- Bu mesele, bizim ilgilendiğimiz alanlardan çok irakta.
- (İlgili olmadığımız konular)