İşte İngilizce uzun cümle örnekleri ve Türkçe karşılıkları:
1. ”Despite the bad weather, we decided to go hiking in the mountains because we thought it would be an invigorating experience, yet we soon realized that we might have underestimated the severity of the storm.”
Kötü havaya rağmen dağlarda yürüyüş yapmaya karar verdik çünkü bunun canlandırıcı bir deneyim olacağını düşündük, ancak kısa süre sonra fırtınanın şiddetini hafife almış olabileceğimizi fark ettik.
2. ”When she looked through the old family album, filled with photographs of relatives whose names she barely remembered, she felt a strange mixture of nostalgia and curiosity about her ancestors’ lives.”
Eski aile albümüne, isimlerini zar zor hatırladığı akrabalarının fotoğraflarıyla dolu olarak baktığında, atalarının hayatlarına dair tuhaf bir nostalji ve merak hissi yaşadı.
3. ”Although he had always considered himself capable of handling stress well, the continuous pressure at work eventually began to affect his health, leading him to reconsider his priorities and lifestyle.”
Her zaman stresle başa çıkma konusunda kendisini yetenekli bulsa da, iş yerindeki sürekli baskı sonunda sağlığını etkilemeye başladı ve önceliklerini ve yaşam tarzını yeniden gözden geçirmesine neden oldu.
4. ”The conference, which brought together experts from all over the world to discuss the future of renewable energy, was a melting pot of ideas, showcasing a variety of innovative solutions aimed at reducing our dependency on fossil fuels.”
Dünyanın dört bir yanından uzmanları yenilenebilir enerjinin geleceğini tartışmak üzere bir araya getiren konferans, fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltmayı amaçlayan çeşitli yenilikçi çözümlerin sergilendiği fikirlerin eriyik noktasıydı.
5. ”She walked quickly through the crowded streets, her mind racing with thoughts about her upcoming presentation, barely noticing the colorful displays in the shop windows and the hustle and bustle of the city around her.”
Yaklaşan sunumu hakkında düşüncelerle dolu olan aklıyla kalabalık sokaklarda hızla yürüdü, vitrinlerdeki renkli sergileri ve etrafındaki şehrin telaşını zar zor fark ederek.