Hikayeler insanların hayatında her zaman önemli bir yer tutmuştur. Kendi hayatımızda yaşadığımız deneyimlerden yola çıkarak, hayal gücümüzü kullanarak yazdığımız hikayeler, bizlere kendi hayatlarımızda uygulayabileceğimiz önemli mesajlar verir.
Bir gün okulda otururken, sınıf arkadaşım Selim yanıma geldi ve bana bir hikaye anlatmak istediğini söyledi. Selim’in anlattığı hikaye şöyleydi:
“Bir zamanlar bir köpek varmış. Köpek sahibinin yanından ayrılmazmış ve sahibiyle birlikte her yere gidermiş. Bir gün sahibi köpeğiyle birlikte pikniğe gitmeye karar vermiş. Yanlarına yiyeceklerini de alarak doğaya çıkmışlar. Köpek, etrafı keşfetmek için dolaşırken ormanın derinliklerinde kaybolmuş. Sahibi bir süre köpeğini aramış, ancak bulamayınca üzüntüyle evine geri dönmüş.
Birkaç gün sonra köpeği bir köyde bulmuşlar. Köpek, kimseye saldırmadan sakin bir şekilde etrafta dolaşıyormuş. Sahibi sevinçle köpeğinin yanına gitmiş ve onu kucaklayarak eve geri götürmüş. Köpek, sahibiyle birlikte evine döndüğünde mutluluktan havlamaya başlamış.”
Selim’in hikayesi beni çok etkilemişti. Hikayenin bana verdiği mesaj, dostluğun ve sadakatin ne kadar önemli olduğuydu. Köpek, sahibiyle birlikte her yere gidiyordu ve onun en yakın arkadaşıydı. Kaybolduğunda sahibi üzgün olmuş, ancak köpeğini bulduğunda çok mutlu olmuştu. Hikaye bana, hayatta önemli olan şeylerin birer eşya ya da para olmadığını, dostluğun ve sadakatin daha önemli olduğunu gösterdi.
Hikayeler hayatımızda her zaman bir yer edinirler. Okurken ya da dinlerken bizlere mesajlar verirler. Ben de hayatımda okuduğum hikayelerden ilham alarak kendi hayatımda uygulayabileceğim öğretiler çıkarıyorum. Hikayeler bize hayatta doğru kararlar vermemizde yardımcı olurlar ve bizim daha iyi insanlar olmamızı sağlarlar.