### Diyarbakır’ın Tarih Kokan Sokaklarında Bir Gün
Güneydoğu Anadolu’nun kadim şehri Diyarbakır, derin tarihini modern zamanlarla harmanlayan yapısıyla dikkat çeker. Büyükşehir olmasının yanında, duvarlarından sokaklarına dek tarihi mirasını koruyan bu şehir, misafirlerine zamanda bir yolculuk vaat eder. Ben de bir günlüğüne Diyarbakır’ın zengin tarihini ve kültürel dokusunu keşfetmek için bu güzel şehre bir ziyaret planladım.
Şehre vardığımda güneş henüz yeni doğuyor ve Diyarbakır’ın ünlü surları etrafını altın sarısı bir ışıkla sarıyordu. Diyarbakır Surları, şehrin en meşhur tarihi yapılarından. Dört buçuk kilometre uzunluğundaki bu devasa yapının üzerinde yürümeye başladığımda, geçmişin izlerini her bir taşında hissettim. Surlar, farklı medeniyetler tarafından eklenen katmanlarla adeta zamanın tanığı olmuş.
Surların hemen altında bulunan Hevsel Bahçeleri ise şehrin doğal bir oksijen deposu. Tarihi surlarla Dicle Nehri arasında uzanan bu bereketli arazi, biz ziyaretçilere şehrin yoğunluğundan kaçıp doğa ile baş başa kalma fırsatı sunuyor. Burada yapılan yürüyüş, hem bedeni hem de ruhu dinlendiriyor.
Dicle Nehri’nin kıyısına vardığımda nehre paralel uzanan On Gözlü Köprü’ye doğru yöneldim. Bu köprünün eşsiz mimarisi ve tarihi, insanı adeta büyülüyor. Köprünün üstünde durup nehre karşı bir süre dinlenmek, şehrin tarihini ve doğal güzelliklerini sindirebilmek için ideal.
Şehir merkezindeki tarihi mekanları ziyaretim sırasında Ulu Cami’ye de uğradım. Anadolu’daki en eski camilerden biri olan bu yapı, hala daha ilk günkü heybetiyle ibadete açık. Caminin içinde, mimariye hayran kalmamak elde değil. Özellikle mihrabındaki işçilik, görenleri hayran bırakıyor.
Tabii ki, Diyarbakır denilince akla gelen lezzetlerden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Öğle yemeği için bir meşhur ciğer kebapçısına gittim. İnce ince doğranmış ciğerin, üzerine serpilmiş sumak ve yanında gelen taze lavaş ekmek ile birlikte servis edilişi, lezzetli bir ziyafet sunuyor. Yemek sonrası meşhur Diyarbakır karpuzu ile tatlı bir final yapmak ise bambaşka bir keyif.
Gün sonunda Diyarbakır’ın tarihî Hanlarından birine uğramayı ihmal etmiyorum. Hanın içerisindeki dükkanlardan el emeği göz nuru ürünler satın alarak hem sevdiklerime hediyeler götürebiliyor hem de yerel ekonomiye katkıda bulunuyor olmanın huzurunu yaşıyorum.
Diyarbakır, tarih ve doğanın iç içe geçtiği, lezzetleriyle, misafirperver insanlarıyla ziyaretçilerini memnun eden bir şehir. Bir gün gibi kısa sürede bile olsa, bu kadim şehrin büyüsüne kapılmamak elde değil. Her köşesi ayrı bir hikaye anlatan Diyarbakır, özellikle tarih ve kültür meraklıları için, unutulmaz anlar vaat ediyor.