Sayın Başkan, değerli öğretmenlerim, sevgili arkadaşlarım,
Bugün sizlerle paylaşmak istediğim konu, ülkemizin son yıllardaki en önemli olaylarından biri olan Gezi Parkı protestolarıdır. Bu olaylar, sadece bir parkın korunması için yapılan bir eylem olarak görülmemeli, aynı zamanda demokrasi, özgürlük ve insan hakları mücadelesi olarak da değerlendirilmelidir.
Gezi Parkı, İstanbul’un en değerli yeşil alanlarından biridir. Ancak 2013 yılında hükümetin parkı yok edip yerine bir alışveriş merkezi yapma planıyla karşı karşıya kaldı. Bu plana karşı çıkan bir grup insan, parkı korumak için barışçıl bir şekilde eylem yapmaya başladı. Ancak polisin aşırı güç kullanması ve protestoculara karşı şiddet uygulaması, olayların büyümesine ve ülke geneline yayılmasına neden oldu.
Gezi Parkı protestoları, sadece bir parkın korunması için yapılan bir eylem olmaktan çıktı. Halk, demokratik haklarını kullanarak seslerini duyurmak istedi. İnsanlar, özgürlüklerine, ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne ve demokratik değerlere sahip çıkmak için sokaklara döküldü. Bu eylemler, gençlerin, kadınların, işçilerin, öğrencilerin, sanatçıların, yani toplumun her kesiminin bir araya gelerek ortak bir amaç için mücadele ettiği bir hareketti.
Ancak ne yazık ki, bu barışçıl eylemler polis şiddetiyle bastırılmaya çalışıldı. Göz yaşartıcı gazlar, plastik mermiler, tazyikli su ve hatta gerçek mermiler kullanıldı. Birçok insan yaralandı, hatta hayatını kaybetti. Bu olaylar, demokratik haklarımızın ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi. Ancak aynı zamanda, insanların ne kadar güçlü olduğunu da gösterdi. İnsanlar, korkularını yenerek, demokrasiye sahip çıkmak için mücadele etti.
Gezi Parkı protestoları, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Uluslararası medya, bu olayları yakından takip etti ve dünya çapında destek mesajları yayımlandı. Bu da gösteriyor ki, insan hakları ve demokrasi evrenseldir. Herkesin özgürce düşünme, ifade etme ve protesto etme hakkı vardır.
Sevgili arkadaşlarım, Gezi Parkı protestoları, ülkemizin demokrasi tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu olaylar, bize demokrasinin ne kadar değerli olduğunu hatırlattı. Biz gençler olarak, demokratik haklarımıza sahip çıkmalı, özgürce düşünmeli ve ifade etmeliyiz. Gezi ruhunu yaşatmalı, demokrasiye ve insan haklarına sahip çıkmak için mücadele etmeliyiz.
Sonuç olarak, Gezi Parkı protestoları, sadece bir parkın korunması için yapılan bir eylem değildir. Bu olaylar, demokrasi, özgürlük ve insan hakları mücadelesidir. Biz gençler olarak, bu mücadeleye omuz vermeli, demokratik değerlere sahip çıkmalıyız. Gezi ruhunu yaşatmalı, ülkemizi daha demokratik, daha özgür bir geleceğe taşımalıyız.
Teşekkür ederim.