Güneş yavaşça yükselir ufuktan,
Başlar yeni bir gün, dolu umutla;
Şafağın kızıllığıyla bir bakıştan,
Anlarız işte geldi en uzun gün.
Sabahın serinliği, öğlenin kavurması,
Her saat bir başka, her an içimde;
Bu gün sonsuz gibi, bitmez sanılır,
Sanki yarınlara köprü döşenmiş içimde.
Gölgeler oynar kaldırımlarda,
Çocuklar güler parkların koynunda;
Herkesin yüzünde bir yaz sevinci,
En uzul gün, yaşama sevinciyle dolu bir hikaye.
Akşamüstü vazgeçilmez serinliğiyle çalar kapıyı,
Her yerde huzurlu bir sessizlik yayar;
Yıldızlar bir bir belirir gökyüzünde,
Ve ay, sanki bu gece daha bir parlak, daha bir aydınlık.
Durur zaman, dinlenir dünya bu uzun günde,
Bir soluk verir tarlalar, ince bir rüzgar eser;
Bir kutlama gibidir bu en uzun gün,
Doğa, insanoğluyla el ele verir.
İşte böyle geçer zaman, yıldızlar altında,
En uzun gün, anılarda kalacak bir serüvendir;
Her yıl yeniden doğar, yeniden yaşanır,
Ve her seferinde biraz daha manalı, biraz daha sevgili.