Dünyanın en güzel şiiri, dilden dile dolaşır,
Her bir sözcüğü büyülü, kalplere dokunur aşır.
Ne kadar anlatılsa da, tarifi zor, hissi sarhoştur,
Bütün duyguları bir arada, saf sevgiyle yoğrulmuştur.
Kimi zaman bir nehir gibi akar mısralarından,
Kimi zaman fırtınalı bir deniz gibi çağlar.
Her satırında ayrı bir hikaye, ayrı bir sızı,
Her kıtada yaşamın ta kendisi saklı.
Bir anne şefkati gibi sarmalar seni,
Baba güveni üfler omuzlarına yeniden.
Gözyaşlarını siler, güldürür, düşündürür,
Hangi dili konuşursan konuş, anlarsın derinden.
Bazı dizeleri ay gibi parlak, bazıları karanlık,
Kimi zaman sitemkâr, kimi zaman umut dolu.
Her bir verse, farklı bir renk, farklı bir melodi,
Her biri özgün, her biri bir masal anlatır gibi.
Bu şiirin yazarı belki meçhul, belki bir efsane,
Ancal adı dökülmüş tarih sayfalarının arasına.
Anlamı her kuşak, her toplumca yeniden şekillendirilir,
Dünyanın en güzel şiiri, her zaman solmayan bir çiçek gibi açar.
Okur, bir dizeyle bin düşüncesi buluşur,
Kalemden çıkar, ama ruhlar arası bir köprü kurulur.
Dünyanın en güzel şiiri, herkesin içinde bir yerde,
Okunduğunda, yeni bir dünya açılır gözler önünde.