Dramatik sahneler, perdeler arasında bir serüven,
Sözlerle dans eder duygular, her biri bir leyen.
Sahne şimdi senin, sözlerinle başla dövüş,
Anlat bize hikayeni, acıyı, sevinci ve koşulsuz sevişi.
Işıklar altında yalnız kalmış bir kahraman,
Cebinde sadece umutlar, elleri tamtamlı dram.
Kelimelerle dokur kaderini, her bir hece bir iz,
Dramatik şiir bu, her satırında gizli bir sır, bir bilinmezlik.
Ah, bu sahne ne çetrefil, karakterler ne yaman,
Bir padişah, bir dilenci, en masumdan en yılan.
Her biri aynı sahnede, aynı hikayede dans eder,
Birinin zaferi, ötekilerin yıkımı, ardında hüzün, ardında keder.
Konuşur kahramanlar, dökülür içleri, dökülür söz,
Her replik bir yara, her suskunluk boğazda düğümlü bir öz.
Dramatik şiirde sınanır insan doğası, günahlar ve sevap,
Her sahne bir ders, her perde kapanışında kalır bir ah.
Yazar, ah yazar, sen bu dramın nerede kalemşorsun?
Kimi zaman bir gölge, kimi kimi zaman da her sahnenin başmimarsın.
Sonsuz bir güç bu, yaratabilmek, yıkabilmek kaderleri,
Dramatik şiir, sahne bu, ve biz oyuncular, elindeki kum tanesi.
Ve son perde, son sözler soluk soluğa,
Seyirci kararır yüzü, içerler, ağırlaşır hava.
Alkışlar yağar belki, ya da dökülür göz yaşları sessizce,
Dramatik şiir bu, biter ama asla unutulmaz kalplerdece.