Divan-ı Hikmet, 12. yüzyılda yaşamış Türk mutasavvıf şair Ahmet Yesevi tarafından yazılmış olan eseridir. Türk edebiyatının ve Türk tasavvuf edebiyatının köklü eserlerinden biri olarak kabul edilen Divan-ı Hikmet, İslamiyet’in Türkler arasında yayılmasında önemli bir rol oynamıştır. Ahmet Yesevi, Türkistan ve çevresinde yaşamış olan ve Yeseviliği kurmuş bir sufi olarak bilinir.
Divan-ı Hikmet, Ahmet Yesevi’nin İslami öğretileri ve tasavvufi düşüncelerini şiir formunda sunmasından oluşur. Aynı zamanda, Türkçe’nin yazılı edebi kaynaklarında erken örneklerden biri olarak edebiyat tarihinde önemli bir yere sahiptir. Eser, genelde rubai biçiminde kaleme alınmış olup, öğüt veren, tasavvufi ve etik içerikli dizeler içerir.
Ahmet Yesevi’nin Divan-ı Hikmet eseri, dönemin Türklerinin manevi ve düşünsel hayatlarını şekillendiren güçlü bir etkiye sahip olmuştur. Onun şiirleri, halk arasında geniş bir kabul görerek, Yesevi’nin ve onun kurduğu Yeseviliğin yayılmasında kilit rol oynamıştır. Bu eser, Türk edebiyatı ve Türk İslam kültürü içinde ayrı bir yere sahiptir, çünkü Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında etkili olmuştur.
Divan-ı Hikmet’in dili ve üslubu, eserin yazıldığı dönemin sosyal, kültürel ve dini yapısını yansıtır. Yesevi’nin bu eserinde kullandığı dil, o dönem için sade ve anlaşılır bir Türkçe olup, dini ve tasavvufi kavramları anlatmak için gündelik hayattan örnekler ve metaforlar kullanmıştır. Bu özellikleriyle Divan-ı Hikmet, halk arasında dolaşan sözlü halk edebiyatının özelliklerini taşır ve bu yönüyle de Türk halk edebiyatının gelişimine katkı sağlamıştır.
Kısacası, Divan-ı Hikmet, Türk edebiyatı ve tasavvuf düşüncesi açısından derin izler bırakan bir eserdir ve Ahmet Yesevi’nin felsefesi ile tasavvufi anlayışının bir yansıması olarak günümüzde de ilgiyle incelenmektedir.