Bir kaşıkta sıcaklığın hikayesi,
Ocağın üstünde dans ederken çorba.
Mis gibi kokular evi kaplamış,
Her tencere bir umuda dönüşken yarınların.
Sevgiyle yoğrulur bütün içindekiler,
Soğanların göz yaşartan doğruluk yazısı,
Domatesin serüveni, mercimeğin isyanı,
Her lezzette farklı bir hayat, bir başka nefes.
Kaynar suyun içinde sebzelerin valsı,
Tuz, biber eşliğinde hafif bir dans başlar.
Bir tutam nane, bazen de kekik,
Her baharat bir note, çorbada bir şarkı.
Küçük bir dünyadır çorba çeşitleri,
Tarhana, mercimek, ezogelin ve daha niceleri.
Anadolu’nun her köşesinde bir öykü,
Kaşık kaşık Anadolu, yudum yudum hikaye.
Ve bir fincan çorba ile gelen dost sohbeti,
Bulanık sulara terk edilmiş dertler, kederler.
Çorba, hem bedeni hem ruhu işte böyle ısıtan,
Bir kaşıkta saklı geçmiş, bir kaşığında gelecek.
Kışın soğuğundan yazın sıcağına dek,
Her mevsim başka bir excuse çorba için.
Oğul çorbası, yayla çorbası, iç ısıtan,
Besleyici, iyileştirici, tam bir sefa.
Öyle bir sanat ki çorba yapımı, düşününce,
Hafif bir rüzgar gibi girer mutfaklara,
Bir tencere, bir kaşık, biraz da sevgi,
Ve nihayetinde, hepimize yeter bir çorba.