Çanakkale, yiğitlerin toprağı, kahramanların yeri,
Destanlar diyarı, zamanın ötesi bir serüveni.
Kınalı kuzular, vatan için feda etti hayatı,
Her bir çınar gibi dimdik, asil ve mertebeyi.
Tarihin derin izlerinde, şehit kanlarıyla yoğrulmuş,
Mehmetçiğin adımlarıyla saklı kalmış, her karış toprak.
Dalgalandı göklerde bayrak, ne cesaretler boğulmuş,
Kara toprağın altında hikayeler saklar, neredeyse her tane toprak.
Sisli bir sabaha doğru, dedeler yürümüş umuda,
Siperlerden, cephelerden geçip, kalpler yılmaz, durmada.
Çanakkale geçilmez demiş, düşmana, dosta kuda,
Düşmanı dize getiren, o yüce Türk’ün zafer anıdır Çanakkale’ler ada.
Analar, babalar, evlatlar, izlemiş bu destanı yıllarca,
Tarihe altın harflerle yazılmış, bu muazzam serüven.
Her taşında, her toprağında yatıyor bir kahraman,
Çanakkale savaş meydanı, ebedi bir “Geçilmez!” yeminin yeri.
Toprakları şehit kanıyla sulanmış çınar gibi,
Zaman aşımına uğramayan, ilelebet dik durur.
Çanakkale Boğazı, şehitlerin ruhuyla dolu,
Özgürlüğün bedeli bu topraklarda öğrenilir.
Öyle bir zafer ki bu, dosta güven, düşmana korku salar,
Kahraman Türk Milleti’nin feraseti, gücü kadar.
Çanakkale içinde vatan aşkıyla yanan meşale,
Daima aydınlatır bu milletin yüreğindeki çerağale.
Şimdi selam durun, kıyısında zamanın,
Ecdat izinde yürüyün, duyun o çağrışım.
Çanakkale, sadece bir zafer değil, bir milletin tiğin,
Hürriyet aşkıyla yanıp tutuşan, her Türk’ün içinde derin.
Çanakkale geçilmez, geçilmemiş, geçilmeyecek,
Asil Türk milletinin destansı gücüne binlerce kez şahitlik bu.
Her yıl martın sonu, o zaferle yankılanır her köşe, her tepe,
Çanakkale’de yatan her şehit için, minnettarız, dua ile, her seferinde.