Ben Bir Ağaç Olsaydım
Eğer ben bir ağaç olsaydım, dünyaya farklı bir perspektiften bakma şansı yakalardım. Köklerim toprağa derinlemesine bağlı, dallarım gökyüzüne doğru uzanıyor olsaydı, doğanın bir parçası olarak insanların yapamayacağı birçok şeyi deneyimler ve yaşantılarımı onları paylaşmak için sabırsızlıkla beklerdim.
Bir ağaç olarak ilk olarak, mevsimlerin değişimini çok yakından hissederdim. İlkbaharda tomurcuklanmanın verdiği hafiflik ve yenilenme hissini, yazın yapraklarımın güneşin altında dansını, sonbaharda yapraklarımın sararıp kızararak yere düşüşünü ve kışın çıplak dallarım ile soğuğu göğüs gerişimi deneyimlerdim. Her mevsim kendine has güzellikleri ve zorlukları ile hayatımı şekillendirirdi.
Hayatıma dokunan her insanın, üzerime yaslanıp kitap okuduğu, altımda piknik yaptığı veya sadece gölgede biraz soluklandığı anları hissederdim. Çocukların enerjilerini, sevinçlerini ve kahkahalarını absorbe eder, onların oyunlarına eşlik ederdim. Yorulmuş insanların huzur bulduğu, düşündüğü bir sığınak olurdum.
Ayrıca, bir ağaç olarak çevreye olan katkılarımı da göz ardı edemezdim. Fotosentez yaparak oksijen üretir, havadaki karbondioksiti emerdim. Böylece dünyanın daha yaşanabilir bir yer olmasına yardımcı olurdum. Kuşlara yuva, böceklere ise yaşam alanı sağlardım.
Ben bir ağaç olsaydım, insanların doğal güzelliği koruma ve önemseme konusunda daha da bilinçlenmelerine yardımcı olur, onlara doğanın ne kadar kırılgan olduğunu ve korunması gerektiğini anımsatırdım. Belki de zamanla daha fazla insan, ağaçların ve doğanın değerini anlar ve onları korumak için elinden geleni yapardı.
Sonuç olarak, bir ağaç olsaydım, yaşamın karmaşıklığını ve doğanın döngüsünü vücut olarak hissedebilirdim. Günün sonunda, ben bir ağaç olarak dünyaya güzellik, barınak, temiz hava ve daha pek çok şey sunabilirdim. Her ne kadar bir ağaç sessiz ve sabit bir varlık gibi görünse de, aslında içinde barındırdığı yaşam, etki ve güzellik bakımından son derece dinamik ve etkileyici bir varlık olurdum. İnsanlara ve doğaya karşı olan sorumluluğum, köklerim kadar derin ve dallarım kadar geniş olurdu.