Belief (inanç), kişisel olarak kabul edilen veya doğru olduğu düşünülen fikir veya düşünceleri ifade eder. İşte bu konuyla ilgili İngilizce cümle örnekleri:
1. **Her belief in kindness changed the way she interacted with others.**
– İyilikle ilgili inancı, diğerleriyle olan etkileşim şeklini değiştirdi.
2. **His belief in hard work led him to success.**
– Sıkı çalışma ile ilgili inancı onu başarıya götürdü.
3. **Despite evidence to the contrary, some people maintain a strong belief in the paranormal.**
– Aksine kanıtlara rağmen bazı insanlar paranormal olaylara karşı güçlü bir inanç sürdürmektedir.
4. **The belief that the Earth is flat has been disproven by scientists.**
– Dünyanın düz olduğuna dair inanç, bilim insanları tarafından çürütülmüştür.
5. **Sharing similar beliefs can strengthen friendships.**
– Benzer inançları paylaşmak, dostlukları güçlendirebilir.
6. **Changing his beliefs was difficult, but necessary for his personal growth.**
– İnançlarını değiştirmek zordu, ancak kişisel gelişimi için gereklidir.
7. **Their belief in democracy motivates them to vote in every election.**
– Demokrasiye olan inançları, her seçimde oy kullanmalarını motive eder.
8. **She has a firm belief in the power of education.**
– Eğitimin gücüne sağlam bir inancı var.
9. **The belief in oneself is often the first step towards success.**
– Kendine inanç genellikle başarıya giden ilk adımdır.
10. **Cultural beliefs can influence a person’s view of the world.**
– Kültürel inançlar, bir kişinin dünya görüşünü etkileyebilir.