Gizli kalmış satırlarda, sessiz harflerin ardında,
Bilinmeyen şairler fısıldar kelimelerini hüzünlü.
Bir köşede unutulmuş, belki hiç okunmamış,
Her bir mısra, zamana meydan okur cesurca ve umutlu.
Sayfalarda gizli, tozlu rafların arasında,
Kelimelerle dolu yalnızlık şiirinin hikayesi.
Her bir satır, yüreğin en derin köşelerini arar,
Ama nedense bulunmaz, kalmış gözlerden ırak, nemli bir kafes içinde.
Anlatır mısralar, aşkları, savaşları, doğanın hüznünü,
Az bilinen dillerde söylenmiş, melodilerini dinler ruhun.
Belki bir avuç insan duymuş, okumuş, içine sinmiş,
O şiirler ki, dünyanın gürültüsünde kaybolmuş, nazlı bir tını.
Bir tren istasyonunda unutulmuş bir kitap gibi,
Bekler belki bir el uzanır ranzasına yıllar sonra.
Bir lamba altında, bir dost meclisinde hatırlanır,
Yankı bulur az bilinen şiirler, aydınlatır gönüller yavaşça.
Okuyan gözler sayısız, fakat her bir şiir bir dünya,
Keşfedilmemiş gezegenler gibi heyecan verici ve derin.
Az bilinen şiirler, zihinlerde özgürce dolaşır,
Kendi yolunu çizer gökyüzünde parlayan bir yıldız gibi sakin.
Yazılmış her şiir, bir başka düşüncenin pırıltısıdır,
Amaçlar farklı, duygular aynı, insanlık hâlâ merkezde.
Az bilinen şiirler, var oluşun bu büyük denizinde,
Bir fener gibi parlar, kılavuz olur bilinmeyen serüvenlerde.