Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin bağımsızlık ve modernleşme yolundaki en önde gelen lideridir. Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı, Türk milletinin yok olma tehlikesine karşı verdiği bağımsızlık mücadelesidir.
I. Dünya Savaşı sonrasında imzalanan Sevr Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarının büyük bir kısmını yabancı devletlere bıraktırmış, Anadolu’da ise çok sayıda işgal bölgesi oluşturmuştu. Bu durum, ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık için Türk milletinin direnişini kaçınılmaz kılmıştır.
19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’yi başlatan Mustafa Kemal, Erzurum ve Sivas kongrelerini toplayarak ulusal iradenin tek ve egemen olmasını sağlamış; milli birlik ve beraberliği tesis etmiştir. Bu süreçte, “Misak-ı Milli” (Milli Ant) adında, milli sınırlar içindeki Türk yurdunun bölünmez bir bütün olduğu, milletin bağımsızlığını yeniden kazanmak için mücadele edeceği kararlaştırılmıştır.
23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile Türk milletinin egemenliği resmiyet kazanmış, padişahlığa ve saltanata dayanan eski yönetim anlayışına son verilmiştir. Bu yeni meclis, ulusal bir direnişin merkezi haline gelmiştir.
26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz ile Türk ordusu, Başkomutan Mustafa Kemal’in liderliğinde düşman kuvvetlerine karşı zafer kazanarak, işgal altındaki toprakları kurtarmıştır. 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi sonrasında, yabancı birliklerin Anadolu’dan çekilmesine yol açan Mudanya Mütarekesi imzalanmıştır.
Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) ile Türkiye’nin bağımsızlığı uluslararası alanda tanınmış ve modern Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılmıştır. 29 Ekim 1923’te ilan edilen cumhuriyet ile monarşi sona erdirilmiş, laik ve demokratik bir devlet yapısı oluşturulmaya başlanmıştır.
Atatürk, Kurtuluş Savaşı ile sadece bir ulusu bağımsızlığına kavuşturmakla kalmamış, aynı zamanda çağdaş, laik ve demokratik bir devletin temellerini atmıştır. Kurtuluş Savaşı, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olarak, milli birlik ve beraberlik ruhunu pekiştirerek, Türk milletinin modern dünya sahnesindeki yerini almıştır.