Close

A’dan Z’ye Türkçe Atasözleri Arşivi (2025)

Türkçe atasözlerini kapsamlı bir biçimde bir araya getirmek amacıyla hazırlanmıştır. Bu arşivde, hem en yaygın atasözlerini hem de farklı yörelerde kullanılan deyim-vecize niteliğindeki sözleri bulabilirsiniz. Her bir atasözünün kısa açıklaması sayesinde, sözlerin anlam ve kullanım bağlamları hakkında hızlıca bilgi edinebilir ve zengin Türk kültür mirasının izlerini sürebilirsiniz.

A Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Abanın kadri yağmurda bilinir.

Açıklama: Bir şeyin gerçek değeri, ona en çok ihtiyaç duyulduğunda anlaşılır.

Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.

Açıklama: Kişiye ufak bir fırsat veya imkân verilince kendini hemen çok önemli sanır.

Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.

Açıklama: Bazı insanlar için sevdikleri, keyif aldıkları şeyler hiç bıkkınlık vermez.

Abdalın dostluğu (arkadaşlığı) köy görününceye kadardır.

Açıklama: Çıkarcı kimse, ihtiyacı veya menfaati bitince dostluğunu sürdürmez.

Abdalın fikri ne ise zikri de odur.

Açıklama: Kişinin aklından ne geçiyorsa, dilinden de o dökülür; gizlemez.

Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır.

Açıklama: Menfaatini elde eden kişi, işine yaramadığı yerde daha fazla durmaz.

Abdalın yağı çok olursa, kendi başını kızartır.

Açıklama: İmkânları veya parası çok olan kişi, bunu yanlış kullanarak kendine zarar verebilir.

Acele işe şeytan karışır.

Açıklama: Aceleyle yapılan işlerde hata veya zarara uğrama ihtimali yükselir.

Acele yürüyen yolda kalır.

Açıklama: Her işin bir hızı, olgunlaşma süresi vardır; gereğinden fazla acele ederseniz yol alamazsınız.

Aç ayı oynamaz.

Açıklama: Çalışmak veya bir iş yapmak için önce temel ihtiyaçların (örneğin karnın doyması) giderilmesi gerekir.

Aç doymam sanır, tok acıkmam sanır.

Açıklama: İhtiyaç halindeki kişi, açlığının hiç bitmeyeceğini düşünür; tok olan da açlık sıkıntısını unutup hafife alır.

Aç kurt bile komşusunu ininde yemez.

Açıklama: En zor durumda olsak da komşuya, yakına zarar vermemek gerekir.

Aç ne yemez, tok ne demez.

Açıklama: Muhtaç insan, her fırsatı değerlendirir; ihtiyacı olmayan ise türlü bahanelerle beğenmez veya reddeder.

Aç tavuk rüyasında darı ambarı görür.

Açıklama: İhtiyacı olan, sürekli onu düşünür ve hayalini kurar.

Açıksözlü ol, ama küfürbaz olma.

Açıklama: Doğrucu/dürüst olmak iyidir fakat kırıcı, hakaretamiz olmamak önemlidir.

Açın halinden tok anlamaz.

Açıklama: Sıkıntı içinde olmayan, sıkıntıyı tam idrak edemez.

Açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna.

Açıklama: Sır, birine anlatıldığı anda yayılma riski taşır; bu yüzden dikkatli olmak gerekir.

Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil.

Açıklama: İnsan insana her zaman destek olabilir; kimseye yük olduk diye endişelenmemek gerekir; ayrıca can da ölümlü olduğu için kimse kendini vazgeçilmez sanmasın.

Adam adamdan korkmaz, utanır.

Açıklama: İyi yetişmiş bir insan, başkasından korkmayı değil, utanmayı ve saygıyı ön planda tutar.

Adama dayanma ölür, duvara dayanma yıkılır.

Açıklama: Her şeyden önce kendine güvenmek gerekir; zayıf dayanaklara güvenilmez.

Adamakla mal tükenmez.

Açıklama: Söz vermek kolaydır ama eyleme dökmek zordur; vaat etmekle işler bitmez.

Adalet mülkün temelidir.

Açıklama: Bir ülkede düzenin (devletin) sağlam olması, adil yönetimle mümkündür.

Ağaca beşikten mezara kadar muhtacız.

Açıklama: Ağaç, hem beşiğimizde hem tabutumuzda vardır; yaşamın her döneminde doğaya (ağaca) ihtiyaç duyarız.

Ağaç baltaya demiş ki: ‘Beni kesen, sapımdandır.’

Açıklama: İnsanı bazen en çok zarar veren, kendi yakınındakilerdir.

Ağaç yaprağıyla gürler.

Açıklama: Bir kişi çevresindeki iyi insanlar sayesinde güçlenir; başarı da bu şekilde büyür.

Ağır basan fideyi kırar (budar).

Açıklama: Güçlü olan, zayıf olanı kolaylıkla ezer/geçer.

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.

Açıklama: (Şiir veya deyim şeklinde de geçer) Her işin bir adabı, yavaş yavaş ilerleme gerekliliği vardır.

Ağır kazan geç kaynar.

Açıklama: Tembel, ağır veya yavaş kişiler, geç sonuç alırlar; aynı zamanda ağırdan alan iş, istikrarlı olur da denir.

Ağlamayan çocuğa meme vermezler.

Açıklama: İhtiyacını, isteğini dile getirmeyen kişi, hakkına veya yardımına kavuşamaz.

Ağılda oğlak doğsa, ovada otu biter.

Açıklama: Her canlının rızkını yaratan düzen mevcuttur; her yeni ihtiyaca uygun imkânlar da çıkar.

Ağır söz kemik kırar.

Açıklama: Sözle yaralamak bazen fiziksel zarardan daha kötüdür.

Ah alan onmaz.

Açıklama: Haksızlık edip beddua alan kişinin işi rast gitmez, er geç bunun cezasını çeker.

Ak akçe kara gün içindir.

Açıklama: İyi günlerde (varlıkta) para biriktir ki zor (kara) günlerde kullanabilesin.

Ak gün ağartır, kara gün karartır.

Açıklama: Kişinin yaşadığı iyilikler ve kötülükler, ruh halini veya hayatını doğrudan etkiler.

Akıl akıldan üstündür.

Açıklama: Başkalarının fikirlerine, tecrübelerine kulak vermek her zaman faydalıdır.

Akıl age (yaş) da değil baştadır.

Açıklama: Akıl, sadece yaşlanmakla değil, tecrübeyle ve içsel olgunlukla gelişir.

Akılsız başın cezasını (kahrını) ayaklar çeker.

Açıklama: Düşünmeden yapılan işin zahmeti büyür, sonrasında çok uğraşmak gerekir.

Akan su yosun tutmaz.

Açıklama: Sürekli hareket halinde olan, durağanlığın yol açtığı sıkıntılara maruz kalmaz.

Akıl olmayınca ne yapsın sakal.

Açıklama: Sadece dış görünüşle (yaş, tecrübe vb.) akıllı olunmaz; gerçek akıl başka bir şeydir.

Akıllı düşünene kadar deli oğlunu everir.

Açıklama: Aşırı tereddütle bekleyen kişi, bazen elindekileri kaybeder; hızlı davranan işleri bitirir.

Akıllı, köprü arayıncaya kadar deli suyu geçer.

Açıklama: Fazla temkin bazen gecikmeye yol açar. Deli cesurca atılır ve işi halleder.

Al elmaya taş atan çok olur.

Açıklama: Güzel veya değerli olan şeyler, kıskançlık ya da zarar verme isteği uyandırabilir.

Alacak ile verecek (borç) ödenmez.

Açıklama: Alacağınız varsa bunu sadece başka borçlarla kapatmaya çalışmak doğru değildir.

Alacaklı güler, verecekli ağlar.

Açıklama: Alacağı olan kişi rahat, borçlu olan ise kaygılıdır.

Alışmış kudurmuştan beterdir.

Açıklama: Kötü bir alışkanlık edinmiş kimse, bunu kolay kolay bırakamaz.

Alışveriş ölünceye kadar.

Açıklama: İnsan hayat boyu ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır; bu süreç ölünceye dek sürer.

Allah dağına göre kar verir.

Açıklama: Herkes, kaldırabileceği kadar dertle karşılaşır; hiçbir zorluk altından kalkılamayacak kadar büyük değildir.

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.

Açıklama: Haksızlık edersen, bedduayı (ahı) alan kişinin intizarı er geç seni bulur.

Almak kolay, ödemek güçtür.

Açıklama: Borçlanmak, tüketmek kolay; geri ödemek zordur.

Altın ateşte, insan mihnette belli olur.

Açıklama: Gerçek değer, zor durumlarda ortaya çıkar. Altın ateşte saflaşır, insan ise çilede denenir.

Altın anahtar her kapıyı açar.

Açıklama: Para veya maddi güç pek çok engeli aşmaya yarar (ama bu her zaman ahlaki değildir).

Altın eşik, gümüş eşik; yine de evin eşiği.

Açıklama: En lüks yerler bile insanın kendi evi kadar kıymetli, rahat olmaz.

Altın yerde paslanmaz.

Açıklama: Gerçek değerli insan veya yetenek, nerede olursa olsun değerini kaybetmez.

Altını kendi madeninde ara.

Açıklama: Bir şeyi en iyi, kendi kaynağında bulursun. Ya da doğruyu doğrudan kaynağından öğrenmelisin.

Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz.

Açıklama: Annenin sevgisi eşsizdir; dünyada ondan daha yakın, ondan daha güzel yer yoktur.

Ana başta taç imiş, her derde ilaç imiş.

Açıklama: Anne, evlat için en değerli varlıktır; her sıkıntıda en büyük yardımcıdır.

Araba devrilince yol gösteren çok olur.

Açıklama: İş işten geçtikten sonra akıl veren çok çıkar; önemli olan önceden uyarmaktır.

Ar (haya) insanın süsüdür.

Açıklama: Utanma duygusu, insanı güzelleştiren bir özelliktir.

Ar dileyen köpek (ya da it) kapıyı dolaşır.

Açıklama: Suçlu ya da ayıp etmiş kişi, kendini affettirmek için çaba gösterir.

Ar geçer, yad kalır.

Açıklama: Utanç veya gurur kırıcı durumlar unutulsa da iz bırakabilir; diğer bir anlamda, yaptıkların sonradan konuşulur.

Araba geçtikten sonra atı oynatmak (koşturmak) boşunadır.

Açıklama: Fırsat kaçtıktan sonra çabalamak işe yaramaz.

Aranıp da bulunmaz, bulunup da korunmaz.

Açıklama: Çok değerli şeyler (ör. iyi dost, gerçek sevgi) kolay bulunmaz; bulununca da kaybetmemek gerekir.

Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim.

Açıklama: Kişi, arkadaş çevresiyle değerlendirilir; dostların karakteri senin aynan olur.

Armut dibine düşer.

Açıklama: Çocuklar genellikle anne-babalarına çekerek benzer davranışlar gösterir.

Armut piş, ağzıma düş.

Açıklama: Emek harcamadan her şeyin kolayca önüne gelmesini istemek.

Arpa eken, buğday biçmez.

Açıklama: Kişi ne emek verirse, onun karşılığını alır.

Arsızın yüzüne tükürmüşler, “yağmur yağıyor” demiş.

Açıklama: Utanması olmayan kişi, açık bir hakaret veya aşağılamayı bile görmezden gelir.

Arı bal alacak çiçeği bilir.

Açıklama: İşi bilen kişi, işini nerede nasıl yapacağını bilir; doğru adresi bulur.

Asil azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, aslı ayran olur.

Açıklama: Gerçek soyluluk veya gerçek değer kolay kolay bozulmaz; bozulursa zaten özünde o değer yokmuş demektir.

Aslan yattığı yerden belli olur.

Açıklama: Bir kişinin yaşam alanındaki düzen, temizlik ve özen, onun karakterini gösterir.

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.

Açıklama: İki seçenek de zor veya olumsuz olduğunda kullanılır; çıkmaz durumları anlatır.

Ateş düştüğü yeri yakar.

Açıklama: Bir felaket veya acı, en çok onu direkt yaşayanı etkiler.

Atı alan Üsküdar’ı geçti.

Açıklama: Fırsat kaçtı, artık yetişmek veya durumu düzeltmek mümkün değil.

Attığın taş, ürküttüğün kurbağaya değsin.

Açıklama: Harcanan emek veya masraf, elde edilecek sonuca değmeli.

Avcı ne kadar hile bilirse, tilki de o kadar yol bilir.

Açıklama: Karşımızdakinin de karşı tedbirler alacağı, kimsenin boş durmayacağı vurgulanır.

Avrat var, gemi batırır; avrat var, köşk yaptırır.

Açıklama: Eş seçiminin önemi. Kadın (eş) iyi olursa hayatı güzelleştirir, kötü olursa perişan eder.

Ayranım ekşi diyen olmaz.

Açıklama: Kimse kendi malını, işini kötülemez; herkes kendini över.

Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz.

Açıklama: Küçükle yetinmeyen, onu da kaybederek büyük kazançtan da mahrum kalır.

Az söyle, çok dinle.

Açıklama: Çok konuşmak yerine dinlemek ve gözlem yapmak insanı daha bilgili kılar.

Azimle sıçan (kazan) duvarı deler.

Açıklama: Sürekli ve inatçı çabayla zor işler bile başarılabilir.

Az laf, çok iş.

Açıklama: Söz yerine eylem; sonuç odaklı olmak öğütlenir.

Az malın hesabı çabuk görülür.

Açıklama: Elde az şey varsa onu kontrol etmek, düzenlemek daha kolaydır.

Az tamah, çok ziyan getirir.

Açıklama: Küçük kazançlar için daha büyük olanları kaçırabilirsin veya küçük hesaplar büyük kayıplara yol açabilir.

B Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır.

Açıklama: Babanın (ebeveynin) yaptığı hataların cezasını çoğu zaman çocuklar (ailesi) çeker.

Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.

Açıklama: Emek vermeden iyi sonuç beklememek gerekir. Gerekli bakımı sağla ki meyvesini yiyebilesin.

Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı.

Açıklama: Bazı yatırımlar (özellikle bağ, bahçe, zeytinlik gibi) uzun süre ister; kuşaktan kuşağa devredilerek değerlidir.

Bala yakın olan, parmağını yalar.

Açıklama: İyi bir konuma veya imkâna sahip olan kişi, o avantajdan yararlanır.

Bal bal demekle ağız tatlanmaz.

Açıklama: Yalnızca söz söylemekle iş bitmez; eyleme geçmek gerekir.

Bal tutan parmağını yalar.

Açıklama: Kişi, eline geçen fırsatlardan kendisi de pay alır (çoğu zaman kaçınılmaz veya beklenen bir durumdur).

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.

Açıklama: Zararı kendisine dokunmadığı sürece haksızlıklara, kötü durumlara ses çıkarmayan kişi için kullanılır.

Baskın basanındır.

Açıklama: Hazırlıksız yakalanan tarafı ani hamleyle yenmek veya öne geçmek kolaydır.

Bataklıkta balık tutulmaz.

Açıklama: Uygun olmayan şartlarda başarı beklenemez.

Batan gemiyi fareler ilk terk eder.

Açıklama: Tehlike anında, sorumluluk hissetmeyen veya bağlılığı olmayan kişiler ilk önce kaçar.

Bedava sirke baldan tatlıdır.

Açıklama: Ücretsiz olan şey, vasat da olsa insanlar için çekici gelebilir.

Bekâra karı (kadın) boşamak kolaydır.

Açıklama: Kişi, içinde olmadığı bir mesele hakkında konuşurken işi basit sanır.

Bekârlık sultanlıktır.

Açıklama: Kimi insanlar, evlilik sorumluluğu olmadan yaşamanın daha rahat olduğunu söylerler.

Beleş atın dişine bakılmaz.

Açıklama: Hediye veya bedava alınan şeye kusur aranmaz.

Bedava peynir, sadece fare kapanında bulunur.

Açıklama: Görünürde bedava olan şeyin mutlaka gizli bir bedeli vardır.

Beş parmağın beşi bir değildir.

Açıklama: Her insan farklı karaktere sahiptir; hiç kimse tamamen aynı değildir.

Besle kargayı, oysun gözünü.

Açıklama: Nankör insanlar, iyilik göstersen de karşılığında sana zarar verebilirler.

Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.

Açıklama: İnsan her şeyi bilemez, önemli olan bilmediğini öğrenmeye çalışmaktır.

Bir deli kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkaramaz.

Açıklama: Düşüncesizce yapılan bir hareket, sonradan düzeltmesi çok zor sorunlar yaratabilir.

Bir dirhem et, bin ayıp örter.

Açıklama: Dış görünüş (ya da güzel giyim, maddi imkân) bazen kusurları gizlemeye yeter.

Bir dokun, bin ah işit.

Açıklama: Dertli kimseye ufak bir soru veya konu açıldığında, anlatacağı çok şikâyeti vardır.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var.

Açıklama: İş birliği, dayanışma tek başına yapılandan çok daha etkilidir.

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.

Açıklama: Küçücük bir iyilik bile uzun süre unutulmaz, vefayla hatırlanır.

Bir ipte iki cambaz oynamaz.

Açıklama: Dar veya tek bir alanda iki güç odağı bir arada bulunamaz; yönetimde, liderlikte çekişme yaşanır.

Bir koltukta iki karpuz taşınmaz.

Açıklama: Aynı anda iki büyük iş ya da sorumluluk üstlenmek zordur.

Bir koyundan iki post çıkmaz.

Açıklama: Bir şeyden (ya da kişiden) kapasitesinden fazla yarar beklenemez.

Bir musibet bin nasihatten iyidir.

Açıklama: Bazen yaşanan bir sıkıntı veya acı tecrübe, uzun öğütlerden daha çok ders verir.

Bir selâm bin kapı açar.

Açıklama: Nezaket ve iyi niyet, insan ilişkilerinde birçok fırsat doğurur.

Biri yer, biri bakar; kıyamet ondan kopar.

Açıklama: Adaletsizlik, haksız paylaşım büyük sorunların kaynağı olur.

Bitli baklanın kör alıcısı olur.

Açıklama: Kusurlu veya kalitesiz bir şeyi bile satın alacak ya da kabul edecek biri her zaman bulunabilir.

Bıçak yarası geçer, dil yarası (söz yarası) geçmez.

Açıklama: Sözle verilen zarar, fiziksel yaradan daha kalıcı olabilir.

Bükemediğin bileği öp.

Açıklama: Yenemeyeceğin, baş edemeyeceğin güçlü birine boyun eğmek bazen zorunlu hale gelebilir.

Büyük balık küçük balığı yutar.

Açıklama: Güçlü olan, zayıf olanı ezebilir veya yok edebilir.

Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.

Açıklama: Çok yemekle övünme değil; aslolan büyük laflar etmemek, iddialı konuşmamaktır (çünkü insan yanılabilir).

Bülbülü altın kafese koymuşlar, ‘Ah vatanım!’ demiş.

Açıklama: Kişi ne kadar rahat olsa da özgürlüğü veya vatanı olmayınca mutlu olamaz.

C Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur.

Açıklama: Bilgisiz veya inatçı kişiye bir konuyu anlatmak çok güçtür; kavramamakta ısrar eder.

Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur.

Açıklama: Ortam veya imkânlar ne kadar geniş olursa olsun, yetki kimin elindeyse kendi bildiğini yapar.

Can boğazdan gelir.

Açıklama: İnsan yaşamını sürdürmek için önce beslenmek zorundadır; yeme-içme temel gereksinimdir.

Can çıkmayınca huy çıkmaz.

Açıklama: İnsan karakteri kolay değişmez; köklü alışkanlıklar ölene dek sürebilir.

Can çıkmadan (ya da can çıkmayınca) ümit kesilmez.

Açıklama: Hayat devam ettikçe her zaman bir umut vardır; en çaresiz anlarda bile ümit beslenebilir.

Cana gelecek mala gelsin.

Açıklama: Büyük bir kazayı veya felaketi ucuz atlatınca “Can sağ olsun, mal kaybı önemsizdir.” anlamında söylenir.

Cefa çekmeyen sefa süremez.

Açıklama: Zorlukları ve çileleri göze almadan rahatlığa, mutluluğa ulaşamazsın.

Bir ek: Cahilin dostluğundan, alimin düşmanlığı yeğdir.

Açıklama (ek atasözü): Bilgisiz insanın dostluğu zarara yol açabilir; akıllı/donanımlı bir kişinin düşmanlığı bile öngörülebilir veya daha “kontrollü” olur. (Yaygın kaynaklarda geçen bir varyanttır.)

Cesurun bakışı, korkağın kılıcından keskindir.

Açıklama (ek atasözü): Cesaret, fiziksel güçten bile etkilidir. Cesaretle atılan adım veya bakış, korkaklığın tüm silahlarından daha etkilidir.

Ç Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri ve Vecizeler

Çabuk parlayan çabuk söner.

Açıklama: Ani coşku veya hızlı başlayan iş, çoğunlukla çabuk biter ya da söner.

Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez.

Açıklama: Uygun olmayan koşullardan iyi sonuç beklenmez; cahile doğruyu anlatmak güçtür.

Çam sakızı, çoban armağanı.

Açıklama: Değeri küçük görünen bir hediye bile, samimi duygularla verilmişse makbuldür.

Çamura taş atma, üstüne sıçrar.

Açıklama: Değersiz veya kötü işlere bulaşmaya kalkışırsan, zararı yine sana dokunur.

Çarşı itiyle (kuyruğu kesik) köy beklenmez.

Açıklama: Başıboş, disiplinsiz veya güvenilmez kişiden sorumluluk beklenmez.

Çekemeyen, anten taksın.

Açıklama (vecize tarzında): Kıskanan, haset eden kişiye “Kendi derdine bak; kıskançlıkla uğraşma!” anlamında söylenir.

Çerçiye borç, veresiye harç.

Açıklama: Plansız ve hesapsız şekilde yapılan alışveriş, sonradan sıkıntı doğurur.

Çıkmadık candan umut kesilmez.

Açıklama: Bir insan hayatta oldukça daima ümit vardır.

Çiftten sonra yağmur.

Açıklama: Ekim yapıldıktan sonra gelen yağmur, tam zamanında geldiği için bereketlidir.

Çivi çiviyi söker.

Açıklama: Bir sorunu, benzeri veya aynı sertlikte bir tedbirle çözebilirsiniz.

Çok bilen çok yanılır.

Açıklama: Her şeyi bildiğini sanan kimse, aslında daha çok hata yapar.

Çok gezen çok bilir.

Açıklama: Yeni yerler gören, farklı deneyimler yaşayan kişi bilgi bakımından zenginleşir.

Çok laf yalansız; çok mal haramsız olmaz.

Açıklama: Aşırı sözde yalan, aşırı servette de helal olmayan kısım bulunma ihtimali yüksektir.

Çocuk düşe kalka büyür.

Açıklama: Hatalar ve denemeler, çocuğun gelişiminin doğal parçasıdır.

Çocuktan al haberi.

Açıklama: Çocuklar gizlemeden, içtenlikle konuşurlar; doğruyu söylemeleri daha olasıdır.

Çürük tahta çivi tutmaz.

Açıklama: Temeli sağlam olmayan işten fayda beklenemez; yanlış insanla başarı kazanılmaz.

Çürük (yere) bina kurulmaz.

Açıklama: Güvenilmez, dayanıksız temeller üzerine sağlam yapı inşa edemezsin.

Ek/Vecize Niteliğinde Sözler

Çabalamayan, kazanamaz.

Özdeyiş/Ek Söz: Emek olmadan başarı gelmez.

Çarşambanın gelişi, perşembeden bellidir.

Varyant bir söz: Bir işin nasıl ilerleyeceği, başlangıcından anlaşılır.

Çivi çıkar, yeri kalır.

Özdeyiş: Yapılan hata veya kırıcı davranış sonradan telafi edilse bile izi kalır.

D Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz.

Açıklama: İki dağ yan yana bulunabilir ama iki aile aynı çatı altında huzurla yaşamakta zorlanır. İnsanlar ayrı yaşamalıdır, yakınlık fazlalaşınca sorunlar artabilir.

Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.

Açıklama: Dağlar durgundur, birbirine varamaz; ancak insanlar seyahat eder, bir gün mutlaka karşılaşabilir veya buluşabilirler.

Daldan dala konan, meyve yiyemez (ya da bağ bahçe yiyemez).

Açıklama: Sürekli yer veya iş değiştiren kişi, hiçbir yerde istikrar sağlayıp verimli sonuç elde edemez.

Damlaya damlaya göl olur.

Açıklama: Küçük birikimler, zamanla büyük sonuçlar doğurabilir; az da olsa düzenli tasarruf biriktiğinde önemli hale gelir.

Danışan (dağ) aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış.

Açıklama: Başkalarının fikrine danışan, zorlukları daha kolay aşar; danışmayan ise basit işlerde bile bocalar.

Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

Açıklama: Uzaktan bakınca çekici veya kolay görünen işler, içine girince o kadar hoş olmayabilir. Dışarıdan her şey cazip görünebilir ama gerçekte zorlukları vardır.

Davul dengi dengine çalar.

Açıklama: Evlilikte, dostlukta veya ticarette taraflar denk (uyumlu) olmalıdır; birbirine eşit olmayan ilişkiler sürdürülebilir değildir.

Dayak cennetten çıkmadır.

Açıklama: (Genellikle nükteli veya ironi içeren) Eskiden, çocuğu terbiye etmede dayağın kaçınılmaz olduğu düşünülürdü. Günümüzde şiddet karşıtı yaklaşımlar bunu eleştirir.

Dede koruk yer, torunun dişi kamaşır.

Açıklama: Birinin yaptığı hataların bedelini, sonraki nesiller (torunları) ödeyebilir (bkz. “Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır”).

Deli deliyi görünce değneğini saklar.

Açıklama: Benzer durumdaki veya aynı “huydaki” iki kişi karşılaşınca temkinli davranır; birbirlerinin ne yapacağını bildikleri için dikkat ederler.

Deliye her gün bayram.

Açıklama: Deli (aklı yerinde olmayan) veya bilinçsiz kişi, hiçbir şeyi dert etmez; dolayısıyla onun için yaşam hep “keyifli” görünebilir.

Demir tavında dövülür.

Açıklama: Bir işi, uygun zamanı gelince yapmak gerekir. Fırsat kaçtığında iş zorlaşır veya sonuç alınamaz.

Denize düşen, yılana sarılır.

Açıklama: Zor durumda kalan insan, kurtulmak için tehlikeli ya da güvensiz görünen yollara bile başvurabilir.

Dere geçerken at değiştirilmez.

Açıklama: Zor bir işi veya süreci sürdürürken yöntem veya lider değişikliği yapmak risklidir; önce geçişi tamamlamak gerekir.

Dervişin fikri neyse zikri de odur.

Açıklama: Kişinin aklında ne varsa dili de onu söyler; niyetini veya düşüncesini gizlemez.

Deveden büyük fil var.

Açıklama: “Daha büyüğü” ya da “daha güçlüsü” her zaman vardır. ‘Bundan büyük dert/kuvvet/makam kalmadı’ sanmak yanlıştır.

Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak.

Açıklama: Daha büyük bir kazanç umarken eldeki mevcut imkânı da kaybetmek.

Dikensiz gül olmaz.

Açıklama: Her güzel veya değerli şeyin bir zahmeti, zorluğu vardır.

Dinsizin hakkından imansız gelir.

Açıklama: Kötü veya hilekâr birini alt etmek için, ondan da “katı” ya da “farklı” bir yöntem gerekir; bazen ‘kötüyü, daha sert birisi yener’ anlamında söylenir.

Diş ağrısı çeken bilir.

Açıklama: Bir sıkıntı veya acının gerçek boyutunu, ancak onu yaşayarak tecrübe eden anlayabilir.

Doğmadık çocuğa don biçilmez.

Açıklama: Daha gerçekleşmemiş ya da kesin olmayan bir durum için hazırlık yapmak yanlıştır, erken davranmamak gerekir.

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

Açıklama: Dürüstçe hakikati dile getiren kimse, çoğu zaman tepki çeker ve insanların hoşuna gitmeyecek sözleriyle rahatsızlık yaratır.

Dost acı söyler.

Açıklama: Gerçek dost, hoşuna gitmese bile doğruyu söyler; seni aldatmaz.

Dost kara günde belli olur.

Açıklama: Zor zamanlarda yanında duran, gerçek dosttur. Rahat günler dostluğu yanıltıcı olabilir.

Dost ile ye, iç; alışveriş etme.

Açıklama: Yakın arkadaşla ticari ilişki, para alışverişi yapmak kolayca anlaşmazlık çıkarabilir ve dostluğu zedeler.

Düşmez kalkmaz bir Allah.

Açıklama: Her insan, her an hata yapabilir veya sıkıntıya düşebilir. Hiç kimse kendini asla yenilmeyecek sanmasın.

Düşmanın (ya da kurdun) yarası, dostun bakması (veya sözleri) kadar acıtmaz.

Açıklama: Bazen dost görünen kişilerin sözleri veya tavırları, düşmandan gelen zarardan daha çok incitir.

Düğün dediğin iki bayram arası olmaz.

Açıklama: Geleneksel inanca göre, bayram ve kutsal günler arasında düğün yapılması uygun görülmez; töreye dayalı bir yaklaşım.

Ek/Vecize Tarzı Sözler

Derdini söylemeyen derman bulamaz.

Özdeyiş: Sıkıntını dile getirirsen, çözüm üretme şansı artar.

Dediğinden dönme, döneceksen de adam gibi dön.

Özdeyiş: Kararında sebat et; mecbur kalırsan açık yüreklilikle hata yaptığını kabullen.

E Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane.

Açıklama: Ölüm vakti geldiyse, ufak sebepler bile ölüm nedeni olabilir. Asıl etken ecelin yaklaşmasıdır.

Eceli gelen köpek, cami duvarına işer.

Açıklama: Sonunu hazırlayan kişi, bilinçsizce tehlikeli işlere kalkışır; adeta kendi başına belayı çeker.

Ecelsiz ölüm olmaz.

Açıklama: Kişinin ömrü dolmadan ölmesi mümkün değildir; ecel yazılmışsa, vakti geldiğinde ölüneceğine inanılır.

Eğreti ata binen, tez iner.

Açıklama: Başkasının malı veya emaneten gelen imkân kalıcı olmaz; çok güvenmemek gerekir.

Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.

Açıklama: Kaliteli tohumu ek ki verim al, yoksa kötü ürünle zarar edersin. Önceden tedbir almak önemlidir.

El elden üstündür.

Açıklama: Her zaman daha iyisi, daha güçlüsü, daha beceriklisi olabilir; kendini en üstün sanma.

El için kuyu kazan, içine kendi düşer.

Açıklama: Başkalarına kötülük yapmaya çalışan, sonunda kendi tuzağına düşer.

Elmemiş, görmemiş (bilmemiş).

Açıklama (küçük vecize): Bir şey hakkında deneyimi/ bilgisi olmayan, anlamakta ve uygulamakta güçlük çeker.

Elin ağzı torba değil ki büzesin.

Açıklama: İnsanların ne diyeceğini engelleyemezsin; dedikoduya, eleştiriye her zaman açıksındır.

Elin taşıyla elin kuşunu vurmak.

Açıklama: Başkalarının emeğini veya imkânlarını kullanarak menfaat elde etmek.

Elin oğluna kız vermek kolay, beslemek zordur.

Açıklama: Bir işin sorumluluğunu başkasına yıkmak kolaydır; asıl zor olan o işi bizzat üstlenmektir.

Elin tavuğu, komşuya kaz görünür.

Açıklama: Başkasının sahip olduğu küçük bile insanın gözünde büyük görünür. Kendi malını küçük, başkasını değerli gören anlayışı anlatır.

Elin terzisiyle don biçilmez.

Açıklama: Kendi işini en iyi sen bilirsin; başkalarının ortaya koyduğu iş sana tam uymaz.

El öpmekle dudak aşınmaz.

Açıklama: Saygı göstermekte, büyükleri selamlamakta, ya da rica etmekte bir kayıp yoktur. Gurur yapmaya gerek yoktur.

Emanet ata binen, (ya yolda kalır) ya tez iner.

Açıklama: Başkasına ait araç veya imkân geçici olarak kullanılır; uzun süre güvenilemez.

Emek olmadan yemek olmaz.

Açıklama: Çalışmadan, zahmet çekmeden kazanç elde edilemez.

Er olan ekmeğini taştan çıkarır.

Açıklama: Gerçekten çalışkan ve becerikli kişi, ne kadar zor şartlar olursa olsun yolunu bulup rızkını kazanır.

Erken kalkan yol alır.

Açıklama: İşe erken başlayan veya hazırlığı önceden yapan, daha iyi sonuç alır.

Erken öten horozun başını keserler.

Açıklama: Vakti gelmeden davranan veya doğru olmayan zamanda ortalığı velveleye veren kişi tepki çekebilir.

Erken evlenen döl alır, erken kalkan yol alır.

Açıklama: Hayatta zamanında yapılan işler, erken davranışlar çoğu zaman avantaj sağlar.

Ermeyene ârif deme, pul kesesine hırsız deme.

Açıklama (vecize sayılır): Hakikatli, erdemli kişi hemen anlaşılmaz; keza zengin olana da hemen hırsız damgası vurma.

Ermiyorsan gönül sırına, neylesin şiir irfanını.

Açıklama (vecize niteliği): İçsel bilgiye, olgunluğa ulaşamayan, sanatsal veya entelektüel güzellikleri de anlayamaz.

Eşeğe altın semer vursalar, yine eşektir.

Açıklama: Değersiz veya cahil kişi, dıştan süslenip zengin görünse de özünü değiştiremez.

Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun, kimi kısa der.

Açıklama: Bir işi çok kişiyle danışmadan yapmaya kalkışırsan herkesin ayrı fikri olur; ne yapsan memnun edemezsin.

Ev alma, komşu al.

Açıklama: Mülk satın alırken komşu çevresi çok önemlidir. Kötü komşu, güzel evi rezil eder.

Evvel yol, ahir sel.

Açıklama: Doğru zamanında gerekeni yapmazsan sonradan sıkıntı, felaket (sel) gelebilir.

Alternatif açıklama: Yol almak, hazırlığı tam yapmazsan sonu sel gibi felakete dönebilir.

Ezbere dayanan, yanılmaya dayanır.

Açıklama: Bir konuyu ezbere bilmek yerine anlamak, özümsemek gerekir; yoksa hata kaçınılmazdır.

F Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Fala inanma, falsız da kalma.

Açıklama: Falcılığın doğruluğuna güvenme ama eğlencesini de tamamen ihmal etme; mecazi olarak “Bir ihtimal bile olsa umudu elden bırakma” anlamında da yorumlanır.

Fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış.

Açıklama: Zaten zor durumda olan kişinin, işi daha da zorlaştıracak hareketlerde bulunması.

Fazla mal göz çıkarmaz.

Açıklama: Varlığın ya da malın fazlası zarar getirmez; çok kazanmak genellikle iyi görülür (aşırı hırsa kapılmadıkça).

Fazla naz âşık usandırır.

Açıklama: Gereğinden fazla kapris veya çekingenlik, seven kişiyi bile bıktırır.

Fırıncının gözü hamurda olur.

Açıklama: Kişi, alıştığı veya sürekli meşgul olduğu işle ilgili her an tetiktedir.

Fırsat ele geçmez, geçse de kaçmaz.

Açıklama: Uygun zamanda eline geçen fırsatı değerlendiren, bundan kaçınmaz; bir fırsatı elde etmek zordur, ama gelince de kaçırılmamalıdır.

Fırsat her zaman ele geçmez.

Açıklama: Önemli bir şans veya elverişli an, sık sık yaşanmaz; bu yüzden kıymeti bilinmelidir.

Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü.

Açıklama: Yoksul veya sıkıntıda olan kimse, akıl dışı davranışlarda bulunarak halini zorlaştırır.

Bazı yörelerde: “Fakirin düşkünü, beyaz giyer bahar günü.”

Ek (Diğer Kaynaklardan) “F” İle Başlayan Sözler

Fazla aş, ya karın ağrıtır ya baş.

Açıklama: Her şeyin fazlası zarardır; ölçülü olmak gerekir.

Filler tepişir, çimenler ezilir.

Açıklama: Güçlülerin çatışması, zayıf veya sıradan insanlara zarar verir.

G Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Gammaz olmasa, tilki pazarda gezer.

Açıklama: Başkalarını ihbar eden, ispiyonlayan insanlar olmasa, kurnazlar (yanlış yapanlar) rahatlıkla dolaşır.

Ganimetin üstü harman, altı zindandır.

Açıklama: Kolay ele geçen veya haksız kazancın ilk başta yararı var gibi görünse de sonu sıkıntılı olabilir.

Garip kuşun yuvasını yapan Allah, elbet rızkını da verir.

Açıklama: Her canlının rızkı, şartları yaratan ilahi düzen tarafından sağlanır; çaresiz görünen kimseye de Allah yardım eder.

Gel demesi kolay, git demesi zordur.

Açıklama: Birini davet etmek kolaydır ama gönderme (uğurlama) kısmı zor olabilir; bazen ayrılmak sıkıntılıdır.

Gelen gideni aratır.

Açıklama: Yeni gelen, çoğu zaman eskisinin yerini dolduramaz; bu işte eskisi daha iyiydi dedirtir.

Gelene gidene eğilme, haysiyetin (izzetin) eğilir.

Açıklama: Herkese boyun eğen, gururunu kaybeder. Onurlu olmak için her talebi kabul etmemek gerekir.

Gemi batarken, kaptan güvertede kalır.

Açıklama: Sorumluluk sahibi kişi, zor durumda gemisini (işini, ekibini) terk etmez. Lider, fedakârlık yapıp en son çekilir.

Gemi azıya alan durmaz.

Açıklama: Aşırı cesaret veya hırsa kapılan, artık geri durmaz, nefsini dizginleyemez.

Gencin gözü yerde gerek, yaşlının sözü yerde gerek.

Açıklama: Gençler, terbiyeli olup gözünü indirmeli (saygılı olmalı); yaşlıların sözüne de itibar edilmelidir (onları yerde bırakmamalı).

Gencin işi, yaşlının dişi tutmaz.

Açıklama: Bir işe gençken girişmeli; ilerleyen yaşta bazı işleri yapmak zordur.

Gidip de gelmemek, gelip de görmemek var.

Açıklama: Yola çıkanın geri dönmeme (ölüm veya başka sebep) ihtimali olduğu gibi, geride kalanların da hayatta olup olmayacağı belli değildir.

Gidenin arkasından konuşma, gelenin önünde yer aç.

Açıklama: Kaybedilenin ardından dedikodu etme, yeni gelene saygı göster ve alan aç.

Giden ayak, geri dönmez (dönse de yerini bulmaz).

Açıklama: Bir kez terk eden, geri dönse bile eski düzeni kalmaz; ya da kim gitti ise dönmeyecektir.

Girdiğin kabın şeklini al.

Açıklama (vecize niteliği): Bulunduğun ortama uyum sağla, şartlara göre hareket et.

Goca (ihtiyar) kurt, gediğini unutmaz.

Açıklama: Tecrübeli kişi, geçmişteki yollarını ve taktiklerini unutmaz, zor durumda yine aynı yönteme başvurur.

Göç eden kuşun ayağı yorulur.

Açıklama: Sürekli yer ve hayat değiştiren kişi çok zahmet çeker; seyahat veya göç yorar.

Göğe direk, denize kapak olmaz.

Açıklama: Çok imkânsız şeyler için ‘yok artık, olmaz böyle şey’ anlamında kullanılır.

Gönül kimi severse, güzel odur.

Açıklama: İnsan sevdiğini beğenir; asıl güzellik, kişinin kalbindeki sevgidedir.

Gönül ferman dinlemez.

Açıklama: Kalbe söz geçirmek zordur; duygular mantık kurallarına uymaz.

Gönülsüz namaz göğe ağmaz.

Açıklama: İstekli yapılmayan ibadet veya işten hayır gelmez; samimiyetin önemi vurgulanır.

Göz görmeyince gönül katlanır.

Açıklama: Uzakta olan veya gözden uzak duran şeye katlanmak daha kolay olabilir.

Göz göre göre kaş aldırılmaz.

Açıklama: Bariz hatayı kimse gözleri önünde yaptırmaz; “Açıkça yanlış” olanı insan engellemek ister.

Göz nereye bakarsa, gönül de oraya akar.

Açıklama: Dikkatini neye yöneltirsen, duygu da oraya kayar; kalp, sık baktığı şeye meyleder.

Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur.

Açıklama: Uzakta olan veya uzun süre görülmeyen kişi unutulur, sevgi azalır.

Gülme komşuna, gelir başına.

Açıklama: Başkalarının başına gelen talihsizlikle alay etme, benzer durum senin de başına gelebilir.

Gülü seven dikenine katlanır.

Açıklama: Güzel veya değerli şeylere sahip olmak isteyen, onun getirdiği zahmete de katlanmalıdır.

Güvenme varlığa, düşersin darlığa.

Açıklama: Varlıklı olmak kalıcı değildir; bugün zengin olan yarın fakir düşebilir, güvenmemek lazım.

Ek “G” İle Başlayan Atasözleri/Vecizeler

Gelin ata binmiş, ya nasip demiş.

Açıklama: Yola çıkan veya yeni bir iş başlatan, sonucunu tam bilemez; kısmetine güvenir.

Gün doğmadan neler doğar.

Açıklama: Henüz vakit varken, umulmadık güzel gelişmeler olabilir; gelecekte ne olacağı belli olmaz.

Gün olur devran döner.

Açıklama: Hayatın çarkı değişir; bugün güçlü olan yarın zayıf, bugün zayıf olan yarın güçlü olabilir.

H Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Hacıyı Mekke’de, dervişi tekkede bulursun.

Açıklama: Her şey kendi doğal ortamında bulunur. Kişinin gerçek varlığı, olması gereken yerde ortaya çıkar.

Haddini bilmeyen, her yerde rezil olur.

Açıklama: Kendi sınırlarını bilmeyen, sorumluluğunun ötesinde işlere kalkışan kişi zor durumda kalır.

Hak yerini bulur.

Açıklama: Eninde sonunda adalet gerçekleşir; haksızlık devam etmez.

Hamama giren terler.

Açıklama: Bir işe giren, o işin gerektirdiği zahmete katlanmak zorundadır.

Harman yel ile, düğün el ile olur.

Açıklama: Hasat zamanı rüzgâr (yel) iş görür; düğünü ise misafir ve yardımlaşma güzelleştirir. İşlerin gerçekleşmesi için “doğal destek” veya “insan desteği” gerekir.

Hasta olmayan, hastanın hâlinden anlamaz.

Açıklama: Bir sıkıntıyı yaşamayan, onu tam olarak kavrayamaz. Başkasının derdini anlamak için empati veya tecrübe gerekir.

Havlayan köpek ısırmaz.

Açıklama: Gürültüyle tehdit eden çoğu zaman fiili zarar vermez (tersi de doğrudur: sessiz tehlike bazen daha ağırdır).

Haydan gelen, huya gider.

Açıklama: Kolay veya emeksiz elde edilen şey, çabucak elden çıkar (ısraf veya kayıp yaşanır).

Hayır dile komşuna, hayır gele başına.

Açıklama: Başkaları için iyi dileklerde bulunan, sonunda kendisi de iyilik bulur. Çevresine güzellik sunan, karşılığında güzellik alır.

Her inişin bir yokuşu vardır.

Açıklama: Yaşamda iyi-kötü, kolay-zor durumlar sırayla gelir; hiçbir şey sürekli aynı şekilde gitmez.

Her işin başı sağlık.

Açıklama: Hayatta en önemli unsur sağlıktır; sağlık olmayınca diğer işlerin önemi kalmaz.

Her koyun kendi bacağından asılır.

Açıklama: Herkes, kendi yaptıklarından sorumludur; başkasının sorumluluğunu üstlenemez.

Her şeyin yenisi, dostun (arkadaşın) eskisi makbuldür.

Açıklama: Eşya veya imkânlar yenilendikçe iyi olur; ama dostluk eskidikçe değer kazanır.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.

Açıklama: Her kişinin kendine özgü yetenek ve yöntemi vardır; herkes aynı işi farklı bir tarzla yapabilir.

Hırsızın hiç mi suçu yok?

Açıklama: Ortada büyük bir kusur veya zarar varsa, asıl suçluyu görmezden gelmek mantıksızdır. (Bazen “Kapı açık bırakılmış olsa da hırsız yine hırsızdır” anlamında.)

Horozu çok olan köyde sabah geç olur.

Açıklama: Bir işin başında çok kişi söz sahibi olursa kargaşa çıkar, gerekli iş zamanında yapılamaz.

Huylu huyundan vazgeçmez.

Açıklama: Karakter ya da alışkanlıklar kolay kolay değişmez; insan temel huyunu bırakmaz.

Huy canın altındadır.

Açıklama (benzer anlam): Huy, insanın özünde bulunur; ölünceye kadar da kolay kolay değişmez.

Hafıza-i beşer nisyan ile malûldür. (Arapça-Türkçe karışık, atasözleşmiş söz)

Açıklama: “İnsanoğlunun hafızası unutkanlık ile maluldür.” Yani insanlar unutkandır, zamanla pek çok şeyi unutur.

Hanın yolu, her yerden geçer.

Açıklama (vecize niteliğinde): Yeterince imkân veya güç varsa istediğin yere gidersin. Diğer yorum: Yönetici veya güçlü kişinin gideceği yere her yol açılır.

I Harfiyle (Ya Da “I” Sesiyle) Başlayan Bazı Sözler

Isıracak it, dişini (önceden) göstermez.

Açıklama: Gerçek tehlike, açık tehdit savurmadan; sessizce harekete geçer. Korkutmak için çok gürültü yapan genelde o kadar zararlı olmaz, asıl sessiz olan daha tehlikelidir.

Irgat yatar, harman yanmaz.

Açıklama: Bazen işler, insan eli değmeden de kendi kendine olur veya doğa kendi döngüsünde sonuç verir. “Endişeye gerek yok, gerekli süreç zaten işler,” şeklinde de yorumlanır.

(Yöresel biçimler: “Irgat yatsa da harman yanmaz.”)

Irmak kenarına değirmen yapılmaz.

Açıklama: Zaten bol su bulunan veya kolaylıkla elde edilen bir şeyin yanına tekrar aynı amacı güden yapı kurmak gereksizdir. Doğru yerde, doğru yatırım yapmak gerekir.

(Bazı yörelerde: “Irmak kıyısına çeşme yapılmaz.”)

Issız yere yel vurur, yolsuz yere el uğramaz.

Açıklama: Kimsenin olmadığı yerde rüzgârdan başka bir şey bulamazsın; erişilmesi zor veya geçit olmayan yere insan da kolay kolay uğramaz.

(Vecize niteliğinde)Işığı gören mescide koşar.

Açıklama: Menfaat veya ışık (fayda) neredeyse, insanlar oraya yönelir. İyilik veya çıkar kapısı görüldüğünde herkes orada toplanır.

(Yöresel biçimi: “Işığı gören camiye girer.”)

İ Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.

Açıklama: Başkalarını eleştirmeden veya onlara zarar vermeden önce, kendi hatalarını gör, empati kur. Ufacık bir zararı bile önce kendine reva görmelisin ki başkasına büyük zararı hak görmeyesin.

İki at bir kazığa bağlanmaz.

Açıklama: Benzer güç veya konumda iki kişi (ya da varlık) aynı ortamı paylaşmakta zorlanır; çatışma çıkabilir.

İki cambaz bir ipte oynamaz.

Açıklama: Aynı alanda iki güçlü/ustalıklı kimse birlikte rahatça iş yapamaz; çekişme doğar. (Bkz. “Bir ipte iki cambaz oynamaz.”)

İki deli bir gömleğe sığmaz.

Açıklama: Mantıksız veya ölçüsüz davranan iki kişi, dar veya sınırlı bir ortamda anlaşamaz; çatışma kaçınılmazdır.

İki dinle, bir söyle.

Açıklama: Daha az konuşup daha çok dinlemek, sağlıklı iletişimin ve bilgeliğin anahtarıdır.

İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur.

Açıklama: Birbirini seven kişiler için en zor veya en basit şartlar bile mutluluk kaynağı olabilir.

İki karpuz bir koltuğa sığmaz.

Açıklama: Aynı anda iki büyük iş veya sorumluluk üstlenmek zordur. (Bkz. “Bir koltukta iki karpuz taşınmaz.”)

İki ölç, bir biç.

Açıklama: Bir işe başlamadan önce iki kere düşün (ölç), sonra uygulamaya geç (biç). Hata yapmamak için temkinli ol.

İkra (oku) diye emrolundum.

Açıklama (dini vecize): Kur’an’da ilk emir “Oku!” şeklindedir. Öğrenmenin, bilginin önemine vurgu yapar.

İnsan beşer, kuldur şaşar.

Açıklama: İnsanoğlu hataya açıktır, hiçbirimiz kusursuz değiliz.

İnsan doğarken ağlar, ölürken ağlatır.

Açıklama: Bebek doğarken kendisi ağlar (çevrede sevinç olur), insan ölünce de ardından sevenleri ağlar.

İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.

Açıklama: Karakter, huy veya temel alışkanlıklar çocuklukta şekillenir ve kolay kolay değişmez.

İnsanı elbisesine göre karşılarlar, bilgisine (ya da aklına) göre uğurlarlar.

Açıklama: İlk izlenim dış görünüşle oluşur; ancak vedada esas itibarı (saygıyı) kişinin bilgi, akıl veya kişiliği belirler.

İnsanın (bir) işi olmazsa, baş ağrısı da tutmaz.

Açıklama: Meşguliyeti olmayan kişi, küçük sıkıntıları bile dert eder. İş veya uğraşı olanın böyle ufak dertlere vakti kalmaz.

İnsana sadık olan, Allah’a da sadık olur.

Açıklama: İnsanlara dürüst ve bağlı olan, yüce değerlere de bağlılık gösterir. Ahlak bütünlüğü vurgulanır.

İp inceldiği yerden kopar.

Açıklama: Zaten zayıf veya sorunlu olan nokta, en küçük darbede kırılır; sıkıntının kaynağı olan yerden sorun patlak verir.

İstek arslanı yener.

Açıklama: Güçlü bir irade ve azimle çok büyük engeller aşılabilir.

İte (köpeğe) çomağı hazırla.

Açıklama: Tehlike yaratabilecek kimseye (ya da duruma) karşı hazırlıklı ol; her an tedbiri elden bırakma.

İt iti ısırmaz.

Açıklama: Aynı tür veya aynı yolda olanlar genelde birbirine zarar vermez. Suç ortaklığı olanlar, birbirini ele vermez anlamında da kullanılır.

İyi dost kara günde belli olur.

Açıklama: Zor zamanında yardımına koşan, gerçek dosttur. (Bkz. “Dost kara günde belli olur.”)

İyiliğe iyilik, her kişinin kârı; kötülüğe iyilik, er kişinin kârı.

Açıklama: Sana yapılan iyiliğe iyilikle karşılık vermek kolaydır; erdemli insan, kötülük edene de iyilik yapabilendir.

İyilik eden, iyilik bulur.

Açıklama: İyilik yapan kişi, sonunda güzel karşılıklar görür; evren/kader/insanlar ona iyi davranır.

İyilikten maraz doğar.

Açıklama: Bazen iyi niyetle yapılan yardım veya hoşgörü, suistimal edilip zarar doğurabilir.

İyilik (ettin) et kuyruğa; kalsın ahirete.

Açıklama: Yapılan iyilik, dünyada hemen görülmeyebilir; karşılığı ahirete kalır. Samimi iyilik, dünyevi menfaat beklemez.

İyilik ve kötülük karşılıksız kalmaz.

Açıklama: İster iyi, ister kötü olsun, her davranışın bir sonucu (geri dönüşü) mutlaka olur.

İyi insan lafının üstüne gelirmiş.

Açıklama: Hoşlanılan bir kimseden konuşulurken o kişi aniden belirir; eski inanca göre iyi insanların adı anıldığında sanki çağrılmış gibi gelirler.

İyinin düşmanı yine iyi olur.

Açıklama: Kalitesi yüksek olan şeyin rakibi, başka bir kaliteli üründür; sıradan veya kötü bir rakip onun seviyesine çıkamaz.

K Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Kabahat samur kürk olsa, kimse üzerine almaz.

Açıklama: Kusur veya hata çok değerli (samur kürk) olsa bile kimse kabahati üstlenmek istemez.

Kabahat gelin olmuş, kimse almamış.

Açıklama: Hata ortada gezinse de kimse üstlenmek istemez; herkes sorumluluktan kaçar.

Kabuğuna sığmamak. (Deyimleşmiş özdeyiş formu)

Açıklama: Kişinin heyecanla yerinde duramaması veya kendini aşmak istemesi.

Kabul etmeyen (kız) kocasız, süpürgesi saplı kalır.

Açıklama: (Eski, geleneksel bir yaklaşım) Çok fazla nazlanan ya da her talibi reddeden kadın, sonunda evde kalır demeye getiren bir atasözü.

Kaçan balık büyük olur.

Açıklama: Ele geçmeyen fırsatlar gözde büyür, sanki elde edilse çok büyük kazanç olacakmış gibi düşünülür.

Kaçan tilki, çalak (kurnaz) olur.

Açıklama: Tehlikeden veya zor durumdan kaçmayı başaran kişi, daha kurnaz ve deneyimli hale gelir.

Kaçan kurtulmaz, kovan yıkılmaz.

Açıklama: Kaçıp kurtulmak isteyen için kolay yol yoktur; kovan dağılmaz. Kararlılıkla mücadele eden taraf, düzenini korur.

Kader gayrete âşıktır.

Açıklama: Şans ve kısmet, çoğu zaman çalışkan ve gayretli olana yardım eder.

Kadir kıymet bilmeyenin, kadrini kıymetini bilmezler.

Açıklama: Başkalarının değerini takdir etmeyen kimse, sonunda kendi değeri de bilinmez hale gelir.

Kalbin köşkü yıkılırsa, yenisi yapılmaz.

Açıklama: Sevgi veya güven duygusu yıkıldığında, onarması zordur; insanın iç dünyası kolay düzelmez.

Kalbin sevmediğine göz bakmaz.

Açıklama: Birini sevmiyorsan, gözün de ona karşı ilgisizdir; gönül olmadan bakış da anlam kazanmaz.

Kalp kalbe karşıdır.

Açıklama: Sevgi, dostluk veya düşmanlık karşılıklıdır; birinin kalbi diğerine nasıl davranıyorsa öbürü de benzer hisleri taşır.

Kambersiz düğün olmaz.

Açıklama: Ünlü ya da çok bilinen bir kişinin/unsurun, onunla özdeşleşmiş ortamlarda eksik olması düşünülemez. (Genellikle espriyle “Sen de geldin, tam oldu,” gibi kullanılır.)

Kanı kanla yıkamazlar.

Açıklama: Hata, başka bir hatayla düzelmez; şiddet veya yanlış, benzeri bir yanlışla çözülmez.

Kanatsız kuş uçmaz.

Açıklama: İmkân veya yeteneği olmayan, istediği hedefe ulaşamaz. (Bazen “Her işin gerekli araçları olmadan başarı gelmez” anlamında.)

Kanı kaynamak. (Deyim-atasözü karışımı)

Açıklama: Bir kişiye karşı spontan, sıcak bir yakınlık hissetmek; yadırgamamak.

Kapıdan kovsan bacadan girer.

Açıklama: İnatçı veya ısrarcı kişi, her yoldan amacına ulaşmaya çalışır; dışlanmaya rağmen geri dönüp durur.

Kapı bir, bacı (kız kardeş) bin olsa da analık bir.

Açıklama: Anne tekdir, onun yerini kimse tutamaz; kardeş sayısı fazla olabilir ama annenin yeri başkadır.

Kapı komşu, ev sahibi gibi değildir.

Açıklama: Komşu yakın olsa da ev sahibi kadar rahat değil; yani her insan, kendi mülkünde özgür ve rahattır.

Kara haber tez duyulur.

Açıklama: Kötü haberler, hızlıca yayılır; insanlar kötü gelişmelere çabucak ulaşır.

Karga bülbül olmaz, balçık pilav olmaz.

Açıklama: Aslı kötü veya uygunsuz olan şeyden güzel sonuç beklenemez; niteliksiz şey, nitelikli hale gelemez.

Karga yavrusuna kaz görünür.

Açıklama: Herkes kendi çocuğunu, eserini veya malını en güzel/hatasız görür.

Karpuz kabuğunu görmeden, denize girme.

Açıklama: Gerçek yaz (sıcak sezon) gelmeden denize girme; mecazi anlamda “Zamanı gelmeden bir işe girişme.”

Kart kurtulur, yavrusu merkep olur.

Açıklama: Yaşlı, deneyimli kişi bir şekilde zor durumdan sıyrılır, ama tecrübesiz olan (yavrusu) sıkıntıya düşer.

Katre damlaya kavuşunca göl olur, göl de denize.

Açıklama (vecize): Küçük birikimler zamanla büyür ve büyük hedeflere dönüşür. Birlikten güç doğar.

Kavgada yumruk sayılmaz.

Açıklama: Çatışma ortamında (kavgada) ne kadar darbe vurulduğuna bakılmaz; olan olur, sonucu önemlidir.

Kaya (taş) yarılır, deli bakar.

Açıklama: Bir işte büyük bir olay olur, akıllı insan tehlikeye karşı önlem alır ama deli umursamaz, öylece bakıp kalır.

Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.

Açıklama: Büyük bir çıkar beklenen yerde ufak masraf veya fedakârlık göze alınır.

Kazanmadan harcamak, hazana benzer.

Açıklama: Emek vermeden tüketmek, tıpkı güz mevsiminin (hazanın) yaprak dökmesi gibi kayba yol açar.

Kazma elin kuyusunu, düşersin içine.

Açıklama: Başkasına tuzak kuran, sonunda kendi tuzağına düşer (Benzer: “El için kuyu kazan, içine kendi düşer.”).

Kaz gelen yerden, tavuk esirgenmez.

Açıklama: (Aynı mantık: Büyük menfaat bekliyorsan, küçük fedakârlık yapmayı göze alırsın.)

Kazananın anahtarı gayrettir, kaybedenin bahanesi çoktur.

Açıklama (özdeyiş): Çalışıp çabalayan başarıya ulaşır; başarısız kişi ise hep bahane üretir.

Kazma sapını yol eden, kürek sapına muhtaç olmaz.

Açıklama: Ufak işte bile sebat edip çalışan, daha büyük ihtiyaçlara bağımlı kalmaz; kendi imkânını oluşturur.

Kaz ve koyun göç etmezse, toprak bayram eder.

Açıklama: Hayvanların otlamadığı arazi dinlenir, verimli hale gelir.

Kedi uzanamadığı ciğere pis der.

Açıklama: Erişemediği ya da elde edemediği şeyi kötüleyerek teselli bulanları anlatır.

Kelin ilacı olsa, kendi başına sürer.

Açıklama: Bir kişinin kendisi dertliyken, başkasına pek faydası olmaz. İddia ettiği çare kendine yaramıyorsa başkasına hiç yaramaz.

Kelek yer, karın ağrısını (keyfini) başkası çeker.

Açıklama: Kendi hatasının faturasını başkasına ödetmek. (Benzer: “Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır.”)

Kem âlât ile kemâlât olmaz.

Açıklama (Arapça-Türkçe karışımı özdeyiş): Kötü araç gereçle (yetersiz vasıtayla) iyi sonuç elde edilmez.

Kendi düşen ağlamaz.

Açıklama: Kişi, bilerek veya kendi hatasıyla zora düşerse sızlanma hakkı yoktur.

Kendi göbeğini kendi kesmek.

Açıklama: Kişinin yardım beklemeden, kendi işini kendisinin halletmesi.

Kesenin ağzını açmak.

Açıklama: Para harcamada cömert davranmak, eli sıkı olmamak (Deyim olarak da kullanılır).

Keçinin sağı solu belli olmaz.

Açıklama: Huysuz, ne yapacağı öngörülemeyen kişi için söylenir.

Kılıç kınını kesmez.

Açıklama: Bir güç odağı (lider, silah vb.), kendi koruyucusuna zarar vermez; aynı yolda olanlar birbirini bozmaz.

Kimse kimsenin karnını doyurmaz.

Açıklama: Herkes sonuçta kendi menfaatini gözetir; başkasından kalıcı bir yardım beklemek gerçekçi değildir.

Kiminin parası, kiminin duası.

Açıklama: İyilik veya katkı farklı şekillerde olabilir; kimi malıyla, kimi de iyi dileğiyle destek verir.

Kırk yıllık Kâni, olur mu Yâni?

Açıklama: Uzun süredir aynı huyu olan insan, aniden değişmez (Kâni: Huyu sabit, Yâni: Yeni biri gibi davranma).

Kırkından sonra azanı teneşir paklar.

Açıklama: İleri yaşta yanlış yola sapan, düzelmek bilmez; onu sadece ölüm durdurabilir (eski, sert bir ifade).

Kırpılacak koyun, bahar beklemez.

Açıklama: Birinden menfaat elde edecek kişi, fırsatı geciktirmez; zamanında işini yapar.

Kısmetindir gezdiren, yer yer seni.

Açıklama: İnsan nereye gideceğini tam seçemez, kısmeti onu oraya sürükler; kadercilik vurgulanır.

Kış kıldan, yaz tülden.

Açıklama: Hava soğukken kalın giyinmek, sıcakken ince giyinmek gerekir. Basit ama pratik bir öneri.

Kızını dövmeyen, dizini döver.

Açıklama: (Eski, sert ve şiddet içeren) Terbiye edilmezse ileride pişman olunur. Günümüzde tartışmalı bir söz.

Kız anadan görmeyince, sofra tutmasını bilmez.

Açıklama: Çocuk, anneden gördüğüyle öğrenir (özellikle kız çocuk annesinden ev işlerini öğrenir).

Kız evi, naz evi.

Açıklama: Kız tarafı, evlilik öncesi naz yapabilir; geleneksel olarak bu nazı hoş görmek gerekir.

Kilit vurulmamış ağızdan hayır gelmez.

Açıklama: Sürekli konuşan, ne dediğine dikkat etmeyen ağız zararlı sözler çıkarabilir.

Kimin arabasına binersen, onun türküsünü çağırırsın.

Açıklama: Kimin imkânı veya gücü altındaysan, onun kurallarına uymak zorundasın.

Koçyiğit bakışı, korkağın kılıcından keskindir.

Açıklama: Cesaret, korkaklığın tüm silahlarından daha etkilidir.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır.

Açıklama: Yakın çevrede birbirine en ufak konuda dahi ihtiyaç duyulur; komşuluk ilişkileri önemlidir.

Korkak bezirgân, ne kâr eder ne ziyan.

Açıklama: Risk almayan tacir, büyük kazanç elde edemese de çok kayıp da yaşamaz. Cesaret olmadan büyük kazanç da yoktur.

Korkunun ecele faydası yok.

Açıklama: Korkmak, kaçınılmaz sona engel olamaz. Başımıza gelecek olan, korkuyla da olsa gelir.

Köpeksiz köy bulup, değneksiz dolaşmak.

Açıklama: Hiçbir engelin veya rakibin olmadığı yerde rahatça iş görmek anlamında; “rahat alan aramak” şeklinde kullanılır.

Körle yatan, şaşı kalkar.

Açıklama: Kötü veya yetersiz biriyle birlikte olan, onun hatalarından etkilenir.

Kör tuttuğunu öper.

Açıklama: Taktik veya tedbir bilmeyen, eline geçeni (doğru-yanlış demeden) benimsiyor. Bazen “bilgisiz kişinin geliştirdiği yöntem eksik” anlamında kullanılır.

Kötü haber tez yayılır.

Açıklama: Olumsuz bilgiler hızla duyulur (Bkz. “Kara haber tez duyulur.”).

Kötü komşu insanı hacet sahibi yapar.

Açıklama: Komşudan beklediği yardımı alamayan kişi, eksiklerini kendi imkânıyla tamamlar.

Kötü söz, sahibine aittir.

Açıklama: Birinin söylediği çirkin veya kaba söz, aslında onun karakterini yansıtır.

Koyun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler.

Açıklama: İyi olanın bulunmadığı ortamda, vasat bile değerli sayılır.

Koynumda yılan beslemişim.

Açıklama: İyilik yapıp yakınlık gösterdiğin birinin nankörce davranması, sana zarar vermesi durumu.

Kumarda kaybeden, aşkta kazanır.

Açıklama: Bir alanda şansı yaver gitmeyen, başka bir alanda şanslı olabilir; genelde teselli anlamında söylenir.

Kurda sormuşlar, ensen niye kalın? ‘Kendi işimi kendim görürüm de ondan’ demiş.

Açıklama: Kendi işini kendi halleden kişi, başkalarına ihtiyaç duymadığı gibi daha da güçlenir.

Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.

Açıklama: Güçlü kişinin yaşlılık veya zayıflık döneminde, eskiden hiç cesaret edemeyenler ona zarar vermeye veya alay etmeye başlar.

Kurtla gezen, köpeği ayı sanır.

Açıklama: Kötü veya hilekâr toplulukta olan, doğruları yanlış; yanlışları doğru gibi görmeye başlar.

Kuru ekmek, su bile olsa çoluk çocukla yenir.

Açıklama: Aile birlikteliği önemlidir; yoksul da olsan sevdiklerinle paylaşırsan anlam kazanır.

Kuru iftira pınar kurutmaz.

Açıklama: Haksız suçlama, gerçeği değiştiremez; boşa yapılan karalamalar hakikati yok edemez.

Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır.

Açıklama: Kimse mükemmel değildir; ufak eksiklere takılmak, yalnız kalmaya yol açar.

Kuyuyu kazar, içine kendi düşer.

Açıklama: Başkasına tuzak kuran, sonucunda kendisi zarar görür (bkz. benzer sözler: “El için kuyu kazan…”).

Külahıma anlat. (Deyim-vecize)

Açıklama: İnanmadığın veya önemsemediğin bir söze “Bana değil, külahıma anlat” diyerek tepki gösterirsin.

Kül döksen, külahı yok.

Açıklama: Bazı kimseler o kadar yoksundur ki en ufak imkânları bile yoktur (Vecize gibi de kullanılır).

L Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Lafla peynir gemisi yürümez.

Açıklama: Yalnızca sözle, vaatle veya boş konuşmayla iş görülmez; sonuç almak için eylem gerekir.

Leyleği havada gören, o sene çok gezer.

Açıklama: Bazı inanışlara göre ilkbaharda uçan leylek gören kişinin o yıl seyahati bol olur. Mecazi olarak “Bu yıl çok geziye/seyahate çıkacağım” anlamında da kullanılır.

(Ek) Lodosun gözü yaşlı, poyrazın kapısı açlı.

Açıklama: Bu söz, denizciler ve çiftçiler arasında yaygın bir halk sözü/atasöz biçimindedir. Lodos rüzgârı çoğunlukla yağış (gözü yaşlı) getirir, poyraz ise daha soğuk ve kuru hava (kapısı aç) getirir.

Not: Bazı kaynaklarda tam olarak “atasözü” mü yoksa halk deyimi mi olduğu tartışmalıdır, ama “L” harfiyle anılan az sayıdaki geleneksel ifadelerden biridir.

(Ek) Laf söylenir kulağa, gerek olur balığa.

Açıklama: Bazı yörelerde duyulan, çok yaygın olmayan bir deyiş. Sözün “kulağa” söylenmesiyle, “balık” gibi sessiz kalan kimsenin dahi bir gün konuşmaya (tepki vermeye) gereksinim duyabileceği ima edilir. Farklı şekillerde yorumlanabilir.

M Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Mağrurlanma padişahım, senden büyük Allah var.

Açıklama: İnsanın sahip olduğu makam veya güç ne kadar büyük olursa olsun, ondan üstün bir kudret (Allah) vardır. Hiç kimse aşırı gurura kapılmamalıdır.

Mahkeme kadıya mülk değildir.

Açıklama: Hiçbir makam veya mevki kalıcı değildir; bugün görevde olan, yarın ayrılmak zorunda kalır.

Mal canın yongasıdır.

Açıklama: İnsan, malını/canından bir parça sayar; onu kaybetmek istemez, korumak ister.

Mal canın yongasıysa, yongası da canın parçasıdır.

Açıklama: (Önceki sözle aynı anlamda) Mal, insan için çok değerlidir; onu kaybetmek zor gelir.

Mal, kişinin kemali değildir.

Açıklama: Varlık, servet insanın erdemini göstermez; önemli olan karakter, ahlâk ve yeteneklerdir.

Mala mülke mağrur olma, deme var mı ben gibi; bir muhalif rüzgâr eser, savurur harman gibi.

Açıklama (halk sözü/vecize formunda): Zenginliğe çok güvenip böbürlenme, beklenmedik bir olayla her şeyi kaybedebilirsin.

Maksat (marifet), gitmek değil, varmak.

Açıklama: Bir işte asıl önemli olan, o işi başarıyla sonuca ulaştırmaktır; sadece yola çıkmak yetmez.

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.

Açıklama: Bahara yaklaşıldığında (Mart ayında) beklenmedik soğuklar olabilir; insan yeniden ısınma, odun-kömür ihtiyacı duyar.

Maya tutmayınca, yoğurt olmaz.

Açıklama: Bir işin temeli veya ön koşulu eksikse, sonuç alınamaz. Koşullar sağlanmadan başarı beklenemez.

Meclisten bihaber olan, kavgaya girer.

Açıklama: Gelişmelerden haberdar olmayan veya işin içyüzünü bilmeyen, yanlış hamle yapar ve sorun yaşar.

Mert dayanır, namert kaçar.

Açıklama: Cesur ve dürüst kişi zorluk karşısında pes etmez; korkak ve hilekâr ise kaçmayı tercih eder.

Mezar taşını kendi koyar.

Açıklama: Kimi insanlar, bilmeden veya farkına varmadan sonlarını kendi elleriyle hazırlar.

Minareyi çalan, kılıfını hazırlar.

Açıklama: Büyük bir hile veya suçu işlemek isteyen, önlemini de önceden alır. Kötü niyetli kişi, yakalanmamak için gerekli kılıfı düşünür.

Mum dibine ışık vermez.

Açıklama: Kişi, dışarıya faydalı olup yakın çevresine (ya da kendine) aynı iyiliği sağlamıyor olabilir. Yakınlar, çoğu zaman o kişinin katkısından yoksun kalır.

Mum yatsıya kadar yanar.

Açıklama: Hile, yalan veya sahte durum uzun süre devam etmez; eninde sonunda ortaya çıkar. (Halk arasında “Yatsıya kadar yanar, ondan sonra söner” şeklinde de geçer.)

Mutfak dövmeyle kazan olmaz.

Açıklama: Boş uğraş veya güç kullanmakla iş yürümez; esas gereken malzeme ve düzenektir. Başka deyişle, sadece gürültüyle veya zorbalıkla sonuca varılamaz.

Mühür kimdeyse Süleyman odur.

Açıklama: Yetki kimdeyse, gücü elinde tutan odur. Kararı o verir. (Sembolik olarak Hz. Süleyman’ın mühründen gelir.)

Ek “M” İle Başlayan Atasözleri

Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler.

Açıklama: Tasavvufî bir ifade; Allah’ın takdir ettiği her işin sonunda hayır vardır, sabırla beklemek gerekir.

Merd-i kıpti, şecaat arz ederken sirkatin söyler.

Açıklama (Arapça-Farsça karışımı özdeyiş): “Çingene yiğidi, cesaretini anlatırken hırsızlığını itiraf eder.” Yani, övünürken farkında olmadan kendi suçunu/kusurunu açığa vurur.

Mey biter saki kalır; her renk solar, haki kalır.

Açıklama (vecize-atasözü karışımı): Zevkler, dünyalık hevesler geçicidir; asıl baki kalan topraktır (fânilik vurgusu).

N Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Nabza göre şerbet ver.

Açıklama: Kişinin durumuna, mizacına veya ihtiyacına göre davran; duruma uygun söz ya da çözüm kullan.

Nakışla (işle) sökük olmaz.

Açıklama: Yanlış veya yetersiz yöntemle gerçek sorunu gideremezsin; görünüşe aldanma, temeli sağlam çözüm gerekir.

Namuslunun yardımcısı Allah’tır.

Açıklama: Dürüst (namuslu) kişi, eninde sonunda ilahi yardımı görecek ve doğruluğuyla ayakta kalacaktır.

Ne ekersen onu biçersin.

Açıklama: İnsan, yaptığı davranışların karşılığını er ya da geç görür. İyilik yaparsan iyilikle, kötülük yaparsan kötülükle karşılaşırsın.

Nerde birlik, orda dirlik.

Açıklama: İnsanlar birlik ve beraberlik içinde olursa düzen ve huzur sağlanır.

Ne demişler, düşmez kalkmaz bir Allah.

Açıklama: Herkes hata yapabilir veya zor duruma düşebilir; kimse kendini asla yenilmez zannetmemeli. (Bkz. “Düşmez kalkmaz bir Allah.”)

Ne oldum deme, ne olacağım de.

Açıklama: Şu anki durumuna güvenip kibirlenme; gelecekte ne olacağını bilemezsin.

Nereye gitsen, kısmetin oraya gider.

Açıklama: Kişinin rızkı ve kaderi neredeyse, oraya ulaşır. Kaçsan da arasan da sonuç değişmez, kısmet seni bulur.

Ne doğrarsan aşına, o çıkar karşına.

Açıklama: Yaptığın iş, hazırladığın plan veya emeğinin sonucu yine sana döner. (Benzer anlam: “Ne ekersen onu biçersin.”)

Ne döğene (dövene) ne de söğene (sövene) karışılmaz.

Açıklama: Bazı kişiler, hem şiddet hem hakaret uygulayarak kavgaya neden olur, dışarıdan müdahale eden de arada kalabilir; o yüzden kimsenin işine karışmamak gerekir. (Yöresel varyantlar mevcut.)

Nerde çokluk, orda (orada) bokluk.

Açıklama: Bir yerde çok insan veya çok söz sahibi varsa kargaşa çıkması kaçınılmaz; fazla kalabalık, düzeni bozabilir.

Nerede hareket, orada bereket.

Açıklama: Aktiflik, çalışkanlık, canlılık olan yerde bolluk ve kazanç olur; durağanlık, tembellik bereketi öldürür.

Nefsine hâkim olan, âlemi hükmü altına alır.

Açıklama (vecize): Kendi arzularını kontrol edebilen kişi, çok büyük işler başarabilir; en zor olan özdisiplindir.

Neyi umarsan, eline o geçer (umduğunu bulursun).

Açıklama: Kişi genelde neyi bekler veya talep ederse, yaşamda onun karşılığına yönelir. İyi niyetle, gayretle bekleyen olumlu sonuç alabilir; kötüye odaklanan da kötülükle karşılaşabilir.

Niye geldim (yaptım) deme, niye gitmedim (yapmadım) de.

Açıklama: Yapılmayan iş, kaçırılan fırsat veya geç kalınan noktalar daha çok pişmanlık yaratır; “Niye geldim” diyeceğine “Keşke zamanında gitseydim” demen daha doğru olur.

Nimet külfetsiz olmaz.

Açıklama: İyi şeyler zahmetsiz elde edilemez; her nimet, onun için çekilen emek veya sorumluluğu gerektirir.

Nisan’da yağan yağmur, altın olur.

Açıklama: İlkbahar yağmurları, toprak ve ürün için çok faydalı ve bereketlidir.

Nice başlar kesildi, gövde düşmedi.

Açıklama (özdeyiş): Zor şartlar altında bile teslim olmayan, ayakta kalanlar vardır; gücü veya iradesi yüksek olan, en büyük darbeye rağmen yılmaz.

O Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Oğlan dayıya, kız halaya çeker.

Açıklama: Erkek çocuklar genelde dayıya; kız çocuklar ise halaya (anne tarafındaki ablaya/kız kardeşe) fiziksel veya karakter bakımından benzer.

Olacakla öleceğe (ya da ölüme) çare bulunmaz.

Açıklama: Kaderde olan, kaçınılmazdır; bazı durumlar insan iradesinin dışındadır.

Olmadık işin altı kalkılmaz.

Açıklama: Mümkün olmayan bir şeyi zorlamayla başarmak imkânsızdır. Gerçekleşmesi temelde mümkün olmayan işin üstesinden gelinemez.

Olan (her) şeyde bir hayır vardır.

Açıklama: Başımıza gelen iyi veya kötü olayların aslında ileride anlayabileceğimiz bir sebebi (hayrı) olabilir; sabretmek gerekir.

Olsun da çamurdan olsun.

Açıklama: “Ne olursa olsun, elime geçsin de yeter” anlamında; bazen niteliği çok da mükemmel olmasa bile var olması tercih edilir.

Ortak at, köy burnunda (ya da yokuşunda) kalır.

Açıklama: Ortak kullanılan mal veya iş, sahip çıkan az olduğunda yarı yolda kalır; kimse yeterince sorumluluk almayınca iş yürümeyebilir.

Ortak malı, köpek bile yemez.

Açıklama: Sahipsiz veya çok kişinin ortaklaşa sahip olduğu şeye kimse tam bakmaz, genelde işe yaramaz hâle gelir.

Oruç karınla değil, imanladır.

Açıklama: İbadette asıl olan niyet ve inançtır; sadece aç kalmakla ibadet olmaz, manevi yönü esastır.

Otuz iki diş, bir dili saklayamaz.

Açıklama: İnsanın ağzı (dişleri) ne kadar kapalı tutulsa da dilinden döküleni engelleyemez, gizli kalması gereken sözler bile ağza sığmaz, bir şekilde açığa çıkar.

Otuzunda (ya da kırkında) gören, ellisinde (ya da yetmişinde) kör olur.

Açıklama: İlerleyen yaşlarda sahip olunan güzellik (görme, sağlık vb.) yaşlılıkta kaybedilebilir; geç elde edilen şeyler de ileride yitip gidebilir.

Ek “O” İle Başlayan Sözler

Ocağın sağlamsa, sırtın yere gelmez.

Açıklama: Aile (ev ocağı) sağlam durdukça, insan zor duruma düşse de toparlanabilir.

Oduncunun gözü omuzundaki baltadadır.

Açıklama: Kişi, geçimini sağladığı veya işini yürüttüğü aracını (imkânını) sürekli kontrol eder, ondan ayrılmaz. (Yöresel kabul gören bir atasözü.)

Olan yere borç inmez; inse de dert inmez.

Açıklama: Parası (varlığı) yerinde olanın büyük sıkıntıları yoktur; varsa bile kolay atlatır.

Oğlan (oğul) doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün.

Açıklama: Geleneksel/eskimiş bir inanç: Erkek çocuk sahibi olmakla övünülür; kız çocuk için eski toplumda negatif algı. (Günümüzde eleştirel bakılır, ancak tarihsel söz varlığında yer aldığı için kayıtlara geçmiştir.)

Ö Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Öfkeyle kalkan, zararla oturur.

Açıklama: Sinirle veya aceleyle yapılan işlerin sonunda pişmanlık ya da zarar görülür.

Öğretmenin vurduğu yerde gül biter.

Açıklama: (Eskilerde) Öğretmenin disipline etmesinin zararı olmaz, o dayak veya ceza bile öğrenciyi iyiliğe yöneltir denirdi.

Günümüzde şiddet içeriği nedeniyle eleştirilir, ancak geleneksel atasözü olarak kayda geçer.

Öğünmekle (övünmekle) yağ olsa, börekçiye kâr kalmaz.

Açıklama: Kendi kendini övmek veya boş sözle bir şey elde edilemez; asıl mesele emek verip gerçek sonuç almaktır.

Öküz ölür, ortaklık bozulur.

Açıklama: Ortak işte temel dayanak (kaynak) ortadan kalkınca, ortaklık da sona erer. Bir işi ayakta tutan unsur yok olursa birlikte çalışma biter.

Ölümden ötesi yoktur.

Açıklama: Bir olayın en kötü sonucu ölüm olabilir; ondan daha ötesi olmadığı için fazla korkup kaygılanmaya gerek yok, her şeyin çaresi bulunur.

Ölme eşeğim ölme, yaz gelecek, yonca bitecek.

Açıklama: Sabır gerektiren durumlarda uzun süre beklemek zordur. Kimi zaman da “umutsuz bir bekleyiş” anlamında kullanılır.

Ölmüş eşek, kurttan korkmaz.

Açıklama: Zor duruma düşen veya zaten çok fazla şey kaybetmiş kişi, daha fazla zarar gelmesinden korkmaz.

Ölüler dirilerden daha çok çiçek alır, çünkü pişmanlık minnetten güçlüdür.

Açıklama (vecize niteliğinde): Genellikle mezara götürülen çiçekler, hayattayken gösterilmeyen sevginin telafisi gibidir. İnsanlar, kaybettikleri için pişman olup sonradan çiçek götürür.

Ölüp ölüp dirilmek.

Açıklama: Büyük sıkıntı, üzüntü veya heyecan yaşamak (deyim formatında da kullanılır).

Ölüm adın kalleş olsun.

Açıklama: Hayatın en acı gerçeği olan ölüm, beklenmedik anda gelir ve büyük acı bırakır.

Bazı kaynaklarda özdeyiş olarak da geçer.

Ömrü billah. (Deyim-vecize)

Açıklama: Hayat boyu, sonsuza dek (ifade olarak geçer). Atasözü olarak değil, bir deyim şeklinde.

Önce can, sonra canan.

Açıklama: İnsan önce kendini düşünür, sonra sevdiklerini; bu durum hayatın bir gerçeğidir.

Önceden bilgi, sonradan pişmanlıktan iyidir.

Açıklama: Tedbirli olup doğru bilgiye önce sahip olmak, geç kalıp pişman olmaktan iyidir.

Öpülecek el ısırılmaz.

Açıklama: Saygı veya minnet duyulması gereken kişiye haksızlık etmemek gerekir; iyilik yapan kimseye nankörlük gösterilmez.

Örf âdet, itikat ile yaşar; yaşarsan o da seni yaşatır.

Açıklama (vecize): Gelenek, görenek ve inançlar korunursa toplum yaşar; onların gereğini yapan da toplum içinde saygın olur.

Ek “Ö” İle Başlayan Atasözleri

Öküzün büyüğü ahırda kalmak.

Açıklama: Henüz karşımıza daha büyük bir zorluk ya da daha etkili bir unsur çıkmadı; yani “asıl büyük sorun geride” demek. Bazen bir meseleyi henüz tam görmediğimizi anlatır.

Öfke baldan tatlıdır, sonu ziyanla bitmedikçe.

Açıklama: Öfkenin getirdiği geçici hazzın, çoğu kez zararla sonuçlanacağını vurgular.

Bazı kaynaklarda daha kısa veya farklı varyantları olabilir.

P Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Pabucun pahalı olması.

Açıklama: Deyim-atasözü karışımı. Bir durumda işlerin ciddileşmesi, zorlaşması veya tehlikeli bir hal alması anlamına gelir.

Paldır küldür iş yapmak.

Açıklama: Yine deyim olarak da geçen bir ifade. Düşünmeden, acele ve düzensiz şekilde davranmak.

Papaz her gün pilav yemez.

Açıklama: Şans, aynı kişiye ya da aynı duruma her zaman gülmez; aynı yöntem hep işe yaramayabilir. Bir kişi, sürekli aynı konuda avantajlı olamaz.

Paran çoksa kefil ol, vaktin çoksa şahit ol.

Açıklama: Kefil olmak parayla zarara uğratabilir, şahit olmak ise zaman alır; yani bu işleri üstlenirken iyi düşün.

Parayı veren düdüğü çalar.

Açıklama: Bir işin karşılığı ödendiğinde, ondan yararlanma hakkı da elde edilir. Maddi gücü olan, istediğini yaptırabilir.

Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir.

Açıklama: Bir işin nasıl sonuçlanacağı, başlangıçtaki gidişattan tahmin edilebilir.

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.

Açıklama: Başladığın bir işi yarım bırakma; “Ya tamamına kadar git ya da hiç başlama” anlamında kullanılır.

Post kavgası, kurt kavgalarından beterdir.

Açıklama: Makam, mevki veya menfaat çatışması bazen en vahşi hayvan kavgalarından daha çetin olur. “Post” mecazi anlamda “makam/mevki”dir.

Püf noktası.

Açıklama: Bir işin en can alıcı veya kritik detayı; bu sözü deyimleşmiş özdeyiş olarak da değerlendirebiliriz.

Ek “P” İle Başlayan Sözler

Para parayı çeker.

Açıklama: Zengin kişi daha kolay yeni kazanç elde eder; sermaye, sermayeyi büyütür.

Para ile imanın kimde olduğu bilinmez.

Açıklama: Birinin parasının miktarı veya inancının kuvveti dışarıdan anlaşılmaz; gizli kalabilir.

Pire için yorgan yakmak.

Açıklama: Küçük bir sorunu çözmek için çok büyük bir zarara yol açan, aşırı ölçüsüz hareket etmek (deyim-atasözü karışımı).

Paçası tutuşmak.

Açıklama: Biri acil ve tehlikeli bir durumla karşı karşıya kalmak; telaşa kapılmak (deyimsel ifadesiyle).

R Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Rızkı veren Allah’tır.

Açıklama: İnsanların kazancı, rızkı ilahî kaynaklıdır; kimse kendi çabasıyla aşırı övünmemelidir. İnanç ve tevekkül vurgusu vardır.

Rüzgâr eken, fırtına biçer.

Açıklama: Kötülük eden, daha büyük bir belaya sürüklenir. Sebep olduğu zararın çok daha büyüğünü görür.

Rızk (ya da rızık) insana gelir, insan rızıka değil.

Açıklama: Kişiye nasip olan rızk (kazanç), er ya da geç onu bulur; aşırı kaygı yapmak yersizdir.

Rahat (kıyı) dururken dalgalı denize (durgun suya) girme.

Açıklama: Huzurlu veya risksiz bir durumu bırakıp tehlikeye atılma; boşuna risk alma. Yöresel varyant: “Rahat dururken bela arama.”

Riyasız ibadet, baldan tatlıdır.

Açıklama (vecize niteliğinde): Gösterişten uzak, samimi yapılan ibadet (ya da iyilik), iç huzur ve mutluluk verir.

Ek (Diğer Kaynaklardan) “R” İle Başlayan Sözler

Rabbena hep bana.

Açıklama: Bencilce, her türlü menfaati sadece kendine isteyen kişiyi eleştirmek için söylenir; bir tür deyim-atasözü arası kalıplaşmış ifadedir.

Rızasız bahçenin gülü derilmez.

Açıklama: İzni veya rızası olmayan kişinin malına mülküne el sürülmez; helal olmaz.

Rüzgâr kayadan ne koparır?

Açıklama: Sağlam karakterli veya güçlü kimse, ufak tehlikelerden zarar görmez. “Güçlü kişi hafif darbelerle sarsılmaz” anlamında.

S Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Sabreden derviş, muradına ermiş.

Açıklama: Sabırla zorluklara katlanan kişi, sonunda hedefine ulaşır.

Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.

Açıklama: Sabırlı olmak başlangıçta zordur; ancak sonucunda güzel kazançlar elde edilir.

Sağlam kazığa bağlanan at, çabuk çözülmez.

Açıklama: İyi ve güvenilir bir temele dayanan iş veya ilişki, kolayca bozulmaz.

Sağlık, varlıktan yeğdir (üstündür).

Açıklama: Paradan, maldan önce en önemli şey sağlıktır.

Sakla samanı, gelir zamanı.

Açıklama: Gereksiz görünen şey bile ileride işine yarayabilir. İsraf yerine saklama/koruma önerilir.

Sakınan göze çöp batar.

Açıklama: Aşırı tedbir ve çekingenlik bazen insanı beklenmedik zararlardan koruyamaz; tam tersine zararı davet edebilir.

Sana merhamet etmeyene, sen merhamet eyle.

Açıklama: Kötü davranana da iyilik etmek, yüce gönüllülüğün işaretidir.

Sarhoşun gözü köyü (evi) görmez.

Açıklama: Kendini kaybetmiş, ne yaptığını bilmeyen kişi durumun ciddiyetini fark etmez.

Sarması yılanın baştan olur.

Açıklama: Bir şeyin kötü gidişi veya tehlikeli yaklaşımı en baştan belli olur; vakitlice önlem almak gerekir.

Satıcısı zalim olanın alıcısı da âlim olmaz.

Açıklama: Kötü mal veya hileli satıcıya, bilinçli alıcı pek yanaşmaz; ya da hileye başvuran, dürüst müşteriyi bulamaz.

Savaşı bilmeyen, barışı da bilmez.

Açıklama: Zorlukları tecrübe etmeden, huzur veya barışın değerini anlamak zordur.

Say (hürmet) büyüğündür, sev küçüğündür.

Açıklama: Yaşça ve makamca büyük olanlara saygı, küçük olanlara sevgi gösterilir. Toplumun geleneksel ahlâk kuralı.

Sayılı gün tez geçer.

Açıklama: Sınırlı ve bilinen süre hızlı biter. Sabretmek de kolaylaşır, çünkü sonunun yakın olduğu bilinir.

Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa?

Açıklama: Herkes üst makamda veya işin patronu gibi davranırsa, işi yapacak kimse kalmaz.

Sen işini kış tut, yaz çıkarsa bahtına.

Açıklama: En kötü ihtimale göre hazırlıklı ol; iyi durum gerçekleşirse kârdır.

Sen ağa, ben ağa; ineği kim sağa?

(Aynı anlamdaki varyant, md.14)

Sen kendini bil, bin dost (yâr) az; kendini bilmezsen, bir dost çok.

Açıklama: Kendini tanıyan, olgun insanın dostu çok olur; kendini bilmeyenin etrafında çok insan olsa bile yetmez.

Serçeden korkan darı ekmez.

Açıklama: Ufak tehlikelerden korkarsan büyük işleri yapamazsın; risk almayan kazanamaz.

Seyrek giden, sürgün yenmez.

Açıklama: Ziyaretleri, davranışları kararınca yapmak iyidir; fazla sık gidip usandırmak, sürgün yemeye (istenmemeye) sebep olabilir.

Siyah saçın ak olur, ak sakalın buk olur.

Açıklama: Yaş ilerledikçe saçlar beyazlar; bu hayatın doğal döngüsüdür. Mecazi anlamda: Zaman, herkesi etkileyecektir.

Sofraya oturan doyar, yere yatansa uyur.

Açıklama: Çaba gösterene nimet vardır; harekete geçmeyen, kendine yarar sağlayamaz.

Son pişmanlık fayda etmez.

Açıklama: Yapıldıktan sonra fark edilen hata için üzülmek çözüm olmaz; önemli olan zamanı varken doğru karar almaktır.

Sona kalan, dona kalır.

Açıklama: İşi en sona bırakmak, zarara veya fırsat kaçırmaya sebep olur. “Geç kalan, soğukta kalır” mecazi ifadesi.

Sora sora Bağdat bulunur.

Açıklama: Danışarak, soru sorarak, bilgi alarak en zor yerlere (hedeflere) bile ulaşılır.

Söz gümüşse sükût (susmak) altındır.

Açıklama: Konuşmanın değeri olsa da (gümüş), susmak daha değerli (altın) olabilir. Her zaman çok konuşmamak gerekir.

Söz ağızdan çıkar.

Açıklama: Bir kere söylenen söz geri alınamaz. İki kere düşünmeden ağzından çıkartma (Mecazi: “Söz namustur”).

Söz uçar, yazı kalır.

Açıklama: Yazılı olan şey kalıcıdır, sözlü ifade ise unutulur. Kanıt, belge önemlidir.

Su akarken testini doldur.

Açıklama: Fırsat varken değerlendir; zamanında harekete geç.

Su uyur, düşman uyumaz.

Açıklama: Tehlike (düşman) her an tetikte olabilir; ihmale gelmez. Kendini güvende sanma.

Suyun akışına kürek çekilmez.

Açıklama: Doğal akışa (veya güçlü eğilime) aykırı davranarak başarılı olmak zordur.

Sulanmayan bahçe, ayrık otuyla doludur.

Açıklama: Bakım ve ilgi gösterilmeyen yerde, zararlı unsurlar (sorunlar) çoğalır.

Sürüden ayrılanı kurt kapar.

Açıklama: Topluluk desteğini bırakan, yalnız kalan kişi tehlikeye daha açık hale gelir.

Süt ile tatlı olmaz, su ile pilâv olmaz.

Açıklama: Bir işin uygun malzemesi veya şartı yoksa istenen sonuç elde edilemez.

Söküğü (dikeni) diken bilir, delinmediği (yaşamadığı cep ne bilir?

Açıklama: Bir zorluğu veya acıyı en iyi o durumu bizzat yaşayan anlar. Dışarıdan bakmak yetmez.

Susuz değirmen dönmez.

Açıklama: Gerekli kaynak olmadan iş yürümez; temel ihtiyaç olmadan sonuç alınmaz.

Suyun başını tutan, her zaman ondan önce içer.

Açıklama: Kaynaklara hâkim olan, avantajı ilk yakalar.

Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir.

Açıklama: Konuşma, doğru kullanılırsa işleri çözer, yanlış kullanılırsa felaket getirir.

Söz ağızdayken senin esirin, ağızdan çıktıktan sonra sen onun esirisin.

Açıklama: Söylenmemiş söz kontrol edilebilirdir; ancak bir kez söyleyince geri alamaz, sonuçlarına katlanırsın.

Sabah erken kalkanın yol alması, erken yenen yemeğin eksik kalması.

Açıklama: Bir işi erken yapmak faydalıdır (gerekirse yola erken çıkmak gibi). Fakat bazı şeyleri de zamanında yapmak gerekir (yemekte olduğu gibi, çok erken yemek öğünü etkileyebilir). Mecazi olarak “Her şeyin bir vakti var.” anlamı çıkar.

Sorma komşunun kim olduğunu, al evini otur.

Açıklama: Kimi zaman evin/huzurun değeri önemlidir; komşu kötü çıkabilir, ama en iyisi evin rahatlığıdır (bu atasözünün farklı varyantları, tam tersi anlamda olan “Ev alma komşu al” gibi başka atasözleriyle çelişebilir).

Ek “S” İle Başlayan Özdeyişler / Vecizeler

Sürpriz yazgının kıvrak çalgısıdır.

Açıklama (daha modern, vecize niteliği): Hayat beklenmedik olaylarla renklenir; bu, kaderin gizli bir oyunudur.

Sakınma sözünü sakın, sakınma harcını sakın.

Açıklama: “Gerektiği yerde sözünü esirgeme ama harcamada ölçülü ol” (farklı yöresel varyantlar olabilir).

Sabırsız isen yola çıkma, hırçın isen hana girme.

Açıklama: Yolculuk ve misafirlik sabır gerektirir. Öfkeli, sabırsız kimse bu durumlarda rahat edemez.

Ş Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Şahin küçük (ya da kartal küçük) ama avı büyük ister.

Açıklama: Gücü veya cüssesi küçük olan kişi bile bazen büyük hedeflere göz koyabilir.

Şahin şahinle, kaz kazla uçar.

Açıklama: Bir arada olanlar, benzer nitelik ve seviyede olanlardır; benzer özellikteki canlılar veya insanlar birlikte olur.

Şaka ile (arıyla) şeftali yenmez.

Açıklama: Şakayı aşırıya kaçırmak tehlikelidir; ince bir çizgi vardır. Ayrıca “Arı ile (haylazlıkla) şeftali yenmez” gibi yöresel varyantları da bulunabilir.

Şamdanı yel (rüzgâr) söndürüyor, el mi söndürmeyecek?

Açıklama: Zayıf bir etkiden bile zarar gören kişi, daha büyük zararlara da kolay maruz kalabilir. Dış etkenleri hafife almamak gerek.

Şecaat arz ederken (övünürken), sirkatin söylüyor.

Açıklama (vecize niteliğinde): Kişi kendini överken farkında olmadan hırsızlığını (kötü yanını) da itiraf ediyor. (Arapça-Farsça karışımı bir ifade: “Merd-i kıpti şecaat arz ederken sirkatin söylermiş” diye de geçer.)

Şeref ekmekle değil, yürekle kazanılır.

Açıklama: Onur, haysiyet; para veya maddi imkânla değil, cesaret ve erdemle sağlanır.

Şerli koyun, sürüyü (ya da ahırı) bozar.

Açıklama: Tek bir kötü ya da uyumsuz kişi, bütün topluluğu (grubu) kötü etkileyebilir.

Şeytan tüyü var.

Açıklama (deyim-atasözü karışımı): Birinde sevimli, çekici gelen bir özellik var; o kişi bu sempatik yönle herkesi etkiler.

Şeytan ayrıntıda gizlidir.

Açıklama: Ufak tefek görünen detaylar, büyük sorunlar doğurabilir; dikkat etmezsen tuzağa düşersin.

Şeytan ile kabak ekilmez.

Açıklama: Kötü, hilekâr veya güvenilmez biriyle iş birliği yapmak, sonunda seni zarara uğratır.

Şimşek çakmadan gök gürlemez.

Açıklama: Ortada bir belirti, neden olmadan olay patlak vermez; her sonucun bir sebebi vardır.

Şirince (ya da şirretçe) söyle, karşındaki şaşırır.

Açıklama: Şirretçe söyle varyantında: Ağır veya ters söz, muhatabını afallatır. Şirin bir dille söylemekse (şirince), beklenmedik şekilde karşı tarafı etkilemekten söz eder. İki anlamda da kullanıldığı görülür. Bu sözün farklı yörelerde bambaşka varyantları olabilir.

Şöhret âfettir.

Açıklama: Çok ünlenmek, insana bazen felaket getirebilir; şöhret, huzuru bozabilir.

Şu dağın ardı, nice dağ var.

Açıklama: Bir sorunu aştım sanırsın ama ileride başka zorluklar da çıkabilir; yol bitmez.

Şubat, göz açtırmaz; mart, göz kırptırmaz.

Açıklama: Kış sonu ve ilkbahar başının sert hava koşullarını, değişkenliğini anlatan meteorolojik nitelikli atasözü.

Ek “Ş” İle Başlayan Sözler

Şah aynı şah, deli aynı deli.

Açıklama: Bazen olay veya kişiler değişse bile sonuç değişmez; benzer rolleri üstlenenler benzer tavır gösterir.

Şark çıbanı nükseder, eski yara pusudadır.

Açıklama: Önceden yaşanmış bir sorun veya yara, iyileşmiş görünse de tekrar nüksedebilir. Geçmiş dertler “pusu”da bekler.

Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev hayattır.

Açıklama (özdeyiş): İnsan yaşamı boyunca onurunu korumalıdır; bu, hayatın en önemli sorumluluğudur.

T Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Tabak sevdiğini der, koyun yediğini.

Açıklama: Herkes kendi istediğini söyler ya da kendi işine geleni yapar. “Neyi seviyorsa onu dile getirir” anlamında.

Tabancanın dolusu, yiğidin delisi.

Açıklama: Beklenmedik anlarda kontrolsüz (delice) davranabilen cesur kişi veya dolu silah çok tehlikelidir.

Tarlada iznin yoksa, harmanda yüzün olmaz.

Açıklama: Bir işin başında emek ve sorumluluk üstlenmeyen, sonunda kazanç beklememelidir.

Tarlada ekeceğini bilmeyen, harmanda ne biçeceğini de bilmez.

Açıklama: Başlangıçta ne yaptığının farkında olmayan, sonucun ne olacağını da bilemez. Plan ve bilinç gerekir.

Tarlaya saban, insana iman gerek.

Açıklama: Tarlanın verimi için saban (alet), insanın ruhu/karakteri için de iman (veya inanç, sağlam ahlak) gereklidir.

Tas ucuz, can pahalı.

Açıklama: Önemsiz şeyler kolay bulunur veya ucuzdur; can ise en kıymetli varlıktır.

Taş baş yarmaz, baş yarılacaksa bahane çoktur.

Açıklama: Asıl olay niyetle ilgilidir; biri zarar vermek isteyince mutlaka bir sebep (bahane) bulunur. “Kaderde varsa o taş da başını yarar,” şeklinde de yorumlanabilir.

Taş düştüğü yerde ağırdır.

Açıklama: Her insan, kendi yerinde/huzurunda daha büyük etkiye sahiptir; kişi memleketinde veya işinin başında güçlüdür. Bazen “Her şey asıl mekânında değerlidir” diye de yorumlanır.

Taşıma su ile değirmen dönmez.

Açıklama: Geçici yardımlarla veya dışarıdan eklenen sınırlı kaynakla kalıcı iş yapılamaz; sürekli, kendi kaynağına ihtiyaç vardır.

Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.

Açıklama: Küçük, zayıf birinin güçlüye darılması veya tavrı, güçlü olanın umurunda olmaz.

Tavşan kaç, tazı tut.

Açıklama: Birinin kaçmasına, diğerinin yakalamasına dayalı bir durum; bazen hileli işlerde kullanılır. Örneğin, planlı bir düzen kurarak üçüncü kişiyi kandırmak.

Tavuk ayağa kalkınca yer biter mi?

Açıklama: Ufak bir hareketle büyük sonuca varmak mümkün değildir; küçük çabadan büyük beklentiye kapılmamak gerekir.

Tavuk yerde arpa arar, elde buğday olsa bakmaz.

Açıklama: Alıştığı veya kolay gördüğü şeyin peşinden gider; önündeki daha iyi imkânı bazen görmezden gelir.

Tavuğu tek ayağı üzerinde uyurken yakalamalı.

Açıklama: Bir işi yaparken en avantajlı zaman veya durum kollanmalı; beklenmedik anı yakalamak gerek.

Taze (hararetli) öfke, sütlü kahve gibidir; soğuyunca tadı kaçar.

Açıklama (vecize): Öfke başta şiddetlidir ama zaman geçtikçe etkisi azalır. İnsanın duyguları da taze olup hızla sönümlenebilir.

Tecavüz (aşmak) nimetten, tenge tulumbadan gider.

Açıklama (yöresel): Bir şeyi aşırı veya yanlış kullanırsan, elindeki nimeti kaybedersin. “Tenge” (eski ölçü/para birimi) ve “tulumba” mecazi olarak “kaynağı” ifade ediyor.

Tembelin yattığı yerde ekmek bulunmaz.

Açıklama: Çalışmayan, emek vermeyen kişi rızık bulamaz; tembellik yoksulluk getirir.

Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin.

Açıklama: Tembel insan, iş yapmamak için bahaneler veya akıl vererek kaçmaya çalışır.

Tereciye tere satılmaz.

Açıklama: Bir işi uzmanına öğretmeye veya onun yanında ustalık taslamaya kalkma; işin ehli zaten bunu bilir.

Terzi kendi söküğünü dikemez.

Açıklama: Kendi mesleğinde olan birinin, başkalarına yardım etmesine rağmen kendine gerekeni yapmaya vakit bulamaması. (Genel bir mecaz: “Kendi işime gelince ihmalci oluyorum.”)

Testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur.

Açıklama: İş işten geçtikten, zarar gördükten sonra akıl veren, ‘şöyle yapsaydın’ diyen çok çıkar.

Tırnağın varsa başını kaşı.

Açıklama: İmkânın, becerin varsa kendi işini kendin halletmelisin; başkasından medet umma.

Tıpış tıpış gelmek/götürmek.

Açıklama (deyim): Mecbur kalıp, isteksiz de olsa yapılması gerekeni yapmak. Çoğu derlemede atasözü benzeri bir kalıp olarak geçer.

Titizini giyen, utanmaz.

Açıklama: Hazırlıklı davranan, önlem alan kimse utanılacak bir duruma düşmez.

Tok açın hâlinden anlamaz.

Açıklama: Rahat yaşayan (tok) kimse, sıkıntı çekenin (aç) derdini bilemez, empati kuramaz.

Toka dokunan darıya, ele dokunan narıya benzer.

Açıklama: Bir işte küçük bir dokunuş bile etkili olabilir; yerine göre azar azar dokunmak dahi sonuca ulaşır (yöresel varyantlı bir söz).

Tuhaf kimse, kendiyle kırk kişi taşımıştır.

Açıklama: Anormal veya tuhaf huyları olan biri, yanında hep sıkıntı getirir; bir kişiyi taşımak bile (onun tuhaflıklarıyla) çok insanın yüküne bedeldir.

Tut kelin perçeminden.

Açıklama: Çözümü imkânsız (kelin perçemi yoktur), boş bir öğüt veya ‘çıkmaz durum’ için söylenir. Yine deyim-atasözü karışımı.

Tuz ekmek hakkı kolay ödenmez.

Açıklama: Birinden yiyip içmek (ikramını almak) o kişi üzerinde manevi bir hak oluşturur; bu iyiliğin karşılığını ödemek zordur.

Tuz ekmekle beslenir, insan gerek dost gerek.

Açıklama: Ekmek tuz kadar basit şey bile insanı doyurur; ama birinin gerçek dostu olması da o kadar gereklidir.

Farklı varyantlar: “Ekmek tuzla, insan dostla yaşar” gibi.

Tuzsuz aş, yavan olur.

Açıklama: Bir işte veya ortamda en temel öğe eksikse tadı kaçmıştır. Tuz, en temel tat unsuru olarak mecazi kullanılır.

Tüyü bitmemiş yetimin hakkı.

Açıklama (deyimleşmiş söz): Muhtaç olanın, savunmasızın hakkı; özellikle kamu malı haksız kullanıldığında söylenir.

Tütün içtikçe içilir, dert çektikçe çekilir.

Açıklama: Bazı alışkanlıklar ya da sıkıntılar arttıkça artar. İnsanoğlu bir tür kısır döngüye girebilir.

Ek “T” Harfiyle Başlayan Bazı Sözler

Tan yeri ağarınca, hırsızı uğurun.

Açıklama: Suçlu ya da hileci kişi, gün ışığında yakalanır; gizliliği kalmaz. Sakınması için geceyi kullanır, sabah olunca yakayı ele verir.

Tecelli etsin, çiğ yensin.

Açıklama: Bir şeyin belirgin hale gelmesi için zamana ihtiyaç var; “Bekleyelim, ortaya çıksın” anlamında. (Nadiren duyulan bir söz, yöresel olabilir.)

Ter kokusuna alışmışın, tutkal kokusuna burun bükmesi.

Açıklama: Kendi kötü alışkanlığına alışmış, başkasınınkini beğenmez. İnsan kendi kusurunu görmez, başkasının kusuruna odaklanır.

Tilki tilki, saat kaç?

Açıklama (deyim-oyun sözü): Çocuk oyununda geçen ifade, bazen “Kurnaz kişiye sorarak bile gerçeği öğrenemezsin” manasında da mecazen kullanılır.

Tarihi yazan, kahramanı unutmamalı.

Açıklama (vecize): Bir başarının veya olayın hikâyesi kaydedilirken, o işin kahramanları da hakkıyla anılmalıdır.

U Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Ucuz etin yahnisi yenmez.

Açıklama: Kalitesiz veya ucuza alınan maldan hayır gelmez; maliyeti düşük diye alınan şey uzun vadede zararlı olabilir.

Ucuzdur, vardır illeti; pahalıdır, vardır hikmeti.

Açıklama: Çok ucuz olan bir şeyin mutlaka bir kusuru (illeti) vardır; pahalı olanın ise gizli bir gerekçesi (hikmeti) olabilir.

Ummadığın taş, baş yarar.

Açıklama: Hiç beklenmeyen veya küçümsenen şeylerden büyük zarar gelebilir. Bazen hiç tahmin etmediğin kişi/olay seni zorlayabilir.

Umudunu kesme, umut kesilen yerden ekmek çıkmaz.

Açıklama: Hayatta umudu tamamen bırakmak doğru değildir; ümitli olmak, başarıya veya çözüme giden yoldur.

Umudun bittiği yerde hayat da biter.

Açıklama (vecize niteliğinde): Yaşama sevinci, gelecek beklentisi kalmayınca kişi manevi olarak da çöküntüye uğrar.

Utanmazsan dilediğini yap.

Açıklama: Utanma duygusu insanı yanlış davranışlardan alıkoyar. Eğer utanmıyorsan, her şeyi yapabileceğin anlamına gelir; bu da kınama ifadesidir.

Uzak yerin haberi tez duyulur.

Açıklama: Beklenmedik şekilde, uzak yerlerdeki olaylar kısa sürede yayılabilir. (Bazı kaynaklarda “Kara haber tez duyulur” benzeri sözlerle benzer anlamda.)

Ustanın çekici, bin altın.

Açıklama: İşin ustasının küçük bir dokunuşu (becerisi) çok değerlidir; usta, deneyimiyle kısa sürede çözüm üretir.

Ek “U” Harfiyle Başlayan Sözler

Uçarı kuşun ayağına değirmen taşı bağlanmaz.

Açıklama: Çok hareketli veya özgürlüğüne düşkün birini, ağır sorumluluklarla sınırlamak zordur.

Uğurun varsa, sürünerek de gidersin.

Açıklama: Şans/kısmet el veriyorsa, zorluklara rağmen hedefine varırsın.

Uyuyan yılanın başına basma.

Açıklama: Zararsız durumda görünen bir tehlikeyi kışkırtma; gereksiz yere risk alma.

Ü Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Üzüm üzüme baka baka kararır.

Açıklama: Birlikte vakit geçiren insanlar, zamanla birbirine benzer özellikler edinir. Kişi, çevresinden etkilenir.

Üflemekle çorba soğumaz.

Açıklama: Bazı işler yarım yamalak veya yetersiz çabayla olmaz; gerçek bir emek veya etkin yöntem gerekir.

Ürkmüş atın çiftesi (tekmesi) pek olur.

Açıklama: Korkmuş veya tedirgin bir canlı, beklenmedik derecede güçlü veya ani tepki verebilir. Çekingen veya ürkek kişinin tepkisi ağır olabilir.

Ün kazanmak kolay, elde tutmak zordur.

Açıklama (vecize niteliğinde): İyi bir isim veya şöhrete ulaşmak nispeten kolay olabilir, fakat onu korumak emek ve dikkat ister.

Üveye mal, yuvaya muhtaç.

Açıklama: Üvey çocuğun (ya da yabancı bireyin) maddi imkânı bulunsa bile gerçek bir aile ortamına (yuvaya) ihtiyaç duyar. Maddi varlık her şey değildir; insanın sevgi ve sıcak bir ortama da ihtiyacı vardır.

V Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Var eken, yok biçer.

Açıklama: Kişi, varlığına güvenip hesapsız harcama yaparsa en sonunda yoksulluğa düşebilir; ayrıca kolay kazanılan şeyin değerini bilmeyen, elde ettiğini de kaybeder.

Var ne bilsin yok hâlinden, (yok ne bilsin var hâlinden).

Açıklama: Maddi durumu iyi olan, yoksulun sıkıntısını anlamaz; yoksul da varlıklı insanın kaygılarını tam kavrayamaz. Empati eksikliğini vurgular.

Varsa pulun, herkes kulun.

Açıklama: Parası (serveti) olan kimseye insanlar hizmet eder, saygıda bulunur; zenginlik, toplumda itibar sağlayabilir.

Vakit, nakittir.

Açıklama: Zaman, en değerli sermayedir; boş yere harcanmamalı. (Yabancı dillerdeki “Time is money” deyimiyle eş anlamlı.)

Verip pişman olmaktansa, vermeyip düşman ol daha iyi.

Açıklama: Birine ödünç ya da yardım yapıp sonrasında pişmanlık duymaktansa, baştan hiç vermemek daha iyi olabilir. (Çok makbul bir öğüt sayılmasa da halk ağzında geçer.)

Vardığın yer kör ise, gözünü kapa.

Açıklama: Ortama uyum sağla; girdiğin yerdeki kurallara, gidişata göre davran. Yoksa dikkat çekip sorun yaşayabilirsin.

Vakitli öten horozun başını keserler.

Açıklama: Zamanından önce davranan veya ortalığı erken karıştıran (makam/otoriteyi rahatsız eden) kişi, cezalandırılır. (Bkz. “Erken öten horozun başını keserler.”)

Ek “V” Harfiyle Başlayan Sözler

Var varlatır, yok söyletir.

Açıklama: Parası olan harcamaya, gösterişe yönelir; yoksul ise durumu hakkında dertlenir ya da sık sık yardım ister. Varlık ve yokluk, insanın tutumunu şekillendirir.

Veren el, alan elden üstündür.

Açıklama: Yardım eden (veren) taraf, yardım alandan daha üstün konumdadır; paylaşmak, verme erdemi toplumsal açıdan değerlidir.

Vicdan mahkemesi, en büyük mahkemedir.

Açıklama (vecize): Kişinin iç muhasebesi (vicdanı), dış yargılardan daha etkilidir; gerçek hesaplaşma, insanın kendisiyle yaptığı hesaptır.

Var git, yok otur.

Açıklama (yöresel söz): Elinde imkân varsa eyleme geç; hiç yoksa gereksiz zahmete girme.

Y Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin.

Açıklama: Bir durumu kabul edip gereğini yaparsın ya da tamamen vazgeçip uzaklaşırsın. Orta yol yoktur.

Yağmur yağar, seller akar; tarlada izim yok, harmanda yüzüm yok.

Açıklama: Emek vermeyenin sonunda kazanca hakkı olmaz. Zorlukta çalışmayan, rahatlıkta pay alamaz.

Yağmur yağdı, dolu düştü; biri tarlaya, öteki gülle (gülü) düştü.

Açıklama: Bazı olaylar, aynı anda farklı etkiler doğurabilir; kiminin zararı, kiminin faydası olur. Şartlar herkesi eşit etkilemez.

Yalancının evi (çiftliği) yanmış, kimse inanmamış.

Açıklama: Sürekli yalan söyleyen kimse, doğruyu söylese de inandırıcılığını kaybeder.

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

Açıklama: Yalan er geç ortaya çıkar; uzun süre sürdürülemez.

Yalnız taş, duvar olmaz.

Açıklama: Tek başına (desteksiz) büyük işler yapılamaz; iş birliği ve yardımlaşma gerekir.

Yalnız öküz, çifte koşulmaz.

Açıklama: Bir işin üstesinden tek başına gelmek zordur; eşlik edecek, destek olacak biri lazımdır.

Yamanın dostluğu iş bitene kadardır.

Açıklama: Zorunlu veya menfaat için dost görünen, işi bitince çekilir. (Benzer: “Abdalın dostluğu köy görününceye kadardır.”)

Yanlış hesap Bağdat’tan döner.

Açıklama: Hatalı bir iş veya hesaplama eninde sonunda anlaşılır ve düzeltilir; uzun sürse de ortaya çıkar.

Yarın bana, bugün sana.

Açıklama: Bugün başkasının başına gelen, yarın senin de başına gelebilir; kimse güvende olduğunu sanmasın.

Yardıma hazır ol, ama istemeyene zorlama.

Açıklama: İyilik ve destek, ihtiyaç sahibi veya talep eden içindir; insanlara zorla yardım etmeye çalışmak bazen ters teper.

Yarım elma, gönül alma.

Açıklama: Küçük bir armağan bile, samimiyetle verildiğinde karşı tarafın gönlünü alır.

Yarası olan gocunur.

Açıklama: Genel bir uyarı veya sözden kim alınırsa, o konuda suçu veya hassasiyeti var demektir.

Yaranın merhemi, kendi içinde bulunur.

Açıklama: Kişi, dert ve yarasına en iyi çareyi yine kendi çabası veya içsel gücüyle bulur.

Yarası olanın tuz almaya gücü yetmez.

Açıklama: Zaten sıkıntılı (dertli) olan, o yarayı daha da sızlatacak (zorlayacak) şeye cesaret edemez. Bazen “Tuzu basacak hâli yok” şeklinde de kullanılır.

Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder.

Açıklama: Yeterli bilgisi olmayan sağlıkçı can kaybına, yetersiz din bilgisine sahip kişi de yanlış inanca sebep olabilir. Yarım bilgi tehlikelidir.

Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer.

Açıklama: Yazın çalışan, didinen, hazırlık yapan kışın rahat eder; tersi de mümkündür. Önceden çalışmak, gelecekte kolaylık sağlar.

Yediğin içtiğin senin olsun, bana gördüklerini anlat.

Açıklama: Kimsenin yediğiyle, içtiğiyle ilgilenmiyorum; esas merak ettiğim, gezip gördüklerinden öğrendiklerindir.

Yedi ölç, bir biç.

Açıklama: Bir işe başlamadan çok kez düşün, ölçüp biç; ondan sonra harekete geç. (Benzer: “İki ölç, bir biç.”)

Yel eser, kuzu yatar.

Açıklama: Bu söz farklı şekillerde yorumlanabilir: Bazı insanlar, dış koşullar değişse de pasif kalmayı tercih eder. Ya da rüzgâra karşı koyamayan ufak bir canlının tepkisi misali. Ayrıca “Yel eser, ağaç eğilir” varyantı da vardır.

Yel kayadan ne koparır?

Açıklama: Güçlü ve sağlam olan, küçük veya zayıf bir etkiden zarar görmez.

Yemeyenin malını, yerler.

Açıklama: Elindeki imkânları kullanmayan kişi, sonunda onu başkalarına kaptırır.

Yemiş ağacını taşlarlar.

Açıklama: Meyvesi veya getirisi olan kişi/yer, ilgi (bazen kıskançlık) ve saldırıya uğrar. Değerli olana yönelen çok olur.

Yerin kulağı var.

Açıklama: Gizli sandığın şey duyulabilir; konuşulanlar beklemediğin yerden yayılabilir. Dikkatli olmalı.

Yeşil asa, kuru gider.

Açıklama: Genç ölenler için söylenir; “Hâlâ genç ve güçlüydü ama vefat etti” anlamında (eski, acı bir söz).

Yılanın (ya da tilkinin) deliğine gitmek, kuyruğundan tutmaya benzemez.

Açıklama: Bir işi kökünden halletmeye çalışmak, sadece yüzeysel önlem almaktan farklı ve daha zor olabilir.

Yılandan korkmam, yılanın deliğinden korkarım.

Açıklama: Doğrudan görünen tehlikeden çok, nereden çıkacağı belli olmayan gizli tehlikeler daha ürkütücüdür.

Yıldız (ayı) severken göz çıkarma.

Açıklama: Bir şeyi çok isterken kendine zarar verecek kadar ileri gitme; dozunu bil.

Yırtıcı kuştan kılavuz olmaz.

Açıklama: Kötü niyetli veya saldırgan (bencil) biri, iyi yol gösterici olamaz; seni yanlış yöne sürükler.

Yiyip içip yatma, bakarsın başa patlar.

Açıklama: Tembellik, keyif sürmek, hazırlık yapmamak sonunda sorun çıkarır; borca girebilirsin veya gereksiz kilo/alışkanlık edinirsin, vs.

Yola gitmeyen kervan, hayırsız olur.

Açıklama: Hedefe yönelmeyen topluluk veya plan boşa gider. Amaçsız bir hareketin faydası olmaz.

Yoksula Allah yardım eder; yeter ki o da kendine yardım etsin.

Açıklama: Çabalayan insana ilahi veya hayırlı destek gelebilir; hiçbir şey yapmayana yardım da kolay gelmez.

Yoksul dost (arkadaş), varlıkta unutulur.

Açıklama: İnsanın maddi durumu düzelince, fakir olduğu dönemdeki dostunu bazen unutur; vefasızlık eleştirisi.

Yola giden yorulmaz.

Açıklama: Amacına inanan veya hazırlıklı yola çıkan, sıkıntıları göze alır; moral olarak çok yıpranmaz.

Yorgan gitti, kavga bitti.

Açıklama: Tartışma konusu ortadan kalkınca çekişme de biter. Farklı versiyon: “Sebep ortadan kalkarsa anlaşmazlık kalmaz.”

Yuf tutmaz (ya da yuf olmaz) mayasız yoğurt olmaz.

Açıklama: Temel gereklilik olmadan istenen sonuç elde edilemez; her şeyin bir maya (temel) ihtiyacı vardır.

Yuva yapmadan (ya da kurmadan) kırlangıç (civciv) çıkmaz.

Açıklama: Bir temeli veya uygun ortamı hazırlamadan yeni bir oluşum beklenemez.

Yüreklendirmek, bileğe kuvvet verir.

Açıklama: Moral ve destek, fiziksel veya zihinsel gücü artırır. Kendine güvenmek önemlidir.

Yürekli merdini, dağda kurdun yemez.

Açıklama: Cesur, korkusuz kişi tehlikelerde kendini korur, kolay kolay zarar görmez.

Z Harfiyle Başlayan Türkçe Atasözleri

Zararın neresinden dönülse kârdır.

Açıklama: Bir işte zarar edilmişse, geç de olsa bırakmak veya düzeltmek kârdır; zararı uzatmak yerine erken vazgeçmek daha iyidir.

Zengine kıyamet kopmaz.

Açıklama: Varlıklı kişi, felaket zamanında bile kendine bir çıkış yolu bulur; imkânları sayesinde etkilenmeyebilir.

Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar.

Açıklama: Fakir (zügürt) kişi, zenginin malları hakkında boş konuşur durur; başkasının mal varlığı, yoksulun dilinde takıntı haline gelir.

Zorla güzellik olmaz.

Açıklama: İlişkilerde ya da herhangi bir konuda baskı veya zorlama ile iyi sonuç elde edilemez; güzellik ve uyum ancak gönüllülükle olur.

Zor oyunu bozar.

Açıklama: Güç ya da zorlu bir hamle, sürmekte olan bir dengeyi (oyunu) alt üst edebilir; bazen kararlı bir müdahale, gidişatı değiştirir.

Zora dağ dayanmaz.

Açıklama: Büyük güce, sıkıştırmaya hiçbir şey uzun süre direnemez; aşırı zorlanan şey sonunda çöker veya pes eder.

Zaman sana uymazsa, sen zamana uy.

Açıklama (vecize niteliğinde): Koşullar değişiyorsa, inatla direneceğine duruma uyum sağla. Esneklik, hayatta kalmanın (başarının) anahtarıdır.

Züğürt, buğday ambarından ekmek aşırır.

Açıklama (yöresel söz): Yoksul kişi, bazen hayatta kalmak için çaresiz yöntemlere başvurabilir; varlık içinde olmadığı için küçük fırsatlara yönelir.

Zor kapı, sabır kilidiyle açılır.

Açıklama: Çok zor görünen durumları ancak sabrederek ve azimle aşabilirsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

0 Comments
scroll to top