Superlative cümle yapısı, İngilizce’de bir şeyin diğerlerinden ‘en’ fazla ya da ‘en’ az olduğunu belirtmek için kullanılır. Superlative sıfatlar genellikle “-est” eki alır veya “most” kelimesi ile kullanılır.
1. She is the tallest in our class. (Sınıfımızdaki en uzun o.)
2. He is the smartest student in the school. (Okuldaki en zeki öğrenci o.)
3. This is the smallest size available. (Bu, mevcut olan en küçük beden.)
4. That was the hardest test I have ever taken. (Bu, girdiğim en zor sınavdı.)
5. This pizza is the best I’ve ever had. (Bu, yediğim en iyi pizza.)
6. She is the kindest person I know. (Tanıdığım en nazik kişi o.)
7. This book is the most interesting of all. (Bu kitap, hepsinin en ilginç olanı.)
8. He runs the fastest of anyone I know. (Tanıdığım herkesten daha hızlı koşuyor.)
9. This is the coldest winter we’ve had in years. (Yıllardır yaşadığımız en soğuk kış.)
10. She has the most beautiful garden in the neighborhood. (Mahalledeki en güzel bahçe onun.)
11. They live in the biggest house on the street. (Sokaktaki en büyük evde yaşıyorlar.)
12. He told the funniest joke at the party. (Partideki en komik şakayı o anlattı.)
13. This is the longest road in the country. (Bu, ülkedeki en uzun yol.)
14. I have the worst luck with technology. (Teknoloji konusunda en kötü şansa sahibim.)
15. This is the oldest building in the city. (Bu, şehirdeki en eski bina.)
16. She can sing the highest notes beautifully. (En yüksek notaları güzel bir şekilde söyleyebilir.)
17. This movie is the most exciting I’ve seen this year. (Bu yıl gördüğüm en heyecan verici film bu.)
18. He is the most generous person in our community. (Topluluğumuzdaki en cömert kişi o.)
19. This restaurant serves the best seafood in town. (Bu restoran, şehirdeki en iyi deniz ürünlerini sunar.)
20. He has the most relaxed attitude towards life. (Hayata karşı en rahat tavıra sahip o.)
21. She achieved the highest score in the game. (Oyunda en yüksek puanı o aldı.)
22. This area has the lowest crime rate. (Bu alanın suç oranı en düşük.)
23. This is the most expensive painting in the gallery. (Bu galerideki en pahalı tablo.)
24. She wrote the shortest essay in the class. (Sınıftaki en kısa denemeyi o yazdı.)
25. This is the driest desert in the world. (Bu, dünyanın en kuru çölü.)
26. He is the most thoughtful husband. (En düşünceli koca o.)
27. This car is the most fuel-efficient on the market. (Bu araba, piyasadaki en yakıt tasarruflu araç.)
28. She has the most vivid imagination. (En canlı hayal gücüne sahip o.)
29. This is the deepest part of the ocean. (Bu, okyanusun en derin yeri.)
30. He was the most diligent worker in the company. (Şirketteki en gayretli çalışan o idi.)