Teşbih (Benzerlik/Benzetme): İki nesnenin ortak bir özelliği üzerinden benzetme yapılır. Örnek: “Zeynep saçlarına güneş düşmüş gibi parlak bir kız.”
İstiare (Mecaz): Bir şey başka bir şeymiş gibi kullanılır. Örnek: “O, şehrin ışıkları içinde kaybolan bir yıldızdı.”
Mezuniyet (Abartma): Gerçek durumun abartılarak anlatılmasıdır. Örnek: “Bu yükü kaldırmak için bir ordu lazım.”
Tevriye (İki Anlamlılık): Cümlenin hem gerçek, hem de mecaz anlam taşımasıdır. Örnek: “Doktorun elinde canlar gidiyor, geliyor.”
Tenasüp (Uygun Düşme): Cümlenin ögeleri arasında anlamca uygunluk olmasıdır. Örğnek: “Yaz geldi, goncalar tomurcuk tomurcuk.”
Mübalağa (Abartma): Gerçeklik sınırlarını aşarak bir durumu abartılı bir şeklide ifade etme. Örnek: “O kadar hızlı koşuyordu ki, rüzgar bile yetişemiyordu ona.”
Tecahül-i Arif (Bilmezlikten Gelme): Bilinen bir gerçeği bilmiyormuş gibi davranma. Örnek: “Buranın taşlarını toplayıp duvar mı öreceğiz?”
Kinaye (Dolaylı Söz): Hem gerçek, hem mecaz anlam taşıyan ve asıl anlamından farklı bir anlama gelen ifade. Örnek: “Yüreği ağzına geldi.”
Tariz (İğneleme): Söylenen söz ile aslında demek istenilen şey arasında ince bir iğneleme yapılır. Örnek: “Akıllı olmuşsun, sonunda kendi ayakkabılarını bağlayabiliyorsun.”
Tezat (Zıtlık): İki zıt kavramın yan yana getirilmesiyle oluşan anlam güzelliği. Örnek: “Büyük umutlar, küçük hayal kırıklıkları.”
Cinas: Telaffuz bakımından birbirine çok yakın kelime kullanılarak dil oyunu yapılması. Örnek: “Bu kadar kaza, kazanır mıydı insan?”
Bu örnekler, edebi sanatların nasıl kullanıldığını göstermektedir.