Kilimler, dokuma bir sanat, renklerin dansı, desenin dilidir,
Her bir ilmek, geçmişten bir hikaye anlatır sessizce.
Kızıl topraklar, mavi gökyüzleri, doğan güneşin rengi,
Anadolu’nun ellerinde şekil bulur, döner kültürlerin içinde bir efsane.
Kadınlar, ellerinde asırlık bir miras, dokur sabırla,
Her düğümde bir dua, her renkte bir hayal saklıdır.
Çöllerin sıcaklığı, dağların soğuğu var her motifte,
Yetmiş iki milletin sesi gelir kilimin dilinden.
Dört köşesi dört yana, iç içe geçmiş motifler,
Kilim bir tablo, kadınların sessiz çığlığı.
Geleneksel değerlerle harmanlanmış fırça darbeleri gibi,
Anlatır geçmişin değerini, geleceğe uzanır köprüler.
Koyun yünü, doğal boyalar ve yüzyıllık bir hüner,
Bu dokumaların içinde yaşar zaman, kültür, aşk.
Tuvalde bir ressam gibi çalışır rüya dokuyucular,
Her bir kilim, özgün bir manifest, toprağın şarkısıdır.
Sırtını dayadığımız kilimler, anlatır eski zamanları,
Şenlikler, göçler, sevinçler ve hüzünler,
Rengarenk, canlı, hikaye dolu bir dünyadır her biri,
Kilimin dilinden anlayanlar, dinler bu sessiz çığlığı.