Öyle bir şiir düşün ki, sayfalarca sürsün,
Her dizesi ayrı bir hikaye, her kıtası farklı bir dünya kursun.
Başladığında sabahın ilk ışıklarıyla,
Bitirdiğinde yıldızlar sayılasıya.
Anlatır geçmiş zamanları, gelecek hayalleri,
Kederi, sevinci iç içe nakışlar gibi işler şiiri.
Her mısrasında bir ömür, her hecesinde derin bir iz,
Umudu, özlemi, aşkı anlatır, sıradanlığın ötesinde bir giz.
“Çoook uzun bir şiir,” dersin, başlar okumaya,
Her dize yeni bir duygu, her beyit yeni bir sinemaya.
Kah güldürür, kah ağlatır, bazen düşündürür,
Ama asla sıkmaz, her anında daha çok merak uyandırır.
Sayfalar ilerledikçe zaman durur gibi,
Her satırda kendinden bir parça bulur gibi.
Öyle bir kucak açar ki anlatamam,
Hem yabancı, hem tanıdık, daima yanı başında.
İmparatorluklar kurulur ve yıkılır bu şiirde,
Sevdalılar kavuşur, kimi zaman ayrılığa ererler yine.
Bir orman kadar yeşil, bir deniz kadar derin bu şiir,
Çoook uzun ama her anı hazine değerinde.
Sonunda eline aldığında bu şiirin son yaprağı,
Bir yolculuk bitmiş, başka biri başlar hemen ardı sıra.
“Çoook uzun bir şiir” derken, bir bakmışsın bütün dünyayı gezmişsin,
Her çevrilen sayfa, yeni bir başlangıç, yeni bir keşif, sonsuz bir seyahat.