Barışa özlem dolu bir şiir başlar ipeksi bir saz eşliğinde,
Yüreklerdeki umut alevlenir, düşer yollara sessizce.
Gök yüzüne bakar insan, bulutlara yazılı barış mesajları,
Kırlarında oynaşır çocuklar, tebessümle yankılanan kahkahaları.
Ne acılar ne gözyaşları, yalnızca huzurun dansı sürer,
Savaşın değil, barışın sesi yükselir dünyanın her yer.
Büyüler sanatçılar sıradan bir tuvali, eser yaşamın renkleriyle dolu,
Her çizgide bir umut, her renkte barışın yolu.
Olur mu dersin, gri şehirler deniz mavisi, yeşillerle bezeli?
El ele tutuşmuş insanlık, yok sınır ne din ne ırk ne dili,
Cesaret katar coşkulu nehirlere, siler bütün kinleri,
Güven sularında yıkarız hep birlikte yorgun bedenleri.
Dağlar şahittir bizim ebedi dostluğumuza,
Denizler kadar engin, özgürdür düşüncelerimiz rüzgarlarda.
Her bir tel koparken savaşın karanlık perdesinden,
Ayıdınlanır dünya, yıldızlar tanık barışın ilerlediğinden.
O gün dizelerden daha güçlü, şarkılardan daha öte,
Barış güvercinleri uçar gök yüzünde, özgürlüğün şöleninde.
Ve o gün, şiirlerimiz sadece aşkı değil, insanlığı övecek,
Sonsuz bir bahar çiçeği gibi açacak barış yüreklerde, gölgelerden seçecek.