“Yalova Kaymakamı” deyimi, değersiz olduğu halde kendini önemli gösteren kişilere söylenir. Bu deyimin kökeni hakkında birkaç farklı rivayet vardır:
1. Rivayet:
Bir rivayete göre, Yalova’ya atanan bir kaymakam, makamına gelir gelmez büyük bir tantana ile karşılanmak ister. Halkı toplayıp kendisini tanıttıktan sonra, “Bundan sonra Yalova’da tek yetkili ben olduğumu bilin!” der. Bunu duyan bir balıkçı, kaymakama yaklaşır ve “Beyefendi, Yalova’da kaymakamın da mı tek yetkili olduğunu bilmemiz gerekiyor?” diye sorar. Bu soruyu duyan kaymakam şaşırır ve öfkelenir. Balıkçıya, “Sen kimsin ki bana böyle soru soruyorsun?” diye çıkışır. Balıkçı da “Ben Yalova’nın en eski balıkçılarından biriyim. Bu denizde yüzlerce fırtına atlattım. Hiçbir kaymakamın emriyle denize açılmadım ve denize açılmayacağım da!” der. Bu cevaptan etkilenen kaymakam, hatasını anlar ve balıkçıdan özür diler.
2. Rivayet:
Bir diğer rivayete göre ise, Yalova’ya atanan bir kaymakam, oldukça gösterişli bir yaşam tarzı benimser. Pahalı giysiler giyer, lüks arabalara biner ve halktan sürekli iltifat bekler. Halk ise kaymakamın bu tavrından hoşnut değildir. Bir gün, kaymakam halkla sohbet ederken, “Yalova’da benden daha önemli kimse yok!” der. Bunu duyan bir yaşlı, “Beyefendi, siz Yalova’nın kaymakamısınız, padişahı değil. Sizin göreviniz halka hizmet etmektir, hava atmak değil!” diye uyarır. Kaymakam yaşlının sözlerinden etkilenir ve tavrını değiştirir.
Hangi rivayet doğru olursa olsun, “Yalova Kaymakamı” deyimi, kendini beğenmiş ve kibirli kişilere karşı bir uyarı niteliğindedir.
Bu deyimin kullanıldığı bazı örnekler:
- “Adam ne kadar da hava atıyor, kendini Yalova Kaymakamı sanıyor!”
- “Bırak onu, o tipik bir Yalova Kaymakamı!”
- “Sen kimsin ki bana böyle konuşuyorsun? Yalova Kaymakamı mısın?”