Bu sayfa, konularına göre gruplandırılmış deyim örneklerini ve kısa anlamlarını bir arada sunar. Her başlık altında ilgili temaya uyan 5–6 (mümkün olduğunca) deyimi kısa ve anlaşılır biçimde vermeye çalıştık.
Ağaç İle İlgili Deyimler
- Ağaç yaşken eğilir Deyimi — Kişi küçükken eğitilir; karakter ve alışkanlıklar çocuklukta şekillenir.
- Ağaç olmak Deyimi — Çok beklemekten dona kalmak; uzun süre oyalanmak.
- Kök salmak Deyimi — Bir yerde yerleşip uzun süre kalmak; bağ kurmak.
- Daldan dala konmak Deyimi — Sık sık konu/iş/fikir değiştirmek.
- Dallanıp budaklanmak Deyimi — Bir işin gereğinden fazla genişleyip ayrıntılanması.
- Yaprak dökmek Deyimi — (Mecaz) Bir topluluktan peş peşe kişilerin ayrılması / çok saç dökülmesi.
Anne Baba Hakkında Deyimler
- Ana-baba günü Deyimi — Aşırı kalabalık ve karmakarışık ortam.
- Baba ocağı Deyimi — Doğup büyüdüğü aile evi, memleket.
- Baba parası yemek Deyimi — Emek vermeden aileden gelen parayı harcamak.
- Babalık etmek Deyimi — Koruyup kollamak, sahiplenmek.
- Ana kuzusu Deyimi — Aşırı uslu/çekingen, evcimen yetişmiş kimse (hafif alaycı).
- Anasının gözü Deyimi — Aşırı uyanık, kurnaz kimse.
Anne İle İlgili Deyimler
- Anasının ak sütü gibi helal Deyimi — Tertemiz, helal.
- Anasının sütü burnundan gelmek Deyimi — Ağır cezaya/azara uğrayıp pişman olmak.
- Ana yüreği Deyimi — Şefkatin en güçlüsü.
- Anne eli değmiş gibi Deyimi — Özenle yapılmış, güzelce düzenlenmiş.
- Ana kuzusu Deyimi — Uslu/çekingen, evcimen kimse (hafif alaycı).
At İle İlgili Deyimler
- Atbaşı gitmek Deyimi — Yarışta/rekabette başa baş ilerlemek.
- At gözlüğüyle bakmak Deyimi — Dar açıdan, tek yönden bakmak.
- At koşturmak Deyimi — Çok hızlı hareket etmek/koşturmak.
- Attan inip eşeğe binmek Deyimi — Daha kötü duruma düşmek.
- Atla deve değil Deyimi — Abartılacak kadar büyük/çetin bir iş değil.
- At gibi (adam) Deyimi — Çok güçlü, iri yapılı kimse.
Ateş İle İlgili Deyimler
- Ateş pahası Deyimi — Aşırı pahalı.
- Ateş püskürmek Deyimi — Çok öfkelenmek.
- Ateşe körükle gitmek Deyimi — Kötü giden bir durumu daha da alevlendirmek.
- Ateşten gömlek (giymek) Deyimi — Çok riskli, zor bir görevi üstlenmek.
- Ateşi çıkmak Deyimi — Yüksek ateşi olmak; mecazen telaşa kapılmak.
Balta İle İlgili Deyimler
- Baltayı taşa vurmak Deyimi — Yanlış iş yapıp zarar görmek; büyük hata yapmak.
- Balta girmemiş (orman) Deyimi — Hiç el değmemiş, bakir yer.
Baş İle İlgili Deyimler
- Baş etmek Deyimi — Üstesinden gelmek.
- Baş tacı etmek Deyimi — Çok değer verip özen göstermek.
- Baş üstüne Deyimi — Emri/seçeneği tereddütsüz kabul etmek.
- Başına iş açmak Deyimi — Kendi kendine dert yaratmak.
- Başını alıp gitmek Deyimi — Kimseye haber vermeden çekip gitmek.
- Baş başa vermek Deyimi — Bir araya gelip ortaklaşa çalışmak/düşünmek.
Biberle İlgili Deyimler
- Ağzına biber sürmek Deyimi — Kötü söz söyleyen çocuğu caydırmak/uyarmak için kullanılan cezayı anlatır.
Birlik Ve Beraberlik Hakkında Deyimler
- El ele vermek Deyimi — Birlik olup iş birliği yapmak.
- Omuz omuza vermek Deyimi — Dayanışma içinde birlikte hareket etmek.
- Tek yürek olmak Deyimi — Aynı amaç/duyguda birleşmek.
- Bir ağızdan konuşmak Deyimi — Hep birlikte, uyum içinde aynı şeyi söylemek.
- Bir arada durmak Deyimi — Dağılmadan birlik hâlinde kalmak.
Bıyıkla İlgili Deyimler
- Bıyık altından gülmek Deyimi — Gizlice, belli etmeden gülmek.
- Bıyığı terlemek Deyimi — Ergenlik çağına yeni girmek.
- Bıyık burmak Deyimi — Kibirle/edalı tavırla davranmak (seyrek, alaycı).
Boyunla İlgili Deyimler
- Boyun eğmek Deyimi — Teslim olmak, itaat etmek.
- Boynu bükük (kalmak) Deyimi — Mahcup, üzgün ve çaresiz görünmek.
- Boynunun borcu Deyimi — Yapılması zorunlu görev/sorumluluk.
- Boynunu bükmek Deyimi — Üzüntü/mahcubiyetle susmak, geri durmak.
- Boynuna sarılmak Deyimi — Çok sevinip içtenlikle sarılmak.
Cahillikle İlgili Deyimler
- Cahil cesareti Deyimi — Bilgi eksikliğiyle, sonucu düşünmeden atılgan davranmak.
- Bir baltaya sap olamamak Deyimi — Kendini geliştiremeyip düzgün bir iş/meslek tutturamamak.
- Görgüsüzlük etmek Deyimi — Terbiyesizce/yerini bilmeden davranmak.
Çalışmak İle İlgili Deyimler
- Tırnaklarıyla kazımak Deyimi — Büyük emek ve sabırla adım adım ilerlemek.
- Canla başla çalışmak Deyimi — Tüm gücüyle, özveriyle çalışmak.
- Gece gündüz demeden Deyimi — Aralıksız, yoğun tempoda çalışmak.
Çayla İlgili Deyimler
- Çay harareti alır Deyimi — Sıcak çayın bunaltıyı/boğaz kuruluğunu alıp ferahlattığını anlatır.
Çene İle İlgili Deyimler
- Çenesi düşük olmak Deyimi — Aşırı konuşkan olmak.
- Çene yapmak Deyimi — Boş, gereksiz konuşmak.
- Çenesi açılmak Deyimi — Birden konuşmaya başlayıp durmadan konuşmak.
- Çenesini tutamamak Deyimi — Sır saklayamamak; çok konuşmak.
Çocukla İlgili Deyimler
- Çocuk oyuncağı değil Deyimi — Ciddiye alınması gereken, zor/önemli iş.
- Çocuklar gibi sevinmek Deyimi — İçten ve coşkulu biçimde sevinmek.
- Çocuktan al haberi Deyimi — (Atasözüne yakın kalıp) Çocukların doğruyu söyleme eğilimine vurgu.
Çok Bilinmeyen Deyimler
- Zengin kalkışı Deyimi — Yemek sonunda masadan bir anda topluca kalkma (argo).
- Züccaciye dükkânına giren fil Deyimi — Kaba, sakar, kırıp döken kimse.
- Külahları değiştirmek Deyimi — Sertçe tartışıp hesaplaşmak.
- Yalova Kaymakamı Deyimi — Kendini fazla önemli sananı alaya alma/“kim takar” anlamı.
Cesaret İle İlgili Deyimler
- Gözü pek olmak Deyimi — Tehlikeye aldırmadan cesur davranmak.
- Gözünü budaktan sakınmamak Deyimi — Çekinmeden her riske girmek.
- Yürek yemiş olmak Deyimi — Olağanüstü derecede cesur davranmak.
- Yüreği yetmek Deyimi — Yapmaya cesaret bulmak.
Cevizle İlgili Deyimler
- Ceviz kabuğunu doldurmamak Deyimi — Çok önemsiz, küçük mesele.
Çevre İle İlgili Deyimler
- Etrafı kolaçan etmek Deyimi — Çevreyi dikkatle kontrol etmek, gözden geçirmek.
- Dört bir yanı sarmak Deyimi — Her tarafı kaplamak, yayılmak.
- Etrafına ışık saçmak Deyimi — (Mecaz) Bilgi/neşe yaymak; çevreyi olumlu etkilemek.
Ciğerle İlgili Deyimler
- Ciğerini okumak Deyimi — Birinin içinden geçenleri/huyunu iyi bilmek.
- Ciğerine işlemek Deyimi — Soğuğun/acıların iliklere kadar işlediğini anlatmak.
- Ciğerini dağlamak Deyimi — Büyük acı/üzüntü vermek.
- Ciğerimin köşesi Deyimi — Çok sevilen kimse için söylenen içten bir ifade.
Çizme İle İlgili Deyimler
- Çizmeyi aşmak Deyimi — Haddini aşmak, sınırı zorlamak.
- Çizmeyi aşmamak Deyimi — Sınırını bilmek, ölçüyü kaçırmamak.
Çocuklar İçin Deyimler
- Ağzı süt kokmak Deyimi — Çok genç/tecrübesiz olmak.
- Bıyığı terlemek Deyimi — Ergenliğe yeni girmek.
- Ana kuzusu Deyimi — Uslu, çekingen yetişmiş kimse (hafif alaycı).
- Çocuklar gibi sevinmek Deyimi — İçten ve coşkulu biçimde sevinmek.
- Çocuktan al haberi Deyimi — Çocukların çoğunlukla doğruyu söylemesine atıf.
Çok Çalışmak Hakkında Deyimler
- Canla başla çalışmak Deyimi — Tüm gücüyle, özveriyle çalışmak.
- Gece gündüz demeden Deyimi — Aralıksız ve yoğun tempoda çalışmak.
- Dişini tırnağına takmak Deyimi — Büyük gayret göstermek.
- Tırnaklarıyla kazımak Deyimi — Emekle, adım adım ilerlemek.
- Ter dökmek Deyimi — Yoğun emek vermek.
Çok Kullanılan Deyimler
- Göz kulak olmak Deyimi — Korumak, kollamak.
- Gözden düşmek Deyimi — İtibar kaybetmek.
- Kulağına küpe olmak Deyimi — Uyarı/ders olarak akılda kalmak.
- Ateş pahası Deyimi — Çok pahalı.
- Kafasına koymak Deyimi — Kesin karar vermek.
- Lafı gediğine koymak Deyimi — Yerinde ve etkili karşılık vermek.
Çok Özlemek İle İlgili Deyimler
- Burnunda tütmek Deyimi — Çok özlemek.
- Gözünde tütmek Deyimi — Yoğun özlem duymak.
- Gözleri yollarda kalmak Deyimi — Hasretle beklemek.
- Hasret gidermek Deyimi — Özlemi dindirmek, kavuşmak.
- İçine ateş düşmek Deyimi — Özlemden/hasretten içi yanmak.
Çok Sevinmek İle İlgili Deyimler
- Sevinçten havalara uçmak Deyimi — Aşırı mutlu olmak.
- Sevinçten dört köşe olmak Deyimi — Çok sevinmek.
- Ağzı kulaklarında olmak Deyimi — Mutluluktan yüzü gülmek.
- Bayram etmek Deyimi — Büyük sevinç yaşamak.
Cömert Bonkör Anlamında Deyimler
- Eli açık olmak Deyimi — Cömert davranmak.
- Eli bol Deyimi — Kolayca veren, ikramı bol olan.
- Kesenin ağzını açmak Deyimi — Cömertçe harcamak/bağış yapmak.
Cömertlik İle İlgili Deyimler
- Eli açık olmak Deyimi — Karşılık beklemeden vermeyi sevmek.
- Eli bol Deyimi — Bolca ikram eden, cömert.
- Kesenin ağzını açmak Deyimi — Harcamayı artırmak, cömert davranmak.
Adalet Hakkında Deyimler
- Adalet yerini bulmak Deyimi — Doğrunun/hakkın sonunda gerçekleşmesi.
- Hak yerini bulmak Deyimi — Haksızlığın giderilip doğrunun ortaya çıkması.
- Hakkını vermek Deyimi — Emek/değer neyse onu teslim etmek.
- Hakkına girmek Deyimi — Birine haksızlık etmek; kul hakkına girmek.
- Hak gözetmek Deyimi — Adil davranmak, taraf tutmamak.
- Kul hakkı yemek Deyimi — Başkasının hakkını gasp etmek.
Ağız Hakkında Deyimler
- Ağzı açık kalmak Deyimi — Çok şaşırmak.
- Ağzı bir karış açık kalmak Deyimi — Aşırı şaşkınlıkla dona kalmak.
- Ağzının tadını bilmek Deyimi — İyi olanı seçmesini bilmek; zevk sahibi olmak.
- Ağzı laf yapmak Deyimi — Etkili ve akıcı konuşmak.
- Ağzı sıkı olmak Deyimi — Sır saklamasını bilmek.
- Ağzından bal damlamak Deyimi — Çok tatlı, gönül alan sözler söylemek.
- Ağzını tutamamak Deyimi — Sır kaçırmak, gereksiz konuşmak.
Akıl İle İlgili Deyimler
- Aklını başına almak Deyimi — Tutumunu düzeltip mantıklı davranmaya başlamak.
- Akıl kârı değil Deyimi — Mantıklı/değerlendirilebilir bir iş değil.
- Akıl sır ermemek Deyimi — Anlaşılması güç olmak.
- Aklına esmek Deyimi — Aniden heves edip bir işe kalkışmak.
- Aklı başından gitmek Deyimi — Çok etkilenmek/şaşırmak.
- Aklını peynir ekmekle yemek Deyimi — Çok düşüncesizce davranmak (alaycı).
Anne Ve Baba Hakkında Deyimler
- Ana-baba günü Deyimi — Aşırı kalabalık ve karmaşa.
- Ana kuzusu Deyimi — Uslu/çekingen yetişmiş kimse (hafif alaycı).
- Anasının gözü Deyimi — Çok uyanık, kurnaz kişi.
- Baba ocağı Deyimi — Doğup büyülen aile evi, memleket.
- Baba parası yemek Deyimi — Emek vermeden aileden gelen parayı harcamak.
- Babalık etmek Deyimi — Korumak, sahip çıkmak.
Arkadaşlık İle İlgili Deyimler
- Can yoldaşı Deyimi — En yakın, güvenilir arkadaş.
- Sırdaş olmak Deyimi — Birbirine gizlerini açacak kadar yakın olmak.
- İyi günde kötü günde Deyimi — Her koşulda yanında olmak.
- Omuz omuza vermek Deyimi — Birlikte dayanışmak, güç birliği yapmak.
Ayak İle İlgili Deyimler
- Ayağını yorganına göre uzatmak Deyimi — Gelire göre harcama yapmak.
- Ayak diremek Deyimi — İnatla karşı koymak.
- Ayak uydurmak Deyimi — Uyum sağlamak.
- Ayak sürümek Deyimi — İşi isteksizce yavaşlatmak, oyalamak.
- Ayağı yere basmak Deyimi — Gerçekçi olmak.
- Ayağı alışmak Deyimi — Sık sık uğrar hâle gelmek.
- Ayak kaydırmak Deyimi — Birini gizlice saf dışı bırakmak.
Baba İle İlgili Deyimler
- Baba ocağı Deyimi — Aile evi, memleket.
- Baba parası yemek Deyimi — Aile parasını tüketmek.
- Babalık etmek Deyimi — Himaye edip sahip çıkmak.
- Babacan tavır Deyimi — Sıcak, koruyucu ve güven veren tutum.
Balıkla İlgili Deyimler
- Balık baştan kokar Deyimi — Bozulma/aksaklık en üstten başlar.
- Balık hafızalı Deyimi — Çabuk unutan kimse.
- Balık istifi Deyimi — Tıklım tıkış, sıkışık biçimde yerleşme.
- Balık gibi ıslanmak Deyimi — Sırılsıklam olmak.
- Balık gibi içmek Deyimi — Çok içki içmek.
- Balık kavağa çıkınca Deyimi — Olmayacak, imkânsız iş.
Beyin Hakkında Deyimler
- Beyin fırtınası yapmak Deyimi — Serbestçe fikir üretmek, yaratıcı düşünmek.
- Beyni yanmak Deyimi — Yorgunluk/stresten düşünemez hâle gelmek (argo).
- Beyni durmak Deyimi — Aşırı şaşkınlıktan kısa süreli afallamak (argo).
Boğaz İle İlgili Deyimler
- Boğazına düşkün Deyimi — Yemeyi içmeyi pek seven.
- Boğaz tokluğuna çalışmak Deyimi — Sadece karnını doyuracak kadar karşılıkla çalışmak.
- Boğazından kesmek Deyimi — Kendi ihtiyacından kısmak.
- Boğazından geçmemek Deyimi — Üzüntü/rahatsızlık nedeniyle yiyememek.
- Boğazına dizilmek Deyimi — Yutkunamamak, lokmanın boğazda kalması gibi zorlanmak.
Boş Konuşmak İle İlgili Deyimler
- Laf kalabalığı etmek Deyimi — Çok konuşup öz söylememek.
- Boş laf etmek Deyimi — Yararsız, içi boş söz etmek.
- Gevezelik etmek Deyimi — Gereksiz ve fazla konuşmak.
- Çene yapmak Deyimi — Laklak etmek, boş konuşmak.
- Palavra atmak Deyimi — Abartılı/gerçek dışı sözler söylemek.
Cahil İle İlgili Deyimler
- Cahil cesareti Deyimi — Bilgisizliğin verdiği pervasızlıkla gözü kara davranmak.
- Kafası basmamak Deyimi — Anlamakta güçlük çekmek.
- Cahile laf anlatmak Deyimi — Anlatmanın boşuna olduğunu vurgulamak.
- Görgüsüzlük etmek Deyimi — Yerini bilmeden, kaba saba davranmak.
Cam İle İlgili Deyimler
- Cam gibi (olmak) Deyimi — Pırıl pırıl, tertemiz/apaçık olmak.
- Cam çerçeve indirmek Deyimi — Kavga gürültü çıkarıp etrafı kırıp dökmek.
- Cam fanusta yaşamak Deyimi — Hayattan izole, korunaklı ve gerçeklerden uzak yaşamak.
- Cam tavan Deyimi — Görünmez engel; ilerlemeyi kısıtlayan örtük bariyer.
Can İle İlgili Deyimler
- Can kulağıyla dinlemek Deyimi — Tüm dikkatini vererek dinlemek.
- Can atmak Deyimi — Bir şeyi çok istemek, sabırsızlanmak.
- Canını dişine takmak Deyimi — Büyük özveriyle, var gücüyle çalışmak.
- Canı burnunda (olmak) Deyimi — Tahammülü kalmamak; öfkeli/bitkin olmak.
- Can havliyle Deyimi — Ölümcül korku/aceleyle, refleksle davranmak.
- Canından bezmek Deyimi — Aşırı bıkmak, usanmak.
Çalışkanlık İle İlgili Deyimler
- Canla başla çalışmak Deyimi — Tüm gücünü vererek çalışmak.
- Gece gündüz demeden Deyimi — Aralıksız, yoğun tempoda çalışmak.
- Dişini tırnağına takmak Deyimi — Büyük emek göstermek.
- Tırnaklarıyla kazımak Deyimi — Adım adım, alın teriyle başarmak.
- Ter dökmek Deyimi — Yoğun emek harcamak.
- Kafa patlatmak Deyimi — Zor bir konu üzerinde yoğun şekilde düşünmek/çalışmak.
Çamurla İlgili Deyimler
- Çamur atmak Deyimi — İftira/karalama yapmak.
- Çamur at, izi kalsın Deyimi — Asılsız suçlamanın bile iz bırakacağını vurgular.
- Çamura yatmak Deyimi — Suçu/borcu kabul etmeyip bahane aramak.
Çaresizlikle İlgili Deyimler
- Eli kolu bağlanmak Deyimi — Hiçbir şey yapamaz hâle gelmek.
- Elinden bir şey gelmemek Deyimi — Çözüm üretememek.
- Yolun sonuna gelmek Deyimi — Seçeneklerin tükenmesi.
- Takatı kesilmek Deyimi — Gücü kuvveti kalmamak.
Çekmekle İlgili Deyimler
- Çile çekmek Deyimi — Büyük sıkıntılara katlanmak.
- Zahmet çekmek Deyimi — Emek ve güçlükle uğraşmak.
- Sürüm sürüm sürünmek Deyimi — Uzun süre eziyet/mağduriyet yaşamak.
Çok Konuşmak İle İlgili Deyimler
- Çenesi düşük (olmak) Deyimi — Aşırı konuşkan olmak.
- Gevezelik etmek Deyimi — Gereksiz, boş söz etmek.
- Laf kalabalığı etmek Deyimi — Çok konuşup özünü söylememek.
- Dilinin kemiği yok (Deyimi) — Düşünmeden konuşmak.
- Dili pabuç gibi (olmak) Deyimi — Çok konuşan, lafı uzatan kimse için.
Çorapla İlgili Deyimler
- Çorap söküğü gibi (gitmek) Deyimi — Bir işin ardı ardına kolayca ilerlemesi.
- Birinin başına çorap örmek Deyimi — Gizlice kötülük/tezgâh kurmak.
Davulla İlgili Deyimler
- Davulun sesi uzaktan hoş gelir Deyimi — İşin dışarıdan kolay/çekici göründüğünü anlatır.
- Davul zurna ile duyurmak Deyimi — Herkesin bileceği şekilde açıkça ilan etmek.
Dayakla İlgili Deyimler
- Dayak yemek Deyimi — Fiziksel şiddet görmek.
- Dayaklık olmak Deyimi — Davranışıyla şiddete/sert tepkiye davetiye çıkarmak (argo).
Değişik Deyimler
- Saman altından su yürütmek Deyimi — Gizlice iş çevirmek.
- Pabucu dama atılmak Deyimi — Yerini daha iyisine kaptırıp gözden düşmek.
- Arapsaçı olmak Deyimi — İçinden çıkılmaz derecede karmakarışık hâle gelmek.
- İpini pazara çıkarmak Deyimi — Birini herkesin içinde rezil etmek.
Dikenle İlgili Deyimler
- Diken üstünde (olmak) Deyimi — Tedirgin, huzursuz bir bekleyişte olmak.
- İçi/yüreği diken diken olmak Deyimi — Korku/gerilimden ürpermek.
Dil Hakkında Deyimler
- Dil dökmek Deyimi — Israrla ve tatlı dille ikna etmeye çalışmak.
- Dile dolamak Deyimi — Bir konuyu sürekli konuşmak.
- Diline pelesenk etmek Deyimi — Bir sözü alışkanlık hâline getirip sık sık söylemek.
- Dile getirmek Deyimi — Söze dökmek, ifade etmek.
Dil İle İlgili Deyimler
- Dili tutulmak Deyimi — Şaşkınlık/korkudan konuşamaz olmak.
- Dilini yutmak Deyimi — Birden susup kalmak.
- Dil uzatmak Deyimi — Saygısızca konuşmak, kötülemek.
- Dilinin kemiği yok Deyimi — Düşünmeden konuşmak (üsttekiyle tamamlayıcı).
- Dilini ısırmak Deyimi — Söylenmemesi gereken sözü söylemekten kendini alıkoymak.
Dille İlgili Güzel Deyimler
- Dil dökmek Deyimi — Tatlı dille ısrar edip ikna etmeye çalışmak.
- Diline pelesenk etmek Deyimi — Bir sözü alışkanlıkla sık sık söylemek.
- Dile getirmek Deyimi — Söze dökmek, ifade etmek.
- Dili tutulmak Deyimi — Şaşkınlık/korkudan konuşamaz olmak.
- Dil uzatmak Deyimi — Saygısızca konuşmak, kötülemek.
- Dilini ısırmak Deyimi — Söylememesi gereken sözü söylemekten kendini alıkoymak.
Diş İle İlgili Deyimler
- Dişini sıkmak Deyimi — Zorluğa sabredip katlanmak.
- Diş bilemek Deyimi — Öç almaya hazırlanmak.
- Dişine göre (olmak) Deyimi — Gücünün yettiği, alt edebileceği.
- Diş göstermek Deyimi — Gücünü sertçe hissettirmek, gözdağı vermek.
- Dişinden tırnağından artırmak Deyimi — Çok kısıtlı imkânlarla birikim yapmak.
- Dişe dokunur (iş) Deyimi — Kayda değer, dikkate alınır.
Doğa İle İlgili Deyimler
- Kök salmak Deyimi — Bir yerde yerleşip uzun süre kalmak.
- Dallanıp budaklanmak Deyimi — Konunun gereğinden fazla genişlemesi.
- Rüzgâr gibi geçmek Deyimi — Çok hızlı davranmak/gelip geçmek.
- Sular seller gibi (ağlamak/okumak) Deyimi — Çok fazla, taşarcasına.
- Yıldırım gibi (çabuk) Deyimi — Çok hızlı bir şekilde.
- Dağ gibi büyümek (sorun) Deyimi — Sorunun gitgide ağırlaşması.
Dostluk Hakkında Deyimler
- Can yoldaşı Deyimi — En yakın, güvenilir arkadaş.
- Kol kola girmek Deyimi — Yakın dostluk/beraberlik içinde olmak.
- Sırdaş olmak Deyimi — Birbirine güvenip gizlerini paylaşmak.
- Omuz omuza vermek Deyimi — Dayanışma içinde birlikte hareket etmek.
Duygularla İlgili Deyimler
- İçi yanmak Deyimi — Derin üzüntü duymak.
- Sevinçten dört köşe olmak Deyimi — Çok mutlu olmak.
- Küplere binmek Deyimi — Aşırı öfkelenmek.
- Ödü patlamak Deyimi — Çok korkmak.
- İçi içine sığmamak Deyimi — Heyecandan yerinde duramamak.
- İçi içini yemek Deyimi — Kıskançlık/kuruntu/dertle içten içe üzülmek.
Dünya İle İlgili Deyimler
- Dünyalar benim oldu Deyimi — Çok sevinmek.
- Dünyanın parasını harcamak Deyimi — Çok para harcamak.
- Dünya başına yıkılmak Deyimi — Büyük bir yıkım/üzüntü yaşamak.
- Dünyaya küsmek Deyimi — Geri çekilmek, kimseyle görüşmek istememek.
- Dünya varmış Deyimi — Büyük bir rahatlama/ferahlama hissetmek.
Dürüstlük Hakkında Deyimler
- İçi dışı bir (olmak) Deyimi — Samimi ve dürüst olmak.
- Dobra dobra konuşmak Deyimi — Açık sözlü, dolandırmadan konuşmak.
- Eğriye eğri doğruya doğru demek Deyimi — Ne ise onu dürüstçe söylemek.
- Eli temiz (olmak) Deyimi — Yolsuzluk/yamuk iş yapmayan, dürüst.
Eğitim İle İlgili Deyimler
- Ağaç yaşken eğilir Deyimi — Eğitim/terbiye küçük yaşta verilir.
- Satır aralarını okumak Deyimi — Gizli anlamı sezmek (okuryazarlık/yorum).
- Ders almak Deyimi — Yaşanandan ibret/tecrübe çıkarmak.
- Kulağına küpe olmak Deyimi — Uyarı/deneyimin akılda ders olarak kalması.
Ekmek İle İlgili Deyimler
- Ekmek kapısı Deyimi — Geçim kaynağı.
- Ekmek parası Deyimi — Hayatını sürdürmeye yetecek kazanç.
- Ekmek elden su gölden Deyimi — Emek vermeden geçinme.
- Ekmek aslanın ağzında Deyimi — Geçim çok zor.
- Ekmeğini taştan çıkarmak Deyimi — Çok zor yollardan rızık kazanmak.
- Ekmeğine yağ sürmek Deyimi — Birine çıkar sağlamak.
El İle İlgili Deyimler
- El uzatmak Deyimi — Yardım etmek.
- Elini taşın altına koymak Deyimi — Sorumluluk almak, risk üstlenmek.
- El üstünde tutmak Deyimi — Çok değer vermek.
- Eli açık/eli bol (olmak) Deyimi — Cömert olmak.
- Eli sıkı (olmak) Deyimi — Cimri olmak.
- El ayağına dolaşmak Deyimi — Telaştan beceriksizleşmek.
Emek İle İlgili Deyimler
- Alın teri dökmek Deyimi — Helal yoldan yoğun emekle kazanmak.
- Emek vermek Deyimi — Çaba harcamak.
- Emeğinin karşılığını almak Deyimi — Harcanan çabanın sonucunu görmek.
- Tırnaklarıyla kazımak Deyimi — Zorlukla, adım adım başarmak.
Empati İle İlgili Deyimler
- Halden anlamak Deyimi — Karşıdakinin duygusunu/şartını sezmek.
- Kendini onun yerine koymak Deyimi — Empati kurmak (kalıp ifade).
- Gönül almak Deyimi — Gönlünü hoş etmek, kırgınlığı onarmak.
Eşek İle İlgili Deyimler
- Eşek sudan gelinceye kadar (dövmek) Deyimi — Çok ağır cezalandırmak (argo).
- Eşek şakası Deyimi — Kaba, incitici şaka.
- Eşek yüküyle para Deyimi — Çok büyük miktarda para.
- Eşeğe altın semer vursan eşek yine eşek Deyimi — Değişmez nitelik (atasözüne yakın kullanılır).
- Eşek gibi (çalışmak) Deyimi — Çok yorucu biçimde çalışmak (argo).
Etmek İle İlgili Deyimler
- Baş tacı etmek Deyimi — Çok değerli görmek.
- Laf kalabalığı etmek Deyimi — Çok konuşup öz söylememek.
- Dert etmek Deyimi — Bir şeyi kendine sorun yapmak.
- Mesele etmek Deyimi — Önemsiz bir şeyi büyütmek.
Ev İle İlgili Deyimler
- Ev bark sahibi olmak Deyimi — Düzen/yuva kurmak.
- Evin direği Deyimi — Ailenin geçimini/ayakta duruşunu sağlayan kişi.
- Ev kuşu Deyimi — Dışarı çıkmayı sevmeyen, evde vakit geçiren kimse.
- Evde kalmak Deyimi — Evlilik çağını geçmek (eskimiş kullanım).
Evlatla İlgili Güzel Deyimler
- Gözbebeği Deyimi — En çok sevilen, en kıymetli kimse.
- Ciğerparem Deyimi — Çok sevilen evlat/yakın için söylenir.
- Canından bir parça Deyimi — Evlat için sevginin büyüklüğünü anlatır.
- Yavrusu (gibi) görmek Deyimi — Kendi evladı gibi sevmek/kollamak.
Fakirlikle İlgili Deyimler
- Meteliğe kurşun atmak Deyimi — Tamamen parasız kalmak, beş kuruşsuz olmak.
- Beş parasız kalmak Deyimi — Parası tükenmek.
- İki yakası bir araya gelmemek Deyimi — Gelirinin giderini karşılayamamak.
- Elde avuçta bir şey kalmamak Deyimi — Varlığını tüketmek.
- Yokluk çekmek Deyimi — Geçim sıkıntısı içinde yaşamak.
- El açmak Deyimi — Dilencilik etmek, yardım istemek.
Fare İle İlgili Deyimler
- Fare deliği aramak Deyimi — Utançtan yerin dibine girmek, kaçacak delik aramak.
- Kedi-fare oyunu oynamak Deyimi — Güçlü olanın zayıfla oynarcasına üstünlük kurması.
Fark İle İlgili Deyimler
- Fark atmak Deyimi — Rakibini açık ara geride bırakmak.
- Arayı açmak Deyimi — Aradaki mesafeyi/puanı büyütmek.
- Arayı kapatmak Deyimi — Farkı azaltmak.
- Arada dağlar kadar fark var Deyimi — Çok büyük farklılık bulunmak.
Fedakârlık İle İlgili Deyimler
- Saçını süpürge etmek Deyimi — Büyük özveriyle hizmet etmek.
- Elini taşın altına koymak Deyimi — Sorumluluk ve risk üstlenmek.
- Canını dişine takmak Deyimi — Var gücüyle, fedakârca çalışmak.
- Cefasını çekmek Deyimi — Sıkıntısını yüklenmek.
Fırsat İle İlgili Deyimler
- Fırsat bu fırsat Deyimi — Doğan olanağı hemen değerlendirmek.
- Fırsatı elden kaçırmak Deyimi — Uygun zamanı kullanamamak.
- Ayağına kadar gelmek Deyimi — Olanak veya çözümün kendiliğinden ortaya çıkması.
- Bir taşla iki kuş vurmak Deyimi — Tek hamlede iki yarar sağlamak.
Fikir İle İlgili Deyimler
- Beyin fırtınası yapmak Deyimi — Serbestçe fikir üretmek.
- Fikir yürütmek Deyimi — Varsayım/yorumla sonuç çıkarmak.
- Fikir birliğine varmak Deyimi — Uzlaşmak, aynı düşüncede birleşmek.
- Fikrini almak Deyimi — Görüşünü sormak.
Fil İle İlgili Deyimler
- Züccaciye dükkânına giren fil Deyimi — Kaba, sakar, kırıp döken kimse.
Fizanla İlgili Deyimler
- Fizan’a gitmek Deyimi — Çok uzaklara gitmek.
Fotoğrafçılıkla İlgili Deyimler
- Poz vermek (poz kesmek) Deyimi — Fotoğraf için duruş almak; mecazen gösterişli davranmak.
Futbol İle İlgili Deyimler
- Topu taca atmak Deyimi — Konuyu saptırıp sorumluluktan kaçmak.
- Ofsayta düşmek Deyimi — Yanlış zamanlama yüzünden başarısız olmak.
- Kendi kalesine gol atmak Deyimi — Kendi çıkarına aykırı sonuç doğurmak.
- Top çevirmek Deyimi — Oyalamak, gereksiz paslaşır gibi vakit geçirmek.
- Defansta kalmak Deyimi — Sürekli savunmada kalıp hamle yapamamak.
Geç Kalmak İle İlgili Deyimler
- İş işten geçmek Deyimi — Müdahale için artık çok geç olmak.
- Treni kaçırmak Deyimi — Fırsatı/uygun anı kaçırmak.
- Atı alan Üsküdar’ı geçti Deyimi — Geri dönüşü olmayan biçimde geç kalınmak.
Gezmek İle İlgili Deyimler
- Fink atmak Deyimi — Aylak aylak gezip eğlenmek.
- Yollara düşmek Deyimi — Yola çıkmak, seyahate başlamak.
- Dört bir yanı dolaşmak Deyimi — Her yeri gezmek.
Gönül İle İlgili Deyimler
- Gönül koymak Deyimi — Alınmak, darılmak.
- Gönül almak Deyimi — Gönlünü hoş etmek, gönlünü kazanmak.
- Gönlü olmak Deyimi — Bir şeyi istemek, heves etmek.
- Gönlü zengin Deyimi — Cömert ve geniş gönüllü olmak.
- Gönlü kırık Deyimi — Üzgün, kırgın olmak.
Güneş İle İlgili Deyimler
- Güneş balçıkla sıvanmaz Deyimi — Gerçekler gizlenemez.
- Güneş gibi doğmak Deyimi — Umut ve sevinç getirmek, aydınlatmak.
- Güneşi gören kar gibi erimek Deyimi — Güçlü etki karşısında hızla çözülmek/dağılmak.
Güven İle İlgili Deyimler
- Sırtını dayamak Deyimi — Birine/şeye güvenip güç almak.
- Gözünden düşmek Deyimi — Güven ve itibarını yitirmek.
- Güven tazelemek Deyimi — Yıpranan güveni yeniden kazanmak.
Güzel Konuşmak Hakkında Deyimler
- Ağzı laf yapmak Deyimi — Etkili, akıcı ve ikna edici konuşmak.
- Ağzından bal damlamak Deyimi — Çok tatlı, gönül alan sözler söylemek.
- Tatlı dilli olmak Deyimi — Yumuşak, kırmadan konuşmak.
- Lafı gediğine koymak Deyimi — Yerinde ve etkili karşılık vermek.
Güzellikle İlgili Deyimler
- Güzellikle halletmek Deyimi — Sorunu kavga etmeden, yumuşak bir dille çözmek.
- Tatlı dille kandırmak Deyimi — Yumuşak söyleyişle ikna etmek.
- Gönül almak Deyimi — Kırgınlığı nazikçe onarmak.
Haber İle İlgili Deyimler
- Haber uçurmak Deyimi — Gizlice veya hızlıca haber göndermek.
- Haber salmak Deyimi — Duyuru/çağrı yapmak.
- Kulaktan dolma Deyimi — Doğruluğu kesin olmayan, duyuma dayalı bilgi.
Hafif İle İlgili Deyimler
- Hafife almak Deyimi — Önemsememek, ciddiye almamak.
- Eli hafif olmak Deyimi — İşini çabuk ve pratik yapmak.
Hak İle İlgili Deyimler
- Hakkını vermek Deyimi — Emeğin/değerin karşılığını tam teslim etmek.
- Hakkına girmek Deyimi — Birine haksızlık etmek.
- Hak gözetmek Deyimi — Adil davranmak.
- Kul hakkı yemek Deyimi — Başkasının hakkını gasp etmek.
Hamamla İlgili Deyimler
- Hamama giren terler Deyimi — Bir işe girenin zorluğunu göze alması gerekir.
- Hamamdan çıkmış gibi (olmak) Deyimi — Sırılsıklam terlemek/ıslanmak.
- Külhanbeyi gibi Deyimi — Kaba saba, kabadayı tavırlı davranmak.
Hastalıkla İlgili Deyimler
- Yatak döşek (kalmak) Deyimi — Ağır hastalık nedeniyle yataktan kalkamamak.
- Ateşi çıkmak Deyimi — Yüksek ateşi olmak; mecazen telaşa kapılmak.
- Bir ayağı çukurda Deyimi — Ölüm döşeğinde olmak (ağır ifade).
- Dizlerinin bağı çözülmek Deyimi — Aşırı yorgunluk/rahatsızlıkla güçten düşmek.
Hava İle İlgili Deyimler
- Hava atmak Deyimi — Gösteriş yapmak.
- Havaya girmek Deyimi — Coşup heveslenmek.
- Havasını almak Deyimi — Beklediğini bulamamak, boşa çıkmak.
- Havadan sudan konuşmak Deyimi — Önemsiz, gündelik şeylerden söz etmek.
Hayatla İlgili Deyimler
- Hayata küsmek Deyimi — İçine kapanmak, kimseyle görüşmek istememek.
- Hayat memat meselesi Deyimi — Çok hayati/önemli konu.
- Hayatını kaybetmek Deyimi — Ölmek (resmî ifade).
- Hayat bulmak Deyimi — Canlanmak, yeniden hareketlenmek.
Hayvanlarla İlgili Deyimler
- Tilki gibi kurnaz Deyimi — Çok kurnaz olmak.
- Aslan gibi (delikanlı) Deyimi — Güçlü, yiğit kimse.
- Keçi gibi inat Deyimi — Aşırı inatçı olmak.
- Koyun gibi uysal Deyimi — Çok sakin, uysal olmak.
- At gibi (adam) Deyimi — İri yapılı, güçlü kimse.
Hem Gerçek Hem Mecaz Anlamlı Deyimler
- Kök salmak Deyimi — (Gerçek) Bitkinin kök salması; (mecaz) bir yerde yerleşmek.
- Ateş püskürmek Deyimi — (Gerçek) Yanardağ; (mecaz) çok öfkelenmek.
- Elini taşın altına koymak Deyimi — (Gerçek) Fizikî eylem; (mecaz) sorumluluk almak.
- Sırtını dayamak Deyimi — (Gerçek) Bir yere yaslanmak; (mecaz) birine güvenmek.
- Kuyusunu kazmak Deyimi — (Gerçek) Kuyu kazmak; (mecaz) gizlice kötülük hazırlamak.
Heyecan İle İlgili Deyimler
- İçi içine sığmamak Deyimi — Büyük heyecanla yerinde duramamak.
- Yüreği ağzına gelmek Deyimi — Korku/heyecandan nefesi kesilir gibi olmak.
- Kalbi küt küt atmak Deyimi — Şiddetli heyecan duymak.
- Tüyleri diken diken olmak Deyimi — Korku/heyecandan ürpermek.
Hırsızlık İle İlgili Deyimler
- Eli uzun Deyimi — Hırsızlık yapmaya meyilli kimse.
- Aşırmak Deyimi — Bir şeyi gizlice almak (argo kullanımlı fiil; deyimle iç içe).
Hızla İlgili Deyimler
- Yıldırım gibi (çabuk) Deyimi — Çok hızlı.
- Rüzgâr gibi geçmek Deyimi — Göz açıp kapayıncaya kadar hızla geçmek.
- Jet hızıyla Deyimi — Aşırı hızlı.
- Dört nala gitmek Deyimi — Çok hızlı koşmak/ilerlemek.
- Yangından mal kaçırır gibi Deyimi — Telaşla, aceleyle yapmak.
Horoz İle İlgili Deyimler
- Horozlanmak Deyimi — Kabadayıca kabarmak, diklenmek.
- Horoz gibi kabarmak Deyimi — Gösterişle diklenmek.
- Horoz dövüşüne çevirmek Deyimi — Tartışmayı sert ve çekişmeli hâle getirmek.
Hoşgörü İle İlgili Deyimler
- Alttan almak Deyimi — Kavgayı büyütmeden yumuşatmak.
- İdare etmek Deyimi — Kusurları görmezden gelerek sürdürmek.
- Gönül almak Deyimi — Kırgınlığı nazikçe onarmak.
Huzurla İlgili Deyimler
- İçi rahat etmek Deyimi — Vicdanen/duygusal olarak huzura kavuşmak.
- Gönlü ferah (olmak) Deyimi — İç huzuru yerinde olmak.
- Huzur bulmak Deyimi — Sakinlik ve dinginlik hissetmek.
- Rahat yüzü görmek Deyimi — Sıkıntısız, huzurlu zamanlar geçirmek.
Isırmak İle İlgili Deyimler
- Dilini ısırmak Deyimi — Söyleyeceği sözü tutup kendini zorla susmak.
- Dudaklarını ısırmak Deyimi — Öfke/üzüntü/heyecandan kendini zorlamak, sabretmek.
- Parmaklarını ısırmak Deyimi — Aşırı şaşırmak ya da hayran kalmak.
- Elini ısırmak Deyimi — Yaptığı bir şeyden dolayı pişman olmak.
Işık İle İlgili Deyimler
- Işık tutmak Deyimi — Bir konuyu aydınlatmak, yol göstermek.
- Işık saçmak Deyimi — Çevresine bilgi/neşe/umut yaymak.
- Işığı sönmek Deyimi — Umudunu/itibarını kaybetmek; durumu kötüleşmek.
- Işık görmek Deyimi — Çıkış yolu bulmak, umut doğduğunu hissetmek.
İçinde Hak Geçen Deyimler
- Hakkına girmek Deyimi — Birine haksızlık etmek.
- Hak yemek Deyimi — Birinin hakkını gasbetmek.
- Kul hakkı yemek Deyimi — İnsanlara haksızlık ederek vebal almak.
- Hakkını helâl etmek Deyimi — Üzerindeki hakkı bağışlamak.
- Hakkını vermek Deyimi — Değeri/emek karşılığını tam teslim etmek.
- Hakkı kalmak Deyimi — Birinin üzerinde emek/borç/vebal bırakmak.
İftira İle İlgili Deyimler
- Çamur atmak Deyimi — İftira/karalama yapmak.
- Çamur at, izi kalsın Deyimi — Asılsız suçlamanın bile iz bırakacağını anlatır.
- Kara çalmak Deyimi — Birini haksızca kötülemek.
- İftira atmak Deyimi — Gerçeğe aykırı suç isnat etmek.
İğne İle İlgili Deyimler
- İğne atsan yere düşmez Deyimi — Aşırı kalabalık, tıklım tıkış yer.
- İğneyle kuyu kazmak Deyimi — Çok zor işi sabırla yapmak.
- İğneden ipliğe (kadar) Deyimi — Her ayrıntısına kadar, en ince teferruatına kadar.
- İğnesini batırmak Deyimi — Üstü kapalı dokundurma yapmak, iğnelemek.
İletişim Hakkında Deyimler
- Lafı ağzında bırakmak Deyimi — Sözünü kesmek, konuşturmayıp bastırmak.
- Lafı dolandırmak Deyimi — Esas konuya gelmeden dolambaçlı konuşmak.
- Lafı ağzından almak Deyimi — Tam söyleyecekken önce davranıp söylemek.
- Dil dökmek Deyimi — Tatlı dille ısrarla ikna etmeye çalışmak.
- Ağzı laf yapmak Deyimi — Akıcı ve etkileyici konuşmak.
İnat İle İlgili Deyimler
- Ayak diremek Deyimi — İnatla karşı koymak.
- Bildiğini okumak Deyimi — Uyarılara aldırmayıp kendi bildiğini yapmak.
- Keçi gibi inat Deyimi — Çok inatçı olmak.
- Dik kafalı olmak Deyimi — Söz dinlemeyen, inatçı davranmak.
İngilizce Hava Durumu İle İlgili Deyimler
- Under the Weather Deyimi — Kendini hasta/bitkin hissetmek.
- Every Cloud Has a Silver Lining Deyimi — Her kötü durumun bir iyi yanı vardır.
- Come Rain or Shine Deyimi — Ne olursa olsun, her koşulda.
- A Storm in a Teacup Deyimi — Küçük şeyi büyütmek; pireyi deve yapmak.
- Take a Rain Check Deyimi — Şimdilik reddedip erteleme istemek.
- Save for a Rainy Day Deyimi — Kötü günler için birikim yapmak.
- Throw Caution to the Wind Deyimi — Tedbiri elden bırakmak.
İnsanlar Hakkında Deyimler
- İnsan sarrafı olmak Deyimi — İnsanları iyi tanıyıp çözebilmek.
- Adam kayırmak Deyimi — Torpil yapmak.
- Adam yerine koymak Deyimi — Değer verip ciddiye almak.
- Adam gibi (davranmak) Deyimi — Doğru dürüst, yakışır biçimde davranmak.
- İnsan içine çıkmak Deyimi — Toplum içine görünür hâle gelmek, kalabalığa karışmak.
İp İle İlgili Deyimler
- İpi eline almak Deyimi — Kontrolü/idareyi ele geçirmek.
- İpe un sermek Deyimi — Oyalamak, işi yokuşa sürmek.
- İpe sapa gelmez Deyimi — Saçma, tutarsız söz/davranış.
- İpini pazara çıkarmak Deyimi — Birini alenen rezil etmek.
- İpi kopuk Deyimi — Başıboş, serseri kimse.
İstanbul Hakkında Deyimler
- Atı alan Üsküdar’ı geçti Deyimi — Geri dönüşü olmayacak biçimde geç kalınmak.
- İstanbul’un taşı toprağı altın Deyimi — Büyük şehirde fırsat çoktur (abartılı övgü).
- İstanbul beyefendisi Deyimi — Görgülü, nezaketli erkek için kullanılır.
İş İle İlgili Deyimler
- İşi yokuşa sürmek Deyimi — Bilerek zorlaştırmak.
- İş başı yapmak Deyimi — Çalışmaya başlamak.
- İşin püf noktası Deyimi — Sonucu belirleyen küçük ama kritik ayrıntı.
- İşine gelmek Deyimi — Kendi çıkarına uygun olmak.
- İşi oluruna bırakmak Deyimi — Müdahale etmeyip akışına bırakmak.
- İşin içinden sıyrılmak Deyimi — Sorumluluktan kıvrakça kurtulmak.
İyilik İle İlgili Deyimler
- İyilik etmek Deyimi — Karşılık beklemeden yardımcı olmak.
- İyilik bilmek Deyimi — Yapılan iyiliği unutmamak, minnet duymak.
- İyiliğin altında kalmamak Deyimi — Yapılan iyiliğe karşılık vermek.
- Gönül almak Deyimi — Kırgınlığı nazikçe onarmak, gönlünü hoş etmek.
- El uzatmak Deyimi — Zor durumdakine yardım etmek.
Kader İle İlgili Deyimler
- Kaderine razı olmak Deyimi — Yazgısına boyun eğmek, olanı kabullenmek.
- Kaderine terk etmek Deyimi — Birini/bir şeyi yardım etmeden akışına bırakmak.
- Kader kurbanı (olmak) Deyimi — Talihsiz olayların mağduru olmak.
- Alnına yazılan (kader) Deyimi — Kaçınılmaz yazgıyı anlatmak.
Kafa İle İlgili Deyimler
- Kafayı yemek Deyimi — Aşırı sinir/üzüntüyle dengesizleşmek (argo).
- Kafayı üşütmek Deyimi — Akli dengesini yitirecek gibi olmak (argo).
- Kafa ütülemek Deyimi — Uzun, sıkıcı konuşmayla bunaltmak.
- Kafasına koymak Deyimi — Kesin karar verip uygulamak.
- Kafa patlatmak Deyimi — Zor bir konu üzerinde çok düşünmek/çalışmak.
- Kafası basmak Deyimi — Anlamak, kavramak.
- Kafa yormak Deyimi — Üzerinde düşünmek, emek harcamak.
- Kafadan atmak Deyimi — Uydurmak, tahminle söylemek.
Kahve Hakkında Deyimler
- Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır Deyimi — Küçük bir iyiliğin bile uzun süre unutulmayacağını anlatır.
- Gönül ne kahve ister ne kahvehane; gönül sohbet ister kahve bahane Deyimi — Asıl olanın samimi sohbet olduğunu vurgular.
Kalp İle İlgili Deyimler
- Kalbi kırılmak Deyimi — Gücenmek, incinmek.
- Kalbi küt küt atmak Deyimi — Şiddetli heyecan/kaygı duymak.
- Kalpten gitmek Deyimi — Kalp krizi geçirip ölmek (ağır/argo).
- Kalbine dokunmak Deyimi — Duygulandırmak, etkilenmesine yol açmak.
- Kalbini kazanmak Deyimi — Gönlünü almak, sevgisini/saygısını kazanmak.
Kapı İle İlgili Deyimler
- Kapı dışarı etmek Deyimi — Kovmak.
- Kapı önüne koymak Deyimi — İşine/ilişkisine son vermek; kovmak.
- Kapısını aşındırmak Deyimi — Sürekli gidip gelmek, ısrarla başvurmak.
- Kapı gibi (belge) Deyimi — Sağlam, tartışmasız geçerli.
- Kapı duvar (olmak) Deyimi — Karşılık bulamamak; reddedilmek.
- Kapı kapı dolaşmak Deyimi — Çare aramak için birçok yere başvurmak.
- Kapı aralamak Deyimi — Bir olanağın/çözümün yolunu açmak.
Kediler Hakkında Deyimler
- Kedi–fare oyunu oynamak Deyimi — Güçlünün zayıfla oynar gibi üstünlük kurması.
- Kedi uzanamadığı ciğere mundar der Deyimi — Erişemediğini kötüleme eğilimi.
- Kedi olalı bir fare tuttun Deyimi — Nihayet beklenen asıl işi başarmak (alaycı).
- Kedi köpek gibi kavga etmek Deyimi — Sürekli ve sert biçimde çekişmek.
Komşu Hakkında Deyimler
- Komşu komşunun külüne muhtaçtır Deyimi — Komşuluk yardımlaşma gerektirir.
- Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür Deyimi — Başkasının malı olduğundan değerli görünür.
- Ev alma, komşu al Deyimi — İyi komşuluğun önemi vurgulanır.
Komşulukla İlgili Deyimler
- Komşu hakkı Deyimi — Komşuluk ilişkilerinde gözetilmesi gereken hak/gönül borcu.
- İyi komşuluk etmek Deyimi — Yardımlaşmak, anlayışlı davranmak.
- Kapı komşusu Deyimi — Hemen yan yana yaşayan kimseler için.
Korku Hakkında Deyimler
- Ödü patlamak Deyimi — Çok korkmak.
- Yüreği ağzına gelmek Deyimi — Ani korku/heyecandan nefesi kesilir gibi olmak.
- Tüyleri diken diken olmak Deyimi — Korku/gerilimle ürpermek.
Korku İle İlgili Deyimler
- Korkudan ödü kopmak Deyimi — Aşırı korkmak.
- Korkudan tir tir titremek Deyimi — Şiddetli korkuyla titremek.
- Dizlerinin bağı çözülmek Deyimi — Korku/heyecandan güçten düşmek.
Kulak İle İlgili Deyimler
- Kulak kabartmak Deyimi — Dikkat kesilmek, gizlice dinlemek.
- Kulak ardı etmek Deyimi — Önemsememek, aldırmamak.
- Kulak kesilmek Deyimi — Büyük dikkatle dinlemek.
- Kulağına küpe olmak Deyimi — Ders/uyarı olarak akılda kalmak.
- Kulağına kar suyu kaçmak Deyimi — Şüpheye düşmek, kuşkulanmak.
- Kulak tıkamak Deyimi — Uyarı/eleştirileri duymamazlıktan gelmek.
Kurt Hakkında Deyimler
- Kurt gibi acıkmak Deyimi — Çok acıkmak.
- Koyun postuna bürünmüş kurt Deyimi — İyi görünüp kötü niyetini gizleyen kimse.
- Kurdun dişine kan değmek Deyimi — Bir kez başarıp heveslenince ardını getirmek (seyrek).
Laf İle İlgili Deyimler
- Laf kalabalığı etmek Deyimi — Çok konuşup özünü söylememek.
- Laf olsun diye (konuşmak) Deyimi — İçeriği olmadan söz etmek.
- Laf sokmak Deyimi — Üstü kapalı dokundurarak iğnelemek.
- Lafı gediğine koymak Deyimi — Yerinde ve etkili karşılık vermek.
- Lafı dolandırmak Deyimi — Esasa gelmeden oyalayıcı konuşmak.
- Laf yetiştirmek Deyimi — Sürekli cevap yetiştirmek.
Lafla İlgili Deyimler
- Laf cambazı (olmak) Deyimi — Sözü ustalıkla evirip çeviren kimse olmak.
- Laf ebesi Deyimi — Gereksiz yere çok konuşan kimse.
- Lafı ağzında bırakmak Deyimi — Sözünü kesip konuşturmayı engellemek.
- Lafı ağzından almak Deyimi — Tam söyleyecekken önce davranıp söylemek.
Lezzet İle İlgili Deyimler
- Ağzının tadını bilmek Deyimi — İyi–kaliteli olanı seçmesini bilmek.
- Tadı damağında kalmak Deyimi — Çok beğenip daha fazlasını istemek.
- Ağzının tadı kaçmak Deyimi — Keyfi, neşesi bozulmak.
- Tadından yenmez Deyimi — Aşırı derecede lezzetli olmak.
- Üstüne tuz biber ekmek Deyimi — (Mecaz) Durumu daha da etkili/keskin hâle getirmek.
Liderlik İle İlgili Deyimler
- Başı çekmek Deyimi — Bir işte öncülük etmek.
- İpleri eline almak Deyimi — Yönetimi/denetimi üstlenmek.
- Dizginleri ele almak Deyimi — Kontrolü tamamen devralmak.
- Komutayı ele almak Deyimi — Yönetimi komuta ederek yürütmek.
- Bayrağı devretmek Deyimi — Liderliği/önderliği başkasına bırakmak.
Matematik İle İlgili Deyimler
- Hesabını kitabını yapmak Deyimi — Ayrıntılı plan/hesap çıkarmak.
- Hesaba katmak Deyimi — Olasılığı dikkate almak.
- Hesap sormak Deyimi — Yaptığının açıklamasını istemek.
- Üç aşağı beş yukarı Deyimi — Yaklaşık olarak.
- Denk düşmek/denk gelmek Deyimi — Uygun zamanda/koşulda rast gelmek.
- Artılarını eksilerini tartmak Deyimi — Olumlu–olumsuz yanları değerlendirmek.
Maymun İle İlgili Deyimler
- Maymun iştahlı (olmak) Deyimi — Hevesi çabuk geçmek.
- Maymunluk yapmak Deyimi — Taklit/oyunbazlık ederek komiklik yapmak.
- Maymun etmek Deyimi — Birini alaya alıp küçük düşürmek.
- Maymun gözünü açtı Deyimi — Birinin hileyi/oyunu çözüp kandırılamaz hâle gelmesi.
Maymunla İlgili Deyimler
- Maymun gibi (taklit etmek) Deyimi — Başkasını birebir taklit etmek.
- Maymun olmak Deyimi — Maskara durumuna düşmek.
Mecaz Anlamlı Deyimler
- Elini taşın altına koymak Deyimi — Sorumluluk almak.
- Göze batmak Deyimi — Dikkat çekip rahatsızlık uyandırmak.
- Kulak asmamak Deyimi — Söyleneni önemsememek.
- Ateşe körükle gitmek Deyimi — Kötü durumu daha da alevlendirmek.
- Ağzından bal damlamak Deyimi — Çok tatlı söz söylemek.
- Burnundan solumak Deyimi — Çok öfkeli olmak.
Melekler Hakkında Deyimler
- Melek gibi (insan) Deyimi — Çok iyi huylu, temiz yürekli kimse.
- Melek yüzlü (olmak) Deyimi — Masum, iyi görünen çehreye sahip olmak.
Merakla İlgili Deyimler
- Meraktan çatlamak Deyimi — Aşırı merak içinde kalmak.
- Meraktan ölmek Deyimi — Çok merak etmek.
- Burnunu sokmak Deyimi — İlgisi olmayan işe karışmak (aşırı merak).
- Fazla merak Deyimi — Gereğinden fazla kurcalamak, başa iş açmak.
Merdivenle İlgili Deyimler
- Merdiven altı (üretim) Deyimi — Kayıtdışı, standart dışı iş/üretim.
- Basamak atlamak Deyimi — Hızlıca ilerlemek, aşama atlamak.
Meşhur Deyimler
- Bir taşla iki kuş vurmak Deyimi — Tek hamlede iki yarar sağlamak.
- Kulağına küpe olmak Deyimi — Uyarı/deneyimin ders olarak kalması.
- Lafı gediğine koymak Deyimi — Yerinde ve etkili karşılık vermek.
- Ateş pahası Deyimi — Aşırı pahalı.
- Kuyusunu kazmak Deyimi — Gizlice kötülük hazırlamak.
Meyve İle İlgili Deyimler
- Meyvesini vermek Deyimi — Emek/çabanın sonucunu üretmek.
- Meyvesini yemek Deyimi — Harcanan emeğin iyi sonucundan yararlanmak.
Misafir İle İlgili Deyimler
- Tanrı misafiri Deyimi — Habersiz gelen konuk.
- (Konuk/misafiri) baş tacı etmek Deyimi — Konuğa en yüksek özeni göstermek.
Misafirlikle İlgili Deyimler
- Misafir ağırlamak Deyimi — Konukla yakından ilgilenip ikramda bulunmak.
- Misafir gibi (kalmak/durmak) Deyimi — Geçici/ev sahibi sorumluluğu almadan bulunmak.
Mum İle İlgili Deyimler
- Mum dikmek Deyimi — Bir köşede dikilip boş boş durmak; işe katkı vermemek.
- Mum gibi olmak Deyimi — Uslu, sessiz ve sakin durmak.
- Mumla aramak Deyimi — Birini/şeyi çok arayıp güçlükle bulmaya çalışmak.
Mutluluk Hakkında Deyimler
- Sevinçten dört köşe olmak Deyimi — Çok sevinmek.
- Sevinçten havalara uçmak Deyimi — Aşırı mutlu olmak.
- Ağzı kulaklarında olmak Deyimi — Yüzüne yayılan belirgin mutluluk.
- Dünyalar benim oldu Deyimi — Büyük sevinç ve rahatlama duymak.
- Bayram etmek Deyimi — Sevince boğulmak.
Nal İle İlgili Deyimler
- Nal toplamak Deyimi — Rekabette geride kalmak.
- Nalları dikmek Deyimi — Ölmek (argo).
- Hem nalına hem mıhına vurmak Deyimi — İki tarafı da eleştirip dengeli konuşmak.
Nankörlükle İlgili Deyimler
- Nankörlük etmek Deyimi — Yapılan iyiliğe karşı değer bilmemek.
- Ekmek yediği kaba tükürmek Deyimi — Kendisine iyilik yapanlara kötülükle karşılık vermek.
- İyiliğin kıymetini bilmemek Deyimi — Yapılan iyiliği hiçe saymak.
Nasihat İle İlgili Deyimler
- Bir kulağından girip öbüründen çıkmak Deyimi — Nasihati umursamamak.
- Kulak vermek Deyimi — Söyleneni dikkatle dinlemek.
- Kulağına küpe olmak Deyimi — Uyarının/öğüdün kalıcı ders hâline gelmesi.
- Dil dökmek Deyimi — Tatlı dille öğütleyip ikna etmeye çalışmak.
Nazar İle İlgili Deyimler
- Nazar değmek Deyimi — Kötü bakışın uğursuzluk getirdiğine inanmak.
- Göz değmesi Deyimi — Nazar; bakışın olumsuz etki yaptığına inanma.
- Kem göz Deyimi — Hasetle/kötü niyetle bakan göz.
Ne Şiş Yansın Ne Kebap Benzeri Deyimler
- Herkese mavi boncuk dağıtmak Deyimi — Herkesi memnun etmeye çalışmak.
- Orta yolu bulmak Deyimi — Tarafları kırmadan uzlaşma sağlamak.
- İdare etmek Deyimi — Kimseyi karşısına almadan durumu yürütmek.
Neşe İle İlgili Deyimler
- Şen şakrak olmak Deyimi — Neşeli, cıvıl cıvıl olmak.
- Keyfi yerine gelmek Deyimi — Morali düzelip neşelenmek.
- Gönlü şenlenmek Deyimi — İçten bir ferahlık ve neşe duymak.
Niyet İle İlgili Deyimler
- Niyet etmek Deyimi — Bir işe girişmeye karar vermek.
- Niyet hayır, akıbet hayır Deyimi — İyi niyetle başlanan işin hayırla sonuçlanması temennisi (atasözüne yakın).
- Kafasına koymak Deyimi — Yapmaya kesin niyet etmek.
Okul Öncesi İçin Deyimler
- Göz kulak olmak Deyimi — Koruyup kollamak.
- İçi içine sığmamak Deyimi — Heyecandan yerinde duramamak.
- Elinden tutmak Deyimi — Yardım edip yol göstermek.
- Pabucunu dama atmak Deyimi — Yerini başkasına kaptırmak (nazikçe açıklanabilir).
Omuz İle İlgili Deyimler
- Omuz omuza vermek Deyimi — Dayanışma içinde birlikte çalışmak.
- Omuz silkmek Deyimi — Aldırmamak, önemsememek.
- Omzuna yük binmek Deyimi — Sorumluluklarının artması, yüklenmek.
Organlarla İlgili Deyimler
- Göz kulak olmak Deyimi — Korumak, kollamak (göz–kulak).
- Gözden düşmek Deyimi — İtibar/güven kaybetmek.
- Kulak ardı etmek Deyimi — Söyleneni önemsememek.
- Dile dolamak Deyimi — Bir konuyu sürekli söyleyip durmak.
- Yüreği ağzına gelmek Deyimi — Korku/heyecandan çok ürpermek.
- Elini taşın altına koymak Deyimi — Sorumluluk almak.
Orman İle İlgili Deyimler
- Balta girmemiş orman Deyimi — Hiç el değmemiş, bakir alan.
- Orman kanunu Deyimi — Güçlünün zayıfı ezdiği acımasız düzen.
- Ormana odun götürmek Deyimi — Bol olan yere aynı şeyden götürüp abes iş yapmak.
Osuruk İle İlgili Deyimler
- Osuruktan nem kapmak Deyimi — Çok önemsiz şeylerden alınganlık/olay çıkarıp büyütmek.
Oturmak İle İlgili Deyimler
- Boş oturmak Deyimi — Üretmeden, bir işle meşgul olmadan vakit geçirmek.
- Dizinin dibinde oturmak Deyimi — Birine çok yakın durmak; ayrılmadan yanı başında bulunmak.
- Yerine oturmak Deyimi — (Mecaz) Durumun/işlerin düzene girmesi, netleşmesi.
- Üstüne oturmak Deyimi — Bir işi/evrağı bilerek bekletmek, gereğini yapmamak.
- Köşesine çekilip oturmak Deyimi — Geri planda kalmayı, karışmamayı tercih etmek.
Oyun İle İlgili Deyimler
- Oyuna gelmek Deyimi — Tuzak/numara sonucu aldatılmak.
- Oyun kurmak Deyimi — Plan yapıp hamleleri önceden kurgulamak.
- Oyun bozanlık etmek Deyimi — Kurulu düzeni/uzlaşıyı bozmak.
- Oyun içinde oyun Deyimi — Görünenden daha karmaşık, gizli planlar bulunmak.
Öfke İle İlgili Deyimler
- Küplere binmek Deyimi — Aşırı öfkelenmek.
- Tepesi atmak Deyimi — Bir anda sinirlenip patlamak.
- Burnundan solumak Deyimi — Öfkesinden yüzü gözü değişmek.
- Ateş püskürmek Deyimi — Çok kızgın sözler söylemek.
- Gözleri dönmek Deyimi — Öfkeden kendini kontrol edememek.
Öğrenmek İle İlgili Deyimler
- Ders almak Deyimi — Yaşananlardan tecrübe/ibret çıkarmak.
- Kulağına küpe olmak Deyimi — Uyarının/deneyimin kalıcı ders hâline gelmesi.
- Satır aralarını okumak Deyimi — Açıkça söylenmeyeni sezerek anlamak.
Öküzle İlgili Deyimler
- Öküz altında buzağı aramak Deyimi — Olmayan gizli sebep/komplo aramak, kuruntu yapmak.
- Öküz gibi çalışmak Deyimi — Çok ağır ve durmaksızın çalışmak (argo).
Ölümle İlgili Deyimler
- Nalları dikmek Deyimi — Ölmek (argo).
- Hakkın rahmetine kavuşmak Deyimi — Ölmek (saygılı/resmî ifade).
- Ruhunu teslim etmek Deyimi — Son nefesini vermek.
- Toprağa vermek Deyimi — Defnetmek, gömmek.
- Hakka yürümek Deyimi — Ölmek (saygılı ifade).
Ömür İle İlgili Deyimler
- Ömür törpüsü (olmak) Deyimi — Yıpratıcı, insanı tüketen şey/kişi.
- Ömründen ömür gitmek Deyimi — Büyük yıpranma, çok üzülmek.
- Ömrü vefa etmemek Deyimi — Bir şeyi görmeye/bitirmeye ömür yetmemek.
- Ömre bedel Deyimi — Çok değerli/anlamlı (an, deneyim).
Örnek Deyimler
- Bir taşla iki kuş vurmak Deyimi — Tek hamlede iki yarar sağlamak.
- Kuyusunu kazmak Deyimi — Gizlice kötülük hazırlamak.
- Kulağına küpe olmak Deyimi — Uyarının ders olarak akılda kalması.
- Lafı gediğine koymak Deyimi — Yerinde ve etkili karşılık vermek.
Övünmek İle İlgili Deyimler
- Mangalda kül bırakmamak Deyimi — Kendini aşırı övmek, böbürlenmek.
- Hava atmak Deyimi — Gösteriş yapmak.
- Caka satmak Deyimi — Gösterişli, kasıntı tavırla övünmek.
- Kasım kasım kasılmak Deyimi — Kendini beğenmiş tavırlarla gururlanmak.
Özlem İle İlgili Deyimler
- Burnunda tütmek Deyimi — Şiddetle özlemek.
- Gözleri yollarda kalmak Deyimi — Hasretle beklemek.
- Hasret gidermek Deyimi — Özlemi dindirmek, kavuşup içini rahatlatmak.
- Gözünde tütmek Deyimi — İçten içe özlemek.
Pabuç İle İlgili Deyimler
- Pabucu dama atılmak Deyimi — Yerini başkasına kaptırıp gözden düşmek.
- Pabuç bırakmamak Deyimi — Gözdağına/tehdide boyun eğmemek, geri adım atmamak.
- Pabucu pahalı Deyimi — İşin ciddiyeti yüksek; kolay lokma değil, dikkatli olmak gerekir.
Papazla İlgili Deyimler
- Papaz olmak Deyimi — Aranın bozulması; sertçe tartışıp bozuşmak.
- Papaz uçurmak Deyimi — İçkili, taşkın eğlence yapmak (argo).
- Papazı bulmak Deyimi — İşin sonu kötüye varmak; belaya/sıkıntıya düşmek (argo).
Para İle İlgili Deyimler
- Paraya para dememek Deyimi — Çok para kazanmak; para bol gelmek.
- Para basmak Deyimi — Çok para kazanmak.
- Parasını sokağa atmak Deyimi — Savurganca, düşünmeden harcamak.
- Para etmek Deyimi — Değerli olmak; iyi fiyat bulmak.
- Para göz (olmak) Deyimi — Her şeyi para açısından görmek.
Parmak İle İlgili Deyimler
- Parmakla göstermek Deyimi — Herkesçe beğenilip örnek gösterilmek.
- Parmağında oynatmak Deyimi — Birini kolayca yönlendirmek.
- Parmak ısırmak Deyimi — Aşırı şaşmak ya da hayran kalmak.
- Parmak basmak Deyimi — Meseleyi tam can alıcı yerinden yakalamak.
- Parmak hesabı yapmak Deyimi — Yaklaşık/üstünkörü hesap yapmak.
Paylaşmak İle İlgili Deyimler
- Kardeş payı Deyimi — Paylaştırmada kimseyi kayırmadan, adilce bölüşmek.
- Ekmeğini paylaşmak Deyimi — Elindekini gönüllüce bölüşmek; dayanışma göstermek.
- Payına düşeni almak Deyimi — Bölüşümde kendine isabet edeni almak.
Pes Etmemek İle İlgili Deyimler
- Geri adım atmamak Deyimi — Direncini korumak, vazgeçmemek.
- Dişini sıkmak Deyimi — Zorluğa sabırla katlanıp yola devam etmek.
- Boyun eğmemek Deyimi — Baskıya karşı teslim olmamak.
Pire İle İlgili Deyimler
- Pireyi deve yapmak Deyimi — Küçük şeyi büyütmek, abartmak.
- Pirelenmek Deyimi — Şüphelenmek, kuruntuya kapılmak (argo/k konuşma dili).
Pişmanlık İle İlgili Deyimler
- Dizini dövmek Deyimi — Sonradan pişman olup hayıflanmak.
- Başını taşlara vurmak Deyimi — Çok büyük pişmanlık duymak.
- Ah vah etmek Deyimi — Üzüntü ve pişmanlıkla yakınmak.
Planlı Olmak İle İlgili Deyimler
- Hesabını kitabını yapmak Deyimi — Ayrıntılı plan/hesap çıkarmak.
- İşini sağlama almak Deyimi — Önceden tedbir alıp riski azaltmak.
- Önünü görmek Deyimi — Gidişatı kestirip planlı davranmak.
Popüler Deyimler
- Bir taşla iki kuş vurmak Deyimi — Tek hamlede iki yarar sağlamak.
- Kulağına küpe olmak Deyimi — Uyarı/deneyimin kalıcı ders hâline gelmesi.
- Ateş pahası Deyimi — Aşırı pahalı.
- Göz kulak olmak Deyimi — Korumak, kollamak.
- Burnundan solumak Deyimi — Çok öfkeli olmak.
- Rayına oturtmak Deyimi — Bir işi düzene koymak.
Rahatlamak İle İlgili Deyimler
- Dünya varmış demek Deyimi — Büyük bir rahatlama hissetmek.
- Yüreğine su serpilmek Deyimi — İçini kemiren kaygının dinmesi.
- İçinin yağları erimek Deyimi — İçten içe sevinip ferahlamak.
- Gönlü ferahlamak Deyimi — Huzura kavuşup rahatlamak.
Renklerle İlgili Deyimler
- Rengi atmak Deyimi — Korku/üzüntüden beti benzi solmak.
- Renk vermemek Deyimi — Duygusunu belli etmemek, poker yüzü takınmak.
- Renkten renge girmek Deyimi — Utanç, öfke vb. duygularla yüzünün rengi hızla değişmek.
- Renk katmak Deyimi — Ortama/konuya canlılık ve çeşitlilik kazandırmak.
- Kara kara düşünmek Deyimi — Umutsuz/derin kaygılarla düşünmek.
- Alnının akıyla çıkmak Deyimi — Bir işi yüzünü ak çıkaracak biçimde başarıyla tamamlamak.
Renklerle İlgili İngilizce Deyimler
- Green with Envy Deyimi — Kıskançlıktan çatlamak.
- Once in a Blue Moon Deyimi — Çok seyrek olarak.
- Out of the Blue Deyimi — Ansızın, beklenmedik şekilde.
- See Red Deyimi — Bir anda öfkeden gözü dönmek.
- White Lie Deyimi — İyilik/nezaket amacıyla söylenen küçük yalan.
- Caught Red-Handed Deyimi — Suçüstü yakalanmak.
- In the Black / In the Red Deyimi — Kârda olmak / zararda olmak.
- Silver Lining Deyimi — Kötünün içindeki iyi taraf, umut ışığı.
Rızık İle İlgili Deyimler
- Ekmek kapısı Deyimi — Geçim kaynağı.
- Ekmek parası Deyimi — Yaşamak için gerekli kazanç.
- Ekmeğini taştan çıkarmak Deyimi — Çok zor şartlarda rızkını kazanmak.
- Rızkı kesilmek Deyimi — Geçim imkânı kalmamak.
- Ekmeğine taş koymak Deyimi — Birinin rızkını/işini engellemek.
Risk İle İlgili Deyimler
- Elini taşın altına koymak Deyimi — Sorumluluk ve riski üstlenmek.
- Ateşle oynamak Deyimi — Tehlikeli işe kalkışmak.
- Göze almak Deyimi — Sonuçları kabullenerek riske girmek.
- Gözü kara olmak Deyimi — Tehlikeyi hiçe sayacak kadar atılgan olmak.
- Bıçak sırtında (olmak) Deyimi — Çok tehlikeli/ince çizgide bulunmak.
- Bile bile lades Deyimi — Bile isteye riske/tuzağa girmek.
Ruh İle İlgili Deyimler
- Ruhu duymamak Deyimi — Hiç fark etmemek, haberi olmamak.
- Ruhunu teslim etmek Deyimi — Ölmek (saygılı ifade).
- Ruhu daralmak Deyimi — Bunalmış, sıkılmış hissetmek.
- Ruh gibi dolaşmak Deyimi — Solgun ve halsiz hâlde gezinmek.
Rüya İle İlgili Deyimler
- Rüya gibi (geçmek) Deyimi — Çok güzel ve masalsı biçimde yaşanmak.
- Rüyasında görür (ancak) Deyimi — İmkânsız/çok zor bir şeyi elde edemeyeceğini vurgulamak.
- Rüyası çıkmak Deyimi — Gördüğü rüyanın gerçekleşmesi.
Rüzgar İle İlgili Deyimler
- Rüzgâr gibi geçmek Deyimi — Aşırı hızlı hareket etmek/geçip gitmek.
- Rüzgârı arkasına almak Deyimi — Uygun koşulları lehine kullanmak.
- Rüzgâra kapılmak Deyimi — Ortamın etkisiyle sürüklenmek, akıma uyup savrulmak.
- Rüzgâr estirmek Deyimi — Sert hava yaratmak; korku/otorite hissettirmek.
Sabır İle İlgili Deyimler
- Dişini sıkmak Deyimi — Zorluğa sabredip katlanmak.
- Sineye çekmek Deyimi — Yapılanı içine atıp ses çıkarmamak.
- Sabır taşını çatlatmak Deyimi — Aşırı ölçüde sabrı zorlamak.
- Katlanmak Deyimi — Güçlüğe dayanmak (genel kullanım).
Saç İle İlgili Deyimler
- Saçını süpürge etmek Deyimi — Büyük özveriyle hizmet etmek.
- Saç baş yolmak Deyimi — Aşırı üzüntü/öfke ile kendini paralamak.
- Saç sakal birbirine karışmak Deyimi — Çok bakımsız/dağınık hâle gelmek.
- Saçını başını yolmak Deyimi — Büyük pişmanlık/öfke göstermek.
Sağlıkla İlgili Deyimler
- Turp gibi (olmak) Deyimi — Çok sağlıklı olmak.
- Yatak döşek (kalmak) Deyimi — Ağır hastalıktan dolayı yataktan kalkamamak.
- Dizlerinin bağı çözülmek Deyimi — Aşırı yorgunluk/rahatsızlıkla güçten düşmek.
- Ayakta zor durmak Deyimi — Halsizlikten bitkin olmak.
- Gözünün feri sönmek Deyimi — Sağlık/enerji kaybıyla yüzü gözü solmak.
Saygı İle İlgili Deyimler
- Baş tacı etmek Deyimi — Çok değer verip özen göstermek.
- El pençe divan durmak Deyimi — Büyük saygıyla hazır beklemek.
- Hatırını saymak Deyimi — Birinin ricasını, saygısından dolayı yerine getirmek.
- Sözünü yere düşürmemek Deyimi — Söyleneni önemseyip yerine getirmek.
- El üstünde tutmak Deyimi — İtibar ve hürmeti en yüksekte tutmak.
Sevgi İle İlgili Deyimler
- Gönül vermek Deyimi — Sevip bağlanmak.
- Gönül almak Deyimi — Kırgınlığı onarıp sevgisini kazanmak.
- Bağrına basmak Deyimi — Sevgiyle kucaklamak, sahiplenmek.
- Kalbini kazanmak Deyimi — Sevgisini/saygısını elde etmek.
- Canı gibi sevmek Deyimi — Pek çok sevmek, gözünden sakınmak.
Sevinmekle İlgili Deyimler
- Sevinçten havalara uçmak Deyimi — Aşırı mutlu olmak.
- Sevinçten dört köşe olmak Deyimi — Çok sevinmek.
- Dünyalar benim oldu Deyimi — Büyük bir sevinç ve ferahlık duymak.
- İçinin yağları erimek Deyimi — İçten içe sevinip rahatlamak.
- Bayram etmek Deyimi — Sevinçten coşmak.
Sık Kullanılan Deyimler
- Göz kulak olmak Deyimi — Korumak, kollamak.
- Kulak ardı etmek Deyimi — Önemsememek.
- Ateş pahası Deyimi — Aşırı pahalı.
- İş işten geçmek Deyimi — Artık geç kalınmış olmak.
- Lafı gediğine koymak Deyimi — Yerinde ve etkili söz söylemek.
- Burnundan solumak Deyimi — Çok öfkeli olmak.
Sorumluluk İle İlgili Deyimler
- Elini taşın altına koymak Deyimi — Sorumluluk ve riski üstlenmek.
- Omuzlarına yük binmek Deyimi — Görev ve yükümlülüklerin artması.
- Boynunun borcu (olmak) Deyimi — Yapılması zorunlu görev saymak.
- İpleri eline almak Deyimi — Yönetimi/denetimi üstlenmek.
Söz İle İlgili Deyimler
- Söz vermek Deyimi — Yapmayı taahhüt etmek.
- Sözünde durmak Deyimi — Verdiği sözü yerine getirmek.
- Sözünün eri (olmak) Deyimi — Dediğini yapan kişi olmak.
- Lafı dolandırmak Deyimi — Esasa gelmeden oyalayıcı konuşmak.
- Lafını esirgememek Deyimi — Doğruyu açıkça söylemekten çekinmemek.
Spor İle İlgili Deyimler
- Topu taca atmak Deyimi — Konuyu saptırıp sorumluluktan kaçmak.
- Top çevirmek Deyimi — Oyalamak, vakit geçirmek.
- Kendi kalesine gol atmak Deyimi — Kendi çıkarına aykırı sonuç doğurmak.
- Nakavt etmek Deyimi — Rakibi kesin biçimde alt etmek (mecaz).
- Dört nala gitmek Deyimi — Çok hızlı ilerlemek.
Su İle İlgili Deyimler
- Suya sabuna dokunmamak Deyimi — Risk almadan kenarda durmak.
- Suyuna gitmek Deyimi — Üstüne gitmeyip gönlünü hoş tutarak idare etmek.
- Sudan ucuz Deyimi — Çok ucuz.
- Su gibi (okumak/ezberlemek) Deyimi — Çok hızlı ve rahat biçimde.
- Su götürmez (gerçek) Deyimi — Tartışmaya yer bırakmayacak kadar kesin.
Şaka İle İlgili Deyimler
- Eşek şakası Deyimi — Kaba ve incitici şaka.
- Şaka kaldırmak Deyimi — Şakaya alınmamak, şakayı tolere etmek.
- Tiye almak Deyimi — Alay etmek, hafife alarak dalga geçmek.
- Gırgır geçmek Deyimi — Dalga geçmek, takılmak (argo).
Şans İle İlgili Deyimler
- Şansı yaver gitmek Deyimi — İşlerin iyi rast gitmesi.
- Talihi dönmek Deyimi — Şansının birdenbire iyiye dönmesi.
- Kısmeti açılmak Deyimi — İyi fırsatların peş peşe gelmesi.
- Yüzü gülmek Deyimi — Bahtının/işlerinin yolunda gitmesi.
- Ayak uğurlu gelmek Deyimi — Birinin gelişiyle şansın artması.
Şanssızlıkla İlgili Deyimler
- Yüzü gülmemek Deyimi — Talihi hiç yaver gitmemek.
- Bahtı kara (olmak) Deyimi — Kötü talihli olmak.
- Ayağı uğursuz gelmek Deyimi — Geldiği yere aksilik getirmek.
- Yıldızı düşük (olmak) Deyimi — Şansı tutmamak.
Şapka İle İlgili Deyimler
- Şapka çıkarmak Deyimi — Büyük saygı/ hayranlık duymak.
- Şapkadan tavşan çıkarmak Deyimi — Herkesi şaşırtacak beklenmedik çözüm üretmek.
- Şapkasını önüne koyup düşünmek Deyimi — Hatasını görüp ciddi ciddi düşünmek.
- Şapkasını alıp gitmek Deyimi — Bir işi/kurumu sessizce terk etmek.
Şaşırmak İle İlgili Deyimler
- Ağzı bir karış açık kalmak Deyimi — Çok şaşırıp dona kalmak.
- Gözleri faltaşı gibi açılmak Deyimi — Şaşkınlıktan gözleri büyümek.
- Şaşakalmak Deyimi — Şaşkınlıktan hareket edememek.
- Dili tutulmak Deyimi — Şaşkınlıktan konuşamaz olmak.
Şekerle İlgili Deyimler
- Şekerleme yapmak Deyimi — Kısacık uyku/kestirme.
- Şeker gibi (olmak) Deyimi — Çok tatlı/iyi huylu olmak.
- Ağzı tatlanmak Deyimi — Gönlü hoş olmak, keyfi yerine gelmek.
Şeytanla İlgili Deyimler
- Şeytan tüyü (olmak) Deyimi — Çekici, herkesle kolay anlaşan kimse olmak.
- Şeytan dürtmek Deyimi — İçten gelen yaramaz/uygunsuz dürtüye kapılmak.
- Şeytanın bacağını kırmak Deyimi — Sürekli ters giden işte ilk kez başarı yakalamak.
- Şeytana pabucunu ters giydirmek Deyimi — Aşırı kurnaz, pratik zekâlı olmak.
- Şeytan kulağına kurşun Deyimi — Nazar değmesin diye iyi gidişatı dillendirmemek.
Tasarruf İle İlgili Deyimler
- Ayağını yorganına göre uzatmak Deyimi — Gelire göre harcama yapmak.
- Eli sıkı (olmak) Deyimi — Tutumlu olmak.
- Kıt kanaat geçinmek Deyimi — Çok sınırlı imkânlarla idare etmek.
- Kuruş hesabı yapmak Deyimi — En küçük gideri bile hesaplamak.
- İdareli kullanmak Deyimi — Kaynakları dikkatle, tasarruflu kullanmak.
Taş İle İlgili Deyimler
- Elini taşın altına koymak Deyimi — Sorumluluk/riski üstlenmek.
- Bir taşla iki kuş vurmak Deyimi — Tek hamlede iki yarar sağlamak.
- Taş üstünde taş bırakmamak Deyimi — Tamamen yıkmak/altüst etmek.
- Taş çatlasın Deyimi — En fazla, olsa olsa (üst sınır belirtirken).
- Taşa tutmak Deyimi — Sertçe eleştiri yağdırmak (mecaz).
- Taş gibi (olmak) Deyimi — Çok sağlam/fit/güzel olmak (mecaz).
Tatlı Dil İle İlgili Deyimler
- Tatlı dilli (olmak) Deyimi — Yumuşak, kırmadan konuşmak.
- Tatlı dille halletmek Deyimi — Sorunu nazikçe çözmek.
- Tatlı dille kandırmak Deyimi — Yumuşak söyleyişle ikna etmek.
- Tatlı dille yılanı deliğinden çıkarmak Deyimi — Tatlı dilin zorlu işi bile kolaylaştıracağını anlatır.
Temizlikle İlgili Deyimler
- Silip süpürmek Deyimi — Her yeri temizlemek; mecazen “rafı/tezgâhı boşaltmak”.
- Temize çekmek Deyimi — Yazıyı temiz ve düzgün biçimde yeniden yazmak (mecaz temizlik).
- Temize çıkmak Deyimi — Suçsuzluğu kanıtlanıp aklanmak (mecaz).
Ticaret İle İlgili Deyimler
- Sürümden kazanmak Deyimi — Düşük kârla çok satarak kazanç sağlamak.
- Elden çıkarmak Deyimi — Malı/sahipliği satıp devretmek.
- Pazarlık payı bırakmak Deyimi — Fiyatta esneklik payı tanımak.
- Kâr zarar hesabı yapmak Deyimi — İşin finansal dengesini hesaplamak.
- Köşe dönmek Deyimi — Kısa sürede çok para kazanmak.
Top İle İlgili Deyimler
- Topu taca atmak Deyimi — Konuyu saptırıp sorumluluktan kaçmak.
- Top çevirmek Deyimi — Oyalamak, vakit geçirmeye çalışmak.
- Topa tutmak Deyimi — Birini/şeyi sert biçimde eleştiri yağmuruna tutmak.
- Top atılsa uyanmaz Deyimi — Çok derin uyuyan kimseyi anlatır.
- Topu topu Deyimi — En fazla, sadece; “sayıca az”.
Toprak İle İlgili Deyimler
- Toprağa vermek Deyimi — Defnetmek, gömmek.
- Toprağı bol olsun Deyimi — Ölen kişi için iyi dilek ifade eder.
- Toprağa karışmak Deyimi — Ölmek, ebediyete intikal etmek.
- Toprak olmak Deyimi — (Mecaz) Yok olup gitmek, yaşamı son bulmak.
Ucuz İle İlgili Deyimler
- Sudan ucuz Deyimi — Aşırı derecede ucuz.
- Ucuza kapatmak Deyimi — Bir şeyi çok düşük fiyata almak.
- Ucuz atlatmak Deyimi — Bir tehlikeyi küçük zararla geçiştirmek.
- Ucuza kaçmak Deyimi — Kalitesiz/ucuz çözüme yönelmek.
Umursamamak İle İlgili Deyimler
- Kulak ardı etmek Deyimi — Aldırmamak, önemsememek.
- Kale almamak Deyimi — Ciddiye almamak.
- Boş vermek Deyimi — Üzerinde durmamak, aldırış etmemek.
- Tınlamamak Deyimi — Hiç önemsememek (argo).
Umursamazlık İle İlgili Deyimler
- Umursamaz davranmak Deyimi — Aldırışsız, ilgisiz davranmak.
- Kayıtsız kalmak Deyimi — Tepki vermemek, ilgilenmemek.
- Kafaya takmamak Deyimi — Dert etmeyip aldırmamak.
Umut İle İlgili Deyimler
- Ümidi kesmek Deyimi — Artık beklememek, ummamak.
- Umut bağlamak Deyimi — Birine/şeye güvenip ondan iyi sonuç beklemek.
- Umut ışığı görmek Deyimi — Çıkış yolu, olumlu işaret fark etmek.
- Umudu tazelemek Deyimi — Yeniden umutlanmak.
Unutmak İle İlgili Deyimler
- Aklından çıkarmak Deyimi — Unutmak, hatırından silmek.
- Kafasından silmek Deyimi — Birini/şeyi tamamen unutmaya karar vermek.
- Unut gitsin Deyimi — Üzerinde durmama, gündemden çıkarma tavsiyesi.
Uyanıklık İle İlgili Deyimler
- Açıkgöz (olmak) Deyimi — Kurnaz, fırsat kollayan olmak.
- Anasının gözü Deyimi — Çok uyanık ve kurnaz kimse.
- Gözünü dört açmak Deyimi — Çok dikkatli, tetikte olmak.
- Gözü açık (olmak) Deyimi — Uyanık, fırsatları kaçırmayan kimse.
Uyku İle İlgili Deyimler
- Uyku basmak Deyimi — Şiddetle uykusu gelmek.
- Gözlerine uyku girmemek Deyimi — Hiç uyuyamamak.
- Gözünden uyku akmak Deyimi — Aşırı uykulu olmak.
- Uykuya dalmak Deyimi — Yavaşça uyumaya başlamak.
- Horul horul uyumak Deyimi — Derin, gürültülü uyumak.
Ümit İle İlgili Deyimler
- Ümitvar olmak Deyimi — Umutlu olmak.
- Ümide kapılmak Deyimi — Umut beslemeye başlamak.
- Ümidi kesmek Deyimi — Umut etmeyi bırakmak.
- Birine/şeye ümit bağlamak Deyimi — Ondan olumlu sonuç beklemek.
Ünlü Deyimler
- Bir taşla iki kuş vurmak Deyimi — Tek hamlede iki yarar sağlamak.
- Ayağını yorganına göre uzatmak Deyimi — Gelire göre harcamak.
- Göz kulak olmak Deyimi — Korumak, kollamak.
- Ateş pahası Deyimi — Aşırı pahalı.
- İş işten geçmek Deyimi — Artık çok geç kalınmış olmak.
Üslup İle İlgili Deyimler
- Dobra dobra konuşmak Deyimi — Açık, dolandırmadan konuşmak.
- Lafı dolandırmak Deyimi — Esasa gelmeden oyalayıcı konuşmak.
- Tatlı dilli (olmak) Deyimi — Kırmadan, nazikçe konuşmak.
- Ağzı bozuk (olmak) Deyimi — Kaba, küfürlü konuşmak.
- Ağzı laf yapmak Deyimi — Akıcı ve etkili konuşmak.
Üzüm İle İlgili Deyimler
- Üzüm üzüme baka baka kararır Deyimi — Kişiler, birlikte olduklarından etkilenir.
- Önemli olan üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil Deyimi — Amaca odaklanmak gerekir; gereksiz kavga doğru değildir.
Vakit İle İlgili Deyimler
- Vakit nakittir Deyimi — Zaman çok değerlidir.
- Vakit öldürmek Deyimi — Boş boş oyalanarak zamanı tüketmek.
- İş işten geçmek Deyimi — Müdahale için geç kalmak.
- Zaman su gibi akmak Deyimi — Vaktin hızla geçmesi.
Vatan Sevgisi İle İlgili Deyimler
- Vatan sağ olsun Deyimi — Kayba rağmen vatanın önceliğini vurgulamak.
- Vatan uğruna can vermek Deyimi — Yurt için fedakârlık yapmak.
Vatan Sevgisini Anlatan Deyimler
- Vatan sağ olsun Deyimi — Ülke sevgisini, fedakârlığı öne çıkarır.
- Yurt sevgisiyle dolmak Deyimi — Yurduna büyük sevgi beslemek.
Vefa İle İlgili Deyimler
- Vefa borcu (olmak) Deyimi — Görülen iyiliğin karşılığını ödeme sorumluluğu.
- Vefa göstermek Deyimi — Yapılan iyiliği unutmamak, kadirşinas davranmak.
- Vefasızlık etmek Deyimi — Yapılan iyilikleri hiçe saymak.
Vermek İle İlgili Deyimler
- Söz vermek Deyimi — Yapmayı taahhüt etmek.
- Gözdağı vermek Deyimi — Korkutup caydırmak.
- Dersini vermek Deyimi — Hak ettiği sert karşılığı göstermek.
- El vermek Deyimi — Ustalıkta yardım etmek; destek olmak.
- Canını vermek Deyimi — Uğruna ölümü göze almak.
Vücut İle İlgili Deyimler
- Dizlerinin bağı çözülmek Deyimi — Aşırı yorgunluk/korkudan güçten düşmek.
- Tüyleri diken diken olmak Deyimi — Korku/heyecandan ürpermek.
- Kan ter içinde kalmak Deyimi — Çok yorulup terlemek.
- Ayakta zor durmak Deyimi — Halsizlikten bitkin olmak.
- Burnundan solumak Deyimi — Çok öfkeli olmak.
Yalan Söylemek Hakkında Deyimler
- Kuyruklu yalan Deyimi — Çok büyük, apaçık yalan.
- Palavra atmak Deyimi — Abartılı/uydurma sözler söylemek.
- Yalan dolan (konuşmak) Deyimi — Gerçeğe aykırı, kandırmaya dönük söz etmek.
- Uydurmak Deyimi — Aslı olmayan şeyler söylemek.
Yanlış Bilinen Deyimler
- Kulak ardı etmek Deyimi — Önemsememek. (Yanlışı: “kulak arkası etmek”)
- Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer Deyimi — Kötü deneyimden sonra temkinli olmak. (Yanlışı: “sütten dili yanan…”)
Yardımlaşma İle İlgili Deyimler
- El ele vermek Deyimi — Birlik olup iş birliği yapmak.
- Omuz omuza vermek Deyimi — Dayanışma içinde birlikte hareket etmek.
- El uzatmak Deyimi — Yardım etmek, destek olmak.
- Sırt sırta vermek Deyimi — Birbirini kollayıp güç birliği yapmak.
Yarışmak İle İlgili Deyimler
- Atbaşı gitmek Deyimi — Başa baş, aynı düzeyde ilerlemek.
- Kafa kafaya gelmek Deyimi — Başa baş çekişmek.
- Burun farkıyla kazanmak Deyimi — Çok az farkla öne geçmek/kazanmak.
Yemek İle İlgili Deyimler
- Boğazına düşkün olmak Deyimi — Yemeyi içmeyi çok sevmek.
- Kuş gibi yemek Deyimi — Çok az yemek.
- Boğazından geçmemek Deyimi — Üzüntü/rahatsızlıktan yiyememek.
Yemekle İlgili Deyimler
- Ağzının tadını bilmek Deyimi — İyi/lezzetli olanı seçmesini bilmek.
- Tadı damağında kalmak Deyimi — Çok beğenip daha fazlasını istemek.
- Ağzının tadı kaçmak Deyimi — Keyfi kaçmak, neşesi bozulmak.
Yılanla İlgili Deyimler
- Yılan hikâyesine dönmek Deyimi — İşin gereksiz yere uzayıp bitmemesi.
- Yılan gibi (sinsi) Deyimi — Kurnaz/sinsi davranmak.
Yol İle İlgili Deyimler
- Yola gelmek Deyimi — Uyarıdan sonra uslanmak, doğru davranmak.
- Yol vermek Deyimi — Geçişe/ilerleyişe izin vermek; fırsat tanımak.
- Yolunu gözlemek Deyimi — Hasretle beklemek.
- Yol yordam bilmek Deyimi — Görgü/usul bilmek.
- Yol açmak Deyimi — Bir şeye zemin hazırlamak, sebep olmak.
Yürek İle İlgili Deyimler
- Yüreği ağzına gelmek Deyimi — Korku/heyecandan nefesi kesilir gibi olmak.
- Yüreği sızlamak Deyimi — Derin acı/üzüntü duymak.
- Yürek yemiş olmak Deyimi — Çok cesur davranmak.
- Yüreği yetmek Deyimi — Yapmaya cesaret bulmak.
Yüz İle İlgili Deyimler
- Yüz vermek Deyimi — Aşırı ilgi gösterip şımartmak.
- Yüz çevirmek Deyimi — Geri dönmek, ilgiyi kesmek.
- Yüz göz olmak Deyimi — Aşırı samimi olup saygı çizgisini aşmak.
- Yüzü asılmak Deyimi — Somurtmak, morali bozulmak.
- Yüzü gülmek Deyimi — İşi rast gitmek, keyfi yerinde olmak.
Yüzsüzlük İle İlgili Deyimler
- Yüzsüzlük etmek Deyimi — Utanmazca davranmak.
- Pişkinlik yapmak Deyimi — Ayıplanacak davranıştan utanmamak.
- Arlanmaz utanmaz (olmak) Deyimi — Hiç sıkılmamak, küstahça davranmak.
Zaman Hakkında Deyimler
- Vakit nakittir Deyimi — Zaman çok değerlidir.
- Bugünün işini yarına bırakma Deyimi — Ertelemeden işi yap.
- Zaman su gibi akmak Deyimi — Vaktin hızla geçmesi.
- İş işten geçmek Deyimi — Artık çok geç kalınmış olmak.
- Sabrın sonu selamet Deyimi — Sabredenin sonunda muradına ermesi.
Zaman İle İlgili Deyimler
- Vakit öldürmek Deyimi — Boş boş oyalanmak.
- Vakti gelmek Deyimi — Uygun anın oluşması.
- Zaman kazanmak Deyimi — Süreyi uzatıp nefes almak.
- Zamana bırakmak Deyimi — Akışa bırakıp olgunlaşmasını beklemek.
Zekâ İle İlgili Deyimler
- Cin gibi (olmak) Deyimi — Çok zeki ve açıkgöz olmak.
- Kafası çalışmak Deyimi — Hızlı kavrayıp çabuk çözüm bulmak.
- Jetonun düşmesi Deyimi — Nihayet anlamak.
- Şipşak çözmek Deyimi — Hızla, pratik zekâyla çözmek (argo kullanım).
Zenginlikle İlgili Deyimler
- Paraya para dememek Deyimi — Çok para kazanmak.
- Köşe dönmek Deyimi — Kısa sürede büyük servet edinmek.
- Para basmak Deyimi — Çok para kazanmak.
- Eli para tutmak Deyimi — Sürekli kazancı olmak.
Zil İle İlgili Deyimler
- Etekleri zil çalmak Deyimi — Aşırı sevinmek.
- Zil takıp oynamak Deyimi — Büyük neşeye kapılmak.
- Zil zurna (sarhoş) Deyimi — Aşırı derecede sarhoş olmak.
Zor İle İlgili Deyimler
- Zor bela Deyimi — Güçlükle, büyük zorlukla.
- Zoruna gitmek Deyimi — Ağrına gitmek, gücendirmek.
- Zoraki (yapmak) Deyimi — İstemeden, mecburen yapmak.
Zorluk İle İlgili Deyimler
- Dişini sıkmak Deyimi — Sabredip katlanmak.
- Canı çıkmak Deyimi — Aşırı yorulmak/bitkin düşmek.
- Çile çekmek Deyimi — Uzun süre sıkıntı çekmek.
- Tırnaklarıyla kazımak Deyimi — Büyük emekle adım adım başarmak.
YENİ EKLENENLER:
Şöhret Hakkında Deyim Örnekleri
- Dillere destan olmak Deyimi — Ünü çok yayılmak, herkesçe konuşulur hâle gelmek.
- Adı dillerden düşmemek Deyimi — Sürekli anılmak, gündemde kalmak.
- Nam salmak Deyimi — Şöhret kazanmak; ün bırakmak.
- Adı çıkmak Deyimi — (Çoğu kez olumsuz) Kötü şöhret edinmek.
- Adını altın harflerle yazdırmak Deyimi — Kalıcı ve büyük bir başarıyla anılmak.
- Dillere pelesenk olmak Deyimi — Herkesin diline dolanmak.
Utanmak İle İlgili Deyim Örnekleri
- Yerin dibine girmek Deyimi — Utançtan çok utanmak, yerinmek.
- Yüzü kızarmak Deyimi — Utançtan yüzü kızarmak.
- Başını öne eğmek Deyimi — Utanıp mahcup olmak.
- Utanmaktan konuşamaz olmak Deyimi — Aşırı mahcubiyet duymak.
- Ar damarı çatlamak Deyimi — (Zıt anlamlı) Utanma duygusunu yitirmek.
Kulak Hakkında Deyim Örnekleri
- Kulak ardı etmek Deyimi — Söyleneni önemsememek, aldırmamak.
- Kulak kabartmak Deyimi — Dikkat kesilerek dinlemek.
- Kulak kesilmek Deyimi — Büyük bir dikkatle dinlemek.
- Kulağına küpe olmak Deyimi — Uyarının ders olarak akılda kalması.
- Kulağına kar suyu kaçmak Deyimi — Şüpheye düşmek, kuşkulanmak.
- Kulak tıkamak Deyimi — Eleştiri/uyarıları duymazdan gelmek.
- Kulaktan dolma Deyimi — Doğruluğu kesin olmayan duyum.
Işık Tutmak İle İlgili Deyim Örnekleri
- Işık tutmak Deyimi — Bir konuyu aydınlatmak, yol göstermek.
- Işık saçmak Deyimi — Çevresine bilgi/umut/neşe yaymak.
- Işığı sönmek Deyimi — Umudunu/itibarını yitirmek, durumu kötüleşmek.
- Işık görmek Deyimi — Çıkış yolu bulmak, umut doğduğunu hissetmek.
Göz Hakkında Deyim Örnekleri
- Göze girmek Deyimi — Beğeni kazanmak, takdir edilmek.
- Gözden düşmek Deyimi — İtibarını kaybetmek.
- Göz ardı etmek Deyimi — Bilerek görmezden gelmek.
- Göz boyamak Deyimi — Aldatıcı gösterişle kandırmaya çalışmak.
- Göze batmak Deyimi — Rahatsız edecek biçimde dikkat çekmek.
- Göz gezdirmek Deyimi — Hızlıca bakmak, gözden geçirmek.
- Gözünü karartmak Deyimi — Sonucu göze alarak atılmak.
- Gözü kara olmak Deyimi — Tehlikeyi hiçe sayacak kadar atılgan olmak.
Dostla İlgili Deyim Örnekleri
- Dost kara günde belli olur Deyimi — Gerçek dost zor zamanda ortaya çıkar.
- Dost acı söyler Deyimi — İyiliği için doğruyu, kırıcı da olsa söyler.
- Dost başa, düşman ayağa bakar Deyimi — Dost hâlimizi, düşman ise zayıf yanımızı gözetir.
- Dost ile ye, iç; alışveriş etme Deyimi — Yakınlarla para işine girme uyarısı.
- Dost meclisi Deyimi — Samimi, güvenilir sohbet ortamı.
- Dost kazığı Deyimi — (Olumsuz) Yakından gelen beklenmedik büyük zarar.
Tutumluluk Hakkında Deyimler
- Ayağını yorganına göre uzat Deyimi — Gelire göre harcama yapmak, ölçülü davranmak.
- Ak akçe kara gün içindir Deyimi — İyi günde biriktir, zor güne sakla.
- Kıt kanaat geçinmek Deyimi — Çok sınırlı imkânlarla idare etmek.
- Eli sıkı (olmak) Deyimi — Tutumlu davranmak, parasını kolay harcamamak.
- İdareli kullanmak Deyimi — Kaynakları dikkatle, tasarrufla kullanmak.
- Sakla samanı, gelir zamanı Deyimi — Önemsiz görüneni bile zamanında işe yarar diye saklamak.
- Kuruş hesabı yapmak Deyimi — En küçük gideri bile hesaplayarak harcamak.
Temizlik Hakkında Deyimler
- Silip süpürmek Deyimi — Her yeri titizlikle temizlemek; mecazen “rafı boşaltmak”.
- Köşe bucak temizlemek Deyimi — Uçsuz bucaksız ayrıntısına kadar temizlik yapmak.
- Tertemiz etmek Deyimi — Lekesiz, pırıl pırıl hâle getirmek.
- Temize çekmek Deyimi — (Mecaz) Yazıyı/işi düzgün ve temiz biçimde yeniden yapmak.
- Temize çıkmak Deyimi — Suçsuzluğu anlaşılmak, aklanmak (mecaz temizlik).
Dostluk Hakkında Deyimler
- Dost kara günde belli olur Deyimi — Gerçek dost zor zamanda anlaşılır.
- Dost acı söyler Deyimi — İyiliğin için kırıcı da olsa doğruyu söyler.
- Dost meclisi Deyimi — Samimi, güven dolu sohbet ortamı.
- Dost kapısı Deyimi — Yardım ve dayanışmanın eksik olmadığı yer/kişi.
- Can ciğer kuzu sarması Deyimi — Çok samimi, ayrılmaz dost.
- El ele vermek Deyimi — Güç birliği yapmak; birlikte hareket etmek.
Dil İle İlgili Deyimler
- Dil dökmek Deyimi — Tatlı dille ısrarla ikna etmeye çalışmak.
- Dili tutulmak Deyimi — Şaşkınlıktan/heyecandan konuşamaz olmak.
- Dili sürçmek Deyimi — Yanlışlıkla başka bir şey söylemek.
- Dilinde tüy bitmek Deyimi — Aynı şeyi defalarca söylemekten usanmak.
- Dilden dile dolaşmak Deyimi — Hızla yayılıp herkesin konuştuğu hâle gelmek.
- Dili damağı kurumak Deyimi — Aşırı susamak; mecazen çok yorulmak.
- Dili keskin Deyimi — Sert, acı konuşan kimse.
- Ağzı var dili yok Deyimi — Çok sakin/sessiz; kendini savunmayan kişi.
Dinlemekle İlgili Deyimler
- Can kulağıyla dinlemek Deyimi — Büyük dikkatle ve özenle dinlemek.
- Kulak vermek Deyimi — Söylenene dikkat kesilmek.
- Kulak kabartmak Deyimi — Gizlice/dikkatlice dinlemeye yönelmek.
- Kulak kesilmek Deyimi — Bütünüyle dinlemeye yoğunlaşmak.
- Pür dikkat dinlemek Deyimi — En ufak ayrıntıyı kaçırmadan dinlemek.
- Lafı ağzında bırakmamak Deyimi — Karşısındakini dinleyip sözünü bölmemek (tersi: sözünü kesmemek).
El Hakkında Deyimler
- Elini taşın altına koymak Deyimi — Sorumluluk almak, riski üstlenmek.
- El atmak Deyimi — Bir işe girişmek, yardımda bulunmak.
- El üstünde tutmak Deyimi — Çok değer verip özen göstermek.
- Eli açık (olmak) Deyimi — Cömert davranmak.
- Eli sıkı (olmak) Deyimi — Tutumlu olmak.
- Elini eteğini çekmek Deyimi — Bir işten/yerden tamamen uzaklaşmak.
- Eline yüzüne bulaştırmak Deyimi — İşi beceriksizce yapmak.
- Elden ele dolaşmak Deyimi — Birçok kişinin elinden geçmek.
Sonuna Kadar Direnmeyi Betimleyen Deyimler
- Geri adım atmamak Deyimi — Kararından/savundan vazgeçmemek.
- Dişini sıkmak Deyimi — Zorluğa sabırla katlanmak.
- Boyun eğmemek Deyimi — Baskıya/tehdide rağmen teslim olmamak.
- Ayak diremek Deyimi — İnatla karşı koymak, ısrar etmek.
- Sonuna kadar gitmek Deyimi — Mücadeleyi tamamına erdirene dek sürdürmek.
- Gemileri yakmak Deyimi — Geri dönüş yolunu kapatıp kararlı biçimde yürümek.