Ağustos 22, 2025

A’dan Z’ye 300 Farklı Türkçe Deyimler ve Anlamları (Alfabetik Liste)

Türkçe deyimler, günlük dilin en canlı ve öğretici parçalarındandır. Bir olayı en kısa yoldan, mecazla ve etkileyici bir biçimde anlatırlar. Aşağıda, sık karşılaşabileceğiniz deyimleri “kısa ve net” anlamlarıyla bulacaksınız. Aynı yapıdaki diğer listeleri de bu sayfaya ekleyerek kapsamlı bir “Türkçe Deyimler ve Anlamları” arşivi oluşturabiliriz.

Aba Altından Sopa Göstermek Deyimi : Üstü kapalı tehdit etmek.
Abayı Yakmak Deyimi : Birine gönlünü kaptırmak, âşık olmak.
Adamına Göre İş Vermek Deyimi : Kişinin gücüne/yeteneğine göre sorumluluk vermek.
Ağzı Kalabalık Olmak Deyimi : Çok konuşmak, laf ebeliği yapmak.
Ağzı Kulaklarına Varmak Deyimi : Çok mutlu olmak, yüzü gülmek.
Ağzı Laf Yapmak Deyimi : Güzel ve etkili konuşmak.
Ağzı Sıkı Olmak Deyimi : Sır saklamayı bilmek.
Ağzına Sağlık Deyimi : Söylediği güzel söz için takdir etmek.
Ağzından Bal Damlamak Deyimi : Çok tatlı ve hoş sözler söylemek; konuşmasıyla gönül almak.
Ağzından Çıkanı Kulağı Duymamak Deyimi : Ne söylediğinin farkında olmamak.
Ağzını Bıçak Açmamak Deyimi : Üzüntü/kızgınlıktan hiç konuşmamak.
Ağzının Tadını Bilmek Deyimi : Hayattan keyif almayı bilmek.
Akıllı Olmak Deyimi : Duruma uygun, ölçülü ve mantıklı davranmak; hata yapmaktan kaçınmak.
Akla Kara Çıkmak Deyimi : İşlerin gerçeğinin anlaşılması.
Aklı Başında Olmak Deyimi : Olgun, mantıklı davranmak.
Aklı Bir Karış Havada Deyimi : Dalgın, hayalperest, dikkatsiz kimse.
Aklı Çelmek Deyimi : İkna edip fikrini değiştirmek.
Aklı Havada Olmak Deyimi : Ciddi işlere odaklanamamak.
Aklı Karışmak Deyimi : Ne yapacağını bilemez hâlde olmak.
Alavere Dalavere Deyimi : Düzenbazlık, hilekârlık yapmak.
Alın Teri Deyimi : Emekle, çalışarak elde edilen kazanç.
Ali Cengiz Oyunu Deyimi : Kurnazca ve hileli iş çevirmek.
Altından Kalkmak Deyimi : Güç bir işi başarmak.
Arada Kalmak Deyimi : İki seçenek/kişiden birini seçememek.
Aradan Çekilmek Deyimi : Bir işten ya da durumdan uzaklaşmak, kenara çekilmek.
Arı Gibi Çalışmak Deyimi : Çok hızlı ve verimli çalışmak.
Armut Piş Ağzıma Düş Deyimi : Emek vermeden, hazırdan faydalanmayı beklemek.
Aslan Yürekli Deyimi : Cesur, yiğit kişi.
At Hırsızı Deyimi : Güven vermeyen, kötü işlere karışmış tip (argo).
Ateş Almaya Gelmek Deyimi : Çok kısa süreliğine uğramak.
Ateş Püskürmek Deyimi : Aşırı öfkelenmek; kızgınlığını sert sözlerle göstermek.
Ateşi Uyandırmak Deyimi : İlgi, istek veya heyecanı yeniden canlandırmak; kıvılcımı ortaya çıkarmak.
Ayağı Alışmak Deyimi : Bir yere sık sık gitmeye başlamak.
Ayağı Kesilmek Deyimi : Artık bir yere uğramaz olmak.
Ayağına Dolanmak Deyimi : Yaptığı işin zararı kendisine dokunmak.
Ayağına Gitmek Deyimi : Onu aramak yerine kendisiyle buluşmaya gitmek.
Ayağına Taş Değmesin Deyimi : Yolun açık olsun, zarar görme (iyi dilek).
Ayağını Kaydırmak Deyimi : Birini bulunduğu yerden hileyle uzaklaştırmak.
Ayağını Yorganına Göre Uzatmak Deyimi : Gelirine göre harcama yapmak.
Ayakta Alkışlamak Deyimi : Büyük bir başarıyı coşkuyla takdir etmek.
Ayakta Kalmak Deyimi : Zorluklara rağmen dayanmak.
Ayıplı Mal Deyimi : Kusurlu, sorunlu eşya.
Azıcık Aşım Kaygısız Başım Deyimi : Kanaatkâr olan kişinin huzurlu olması.
Baba Yadigârı Deyimi : Babadan kalan değerli eşya.
Bağ Bozumu Deyimi : Olgunlaşma dönemi bitmek; işler yoluna girmemek.
Bağrına Taş Basmak Deyimi : Zorluğa katlanmak, acıyı sineye çekmek.
Bahtı Kara Deyimi : Şanssız, talihsiz kişi.
Balık Kavağa Çıkınca Deyimi : Asla olmayacak şey.
Balkabağına Dönüşmek Deyimi : Görkemli görünen şeyin bir anda aslına dönmesi; büyünün bozulması.
Balon Uçurmak Deyimi : Nabız yoklamak için asılsız/abartılı iddia ortaya atmak; boş söz etmek.
Baltayı Taşa Vurma Deyimi : Yanılmak; yanlış işe kalkışıp zarara girmek.
Barut Fıçısı Deyimi : Patlamaya hazır, aşırı gergin ortam/durum.
Bastığı Yeri Bilmemek Deyimi : Çok dalgın olmak.
Baş Göstermek Deyimi : Ortaya çıkmak, görünmek.
Baş Göz Etmek Deyimi : Evlendirmek.
Başçavuşun Eşeği Deyimi : Her iş kendisine yüklenen, sürekli koşturulan kişi için söylenir.
Başıboş Gezmek Deyimi : Amaçsızca dolaşmak.
Başına Çorap Örmek Deyimi : Gizlice kötülük, tuzak hazırlamak.
Başını Alıp Gitmek Deyimi : Hiç kimseye haber vermeden çekip gitmek.
Başını Belaya Sokmak Deyimi : Kendini tehlikeye düşürmek.
Başını Kaldıramamak Deyimi : Çok yoğun çalışmak.
Başını Kaşıyacak Vakti Olmamak Deyimi : Çok yoğun olmak.
Başını Sokacak Yer Deyimi : Küçük de olsa barınacak ev.
Başını Taşlara Vurmak Deyimi : Çok pişman olmak.
Başını Taşlara Vurmak Deyimi : Pişmanlık duymak.
Baştan Savmak Deyimi : İşi gelişigüzel yapmak, önemsememek.
Bayram Havası Deyimi : Coşkulu, sevinçli ortam.
Beline Güvenmek Deyimi : Fiziksel gücüne güvenmek.
Beyaz Atlı Prens Deyimi : Hayali, kusursuz sevgili.
Bindiği Dalı Kesmek Deyimi : Kendi zararına olacak iş yapmak.
Bir Şey Uğruna Ölümü Göze Almak Deyimi : Uğruna en büyük riski almak; gerekirse hayatını feda etmeyi göze almak.
Bir Taşla İki Kuş Vurmak Deyimi : Tek hamlede iki iş başarmak.
Boş Boş Bakmak Deyimi : Anlamsızca bakmak.
Boş Boş Oturmak Deyimi : İş yapmadan durmak.
Boşuna Uğraşmak Deyimi : Emek verip sonuç alamamak; çabası boşa gitmek.
Boyundan Büyük İşlere Kalkışmak Deyimi : Gücünü aşan işe girişmek.
Boyunun Ölçüsünü Almak Deyimi : Gücünü aşan işte başarısız olmak.
Burnu Büyümek Deyimi : Kibirlenmek, gururlanmak.
Burnundan Solumak Deyimi : Çok sinirlenmek, öfkelenmek.
Burnunu Sokmak Deyimi : Gereksiz yere karışmak.
Burnunun Dikine Gitmek Deyimi : Kimseyi dinlemeyip bildiğini yapmak.
Burnunun Ucunu Görememek Deyimi : Yakınındaki gerçeği fark edememek.
Burun Kıvırmak Deyimi : Beğenmemek, küçümsemek; değer vermemek.
Büyük Bir Dikkatle Dinlemek Deyimi : Tüm odağıyla, ayrıntı kaçırmadan kulak vermek.
Can Kulağı İle Dinlemek Deyimi : İçten bir ilgi ve tam dikkatle dinlemek.
Can Pazarı Deyimi : Hayati tehlikenin yaşandığı an.
Can Vermek Deyimi : Ölmek.
Can Yoldaşı Deyimi : Çok yakın, güvenilir dost.
Cana Kıymak Deyimi : Birini öldürmek.
Canına Tak Etmek Deyimi : Dayanacak gücü kalmamak, sabrı tükenmek.
Canını Dişine Takmak Deyimi : Büyük gayret göstermek.
Canını Yakmak Deyimi : Çok üzmek ya da incitmek.
Cazip Gelmek Deyimi : Çekici, ilgi uyandırıcı ve tercih edilir görünmek.
Ceviz Kabuğunu Doldurmamak Deyimi : Çok önemsiz, küçük bir meseleyi anlatır.
Ceviz Kırmak Deyimi : bilmiyorum.
Çanlar Çalmak Deyimi : Bir felaketin yaklaşmakta olduğunu hissettirmek.
Çantada Keklik Deyimi : Kesin kazanılacak iş.
Çat Kapı Gelmek Deyimi : Habersiz, aniden gelmek.
Çay Harareti Alır Deyimi : Sıcak çayın bunaltıyı/boğaz kuruluğunu alıp ferahlık verdiğini anlatır.
Çenesi Düşmek Deyimi : Çok konuşmak.
Çenesi Kapatılmak Deyimi : Konuşmasına engel olunmak.
Çenesini Tutamamak Deyimi : Sır saklayamamak.
Çileden Çıkmak Deyimi : Çok sinirlenmek.
Çivi Çakmamak Deyimi : Hiçbir iş yapmamak.
Çivi Çiviyi Söker Deyimi : Bir sıkıntıyı başka bir uğraşla unutmak.
Çok Mutlu Olmak Deyimi : Büyük sevinç duymak; keyfi yerinde olmak.
Çok Öfkeli Olmak Deyimi : Aşırı kızgın ve hiddetli olmak.
Çok Şaşırmak Deyimi : Beklenmedik bir duruma yoğun hayret duymak.
Çok Zayıf Olmak Deyimi : Bedence aşırı zayıf, cılız olmak.
Çorbada Tuzu Olmak Deyimi : Küçük de olsa katkı sağlamak.
Dağ Fare Doğurdu Deyimi : Büyük beklentiden küçük sonuç çıkmak.
Dağ Gibi Arkasında Olmak Deyimi : Güçlü biçimde destek olmak.
Daldan Dala Konmak Deyimi : Sürekli fikir/iş değiştirmek.
Dalga Geçmek Deyimi : Alay etmek.
Dama Atmak Deyimi : Değersiz görmek, önem vermemek.
Damarına Basmak Deyimi : Kişinin en hassas noktasına dokunmak.
Damarına Dokunmak Deyimi : En hassas noktasına değmek.
Darmadağın Olmak Deyimi : Düzeni bozulmak, karmakarışık olmak.
Demir Atmak Deyimi : Bir yerde uzun süre kalmak.
Demoklesin Kılıcı Deyimi : Kişinin tepesinde her an düşecekmiş gibi duran büyük tehlike; sürekli tehdit altında olma durumu.
Derdine Derman Olmak Deyimi : Çare bulmak, sorununu çözmek.
Dert Ortağı Deyimi : Sıkıntısını paylaşan dost.
Diken Üstünde Olmak Deyimi : Rahat edememek, tedirginlik duymak.
Dili Ağzının İçinde Büyümek Deyimi : Şaşkınlık, korku ya da çekingenlikten konuşamaz hâle gelmek; dili tutulmak.
Dili Kısa Deyimi : Çekinerek konuşan, hakkını savunamayan kişi.
Dillere Pelesenk Olmak Deyimi : Herkesin diline dolanmak, çokça söylenir hâle gelmek.
Dimyata Pirince Giderken Evdeki Bulgurdan Olmak Deyimi : Daha iyisini ararken elindekini yitirmek.
Dizinin Bağı Çözülmek Deyimi : Yorgunluktan güçsüz düşmek.
Dört Dörtlük Olmak Deyimi : Kusursuz, mükemmel olmak.
Düşe Kalka Öğrenmek Deyimi : Deneme yanılmayla öğrenmek.
Düşünüp Taşınmadan Davranan Olgunca Davranmayan Deyimi : Aceleci, fevri davranmak; sonuçlarını hesap etmeden iş yapmak.
Ekmek Kapısı Deyimi : Geçim sağlanan iş.
El Ayak Üstünde Deyimi : Yerinde duramamak; telaş ve koşturma içinde olmak.
El Ele Vermek Deyimi : Dayanışma göstermek, birlikte çalışmak.
El Pençe Divan Durmak Deyimi : Saygıyla hazır beklemek.
Eli Ayağı Tutmamak Deyimi : Güçten düşmek, bitkin olmak.
Eli Boş Gitmek Deyimi : Bir yere hediye götürmeden gitmek.
Eli Kolu Bağlı Kalmak Deyimi : Çaresiz, çaresiz kalmak.
Eli Uzun Deyimi : Hırsızlığa meyilli; başkasının malına uzanan kimse.
Eline Geçmek Deyimi : Fırsat yakalamak.
Eline Sağlık Deyimi : Bir iş ya da yemek için teşekkür ve takdir sözü.
Elini Korkak Alıştırmak Deyimi : Cesaretsiz davranmak.
Elini Sıcak Sudan Soğuk Suya Sokmamak Deyimi : Hiç iş yapmamak.
Elini Taşın Altına Koymak Deyimi : Sorumluluk üstlenmek, risk almak.
Elini Uzatmak Deyimi : Yardım etmek.
Eski Çamlar Bardak Oldu Deyimi : O devir geçti; eski güzel günler geride kaldı.
Eski Kulağı Kesiklerden Deyimi : Tecrübeli, işin kurtu (alaylı usta).
Etekleri Tutuşmak Deyimi : Telaşlanmak, paniğe kapılmak.
Evdeki Bulgurdan Olmak Deyimi : Daha iyisini ararken elindekini de kaybetmek.
Fark Etmek Deyimi : Bir durumu sezmek, anlamak; ayırtına varmak.
Fazla Merak Deyimi : Gereğinden fazla kurcalamak, burnunu sokmak; başa iş açmak.
Ferman Dinlememek Deyimi : Hiçbir şeyi umursamamak, bildiğini yapmak.
Fırça Atmak Deyimi : Sertçe azarlamak, paylamak.
Fırtınalar Koparmak Deyimi : Küçük bir olayı büyütüp büyük gürültü/tepki yaratmak.
Fink Atmak Deyimi : Aylaklık etmek; gezip tozmak, keyfine bakmak.
Fizana Gitmek Deyimi : Çok uzaklara gitmek; neredeyse dünyanın öbür ucu.
Fransız Kalmak Deyimi : Konuya tamamen yabancı kalmak; hiç anlamamak.
Gavur Hanı Gibi Yanmak Deyimi : Her yerin ışık içinde olması; israf derecesinde ışıkların yanması.
Gemileri Yakmak Deyimi : Geri dönüş yolu bırakmamak; kararında kesinleşmek.
Göbeği Çatlamak Deyimi : Çok zorlanmak, büyük güçlük çekmek.
Göz Atmak Deyimi : Kısaca bakmak; hızlıca incelemek.
Göz Boyama Deyimi : Gösterişle aldatmak; olduğundan iyi göstermek.
Göz Gezdirmek Deyimi : Üstünkörü okumak/bakmak; hızlıca taramak.
Göz Kırpmamak Deyimi : (1) Uyumamak, (2) Hiç korkmamak.
Göz Kulak Olmak Deyimi : Birini gözetmek, koruyup kollamak.
Gözünün Yaşına Bakmamak Deyimi : Acımadan, sertçe davranmak.
Havalara Uçmak Deyimi : Çok sevinmek; aşırı mutlu olmak.
Israrcı Olmak Deyimi : Sürekli tekrar edip kabul ettirmeye çalışmak; ısrarla diretmek.
Işık Görmüş Tavşan Deyimi : Korku ya da şaşkınlıktan dona kalmak; hareket edemez hâle gelmek.
Işık Saçmak Deyimi : Etrafına neşe/umut ya da bilgi yaymak; parıldamak.
İçi Geçmek Deyimi : Uyuya kalmak, uykuya dalmak.
İçi Kan Ağlamak Deyimi : Çok üzülmek, içten içe yanmak.
İçine Ateş Düşmek Deyimi : Büyük bir üzüntü duymak.
İçini Dökmek Deyimi : Sırlarını, dertlerini anlatmak.
İpe Un Sermek Deyimi : İşe yanaşmamak, bahane üretmek.
İpini Koparmak Deyimi : Denetimden çıkmak, başıboş olmak.
Jeton Düştü Deyimi : Nihayet anlamak; durumun farkına varmak.
Jeton Geç Düşmek Deyimi : Geç anlamak; sonradan farkına varmak.
Jilet Gibi Deyimi : Çok düzenli, tertemiz ve şık (giysi/saç vb.).
Kafa Ütülemek Deyimi : Uzun ve sıkıcı konuşmayla bunaltmak; başını şişirmek.
Kafasına Dank Etmek Deyimi : Geç de olsa anlamak, farkına varmak.
Kafasi Yanmak Deyimi : Aşırı yorgunluk/stresten düşünemez hâle gelmek; beyni yanmak.
Kafayı Üşütmek Deyimi : Aklını oynatacak kadar dengesizleşmek; delirmek (argo).
Kalbine İnmek Deyimi : Ani bir korkuyla fenalık geçirmek.
Karga Tulumba Deyimi : Birini zorla ve kaba biçimde sürükleyip götürmek.
Köküne Kibrit Suyu Dökmek Deyimi : Tamamen yok etmek; izini-tozunu bırakmamak.
Köprüyü Geçinceye Kadar Ayıya Dayı Demek Deyimi : Çıkarı için geçici olarak hoş görünmek.
Kulağına Fısıldamak Deyimi : Gizlice, kimse duymadan söylemek.
Kulağına Su Kaçırmak Deyimi : Birinin aklına şüphe düşürmek; kuşkuya sevk etmek.
Kumru Gibi Deyimi : Çok uyumlu ve sevgi dolu (âşıklar/çiftler için).
Kurdeşen Dökmek Deyimi : Stres veya alerji nedeniyle ürtiker çıkarmak; telaştan döküntü olmak.
Kuyruğuna Basmak Deyimi : Birini kızdıracak davranışta bulunmak.
Kül Olmak Deyimi : Tamamen yok olmak; yanıp tükenmek.
Külahıma Anlat Deyimi : Söylenene inanmamak; “bunu bana yutturamazsın.”
Külahları Değişmek Deyimi : Sertçe tartışmak; bozuşup hesaplaşmak.
Laf Cambazı Deyimi : Sözü ustaca çevirip etkileyen, ikna edici konuşan kimse.
Laf Ebesi Deyimi : Çok konuşan, lafı uzatıp geveleyen kimse.
Lafı Ağzımdan Aldın Deyimi : Tam söyleyecekken başkasının aynı şeyi söylemesi.
Lafı Ağzından Kaçırmak Deyimi : Yanlışlıkla gizli/özel bir şeyi söyleyivermek.
Lamı Cimi Yok Deyimi : Bahane, itiraz yok; karar kesin ve tartışmasız uygulanacak.
Leyleği Havada Görmek Deyimi : Sürekli yolculuk yapmak; evde durmamak.
Lime Lime Olmak Deyimi : Parça parça olmak; çok yıpranıp dağılmak.
Limon Sıkmak Deyimi : Ortamın havasını/işin gidişini olumsuz etkilemek; sözü uygunsuz yerde kesmek.
Mangalda Kül Bırakmamak Deyimi : Kendini aşırı övmek; böbürlenmek.
Maymun İştahlı Deyimi : Hevesi çabuk geçen; bir şeye kısa sürede bıkıp başka şeye yönelen.
Mesafeli Davranmak Uzak Durmak Deyimi : Soğuk ve temkinli davranmak; yakınlık kurmaktan kaçınmak.
Meydan Okumak Deyimi : Açıkça karşı gelmek; rakibe/otoriteye kafa tutmak.
Meydana Gelmek Deyimi : Olmak, vuku bulmak; ortaya çıkmak.
Mihenk Taşı Deyimi : Bir şeyi ölçüp değerlendirmede temel ölçüt, kıstas.
Muhallebi Çocuğu Deyimi : Nazlı büyütülmüş; pısırık ve kırılgan kimse (alaycı).
Mum Dikmek Deyimi : Bir köşede dikilip boş boş beklemek; işe katkı vermeden durmak.
Mutluluktan Etekleri Zil Çaldı Deyimi : Aşırı derecede sevinmek; mutluluktan yerinde duramamak.
Mürekkep Yalamak Deyimi : Okumuş, görgülü ve eğitimli olmak.
Nabza Göre Şerbet Vermek Deyimi : Karşıdakinin durumuna, beklentisine göre davranmak/söylemek.
Nabzını Tutmak Deyimi : Bir yerin/konunun gidişatını, eğilimini yakından izlemek ve anlamak.
Nal Çakmak Deyimi : Nallamak; atın ayağına nal çakmak (asıl/sözlük anlamı).
Nalları Dikmek Deyimi : Ölmek (argo, “nalları dikti” biçiminde kullanılır).
Naneyi Yemek Deyimi : Başına iş açmak; işi berbat etmek, zor duruma düşmek.
Ne Oldum Dememeli, Ne Olacağım Demeli Deyimi : İnsan her an değişebilir, hiçbir durum kalıcı değildir.
Nem Kapmak Deyimi : Küçük şeylerden çabucak alınganlık göstermek; hemen etkilenmek.
Nokta Atışı Deyimi : Tam isabet; hedefi/doğru çözümü doğrudan bulmak.
Ocağına İncir Ağacı Dikmek Deyimi : Birinin düzenini/geçimini altüst etmek; yuvayı yıkmak.
Ok Yaydan Çıkmak Deyimi : Geri dönüşü olmayan bir sürecin başlaması; artık durdurulamamak.
On Parmağında On Marifet Deyimi : Birçok alanda yetenekli ve becerikli olmak.
Onu Görünce Duygulandı Gözleri Doldu Deyimi : Duygulanıp gözleri yaşarmak.
Onun Ağzı Çok Sıkıdır Deyimi : Sır saklamasını bilen; ketum kimse.
Ortaya Çıkmak Deyimi : Gizli/kapalı olanın görünür hâle gelmesi; vuku bulmak.
Öğretmeni Can Kulağıyla Dinliyordu Deyimi : Birini büyük bir dikkat ve ilgiyle dinlemek.
Ölçüyü Kaçırmak Deyimi : Dozunu aşmak; gereğinden fazla ileri gitmek.
Ölümü Gösterip Sıtmaya Razı Etmek Deyimi : Daha kötüsünü gösterip daha az kötüye razı etmek.
Ölümü Göze Almak Deyimi : En büyük tehlikeyi bile kabul etmeye hazır olmak.
Önem Vermek Dinlemek Deyimi : Karşısındakinin sözlerini ciddiye alıp dikkatle dinlemek.
Ört Ki Ölem Deyimi : Utançtan yerin dibine girmek ister gibi hissetmek (ağır utanma).
Paçalari Sıvamak Deyimi : İşi ciddiye alıp hızla ve kararlılıkla işe koyulmak.
Papaz Olmak Deyimi : Aranın bozulması; sürtüşmek, kavga etmek.
Papaz Uçurmak Deyimi : İçkili eğlence yapmak; âlem yapmak. MynetVikisözlük
Pastanın Üstündeki Çilek Deyimi : Zaten iyi olan bir durumu daha da güzelleştiren son, hoş dokunuş.
Pazar Yeri Çok Kalabalıktı Deyimi : Bir yerin aşırı kalabalık, gürültülü ve karmakarışık olduğunu anlatır.
Pot Kırmak Deyimi : Uygunsuz söz söyleyip gaf yapmak; farkında olmadan kırıcı olmak.
Püf Noktası Deyimi : Bir işin en önemli, sonucu belirleyen küçük ama kritik ayrıntısı.
Rafa Kaldırmak Deyimi : Bir konuyu/işi ertelemek, gündemden geçici olarak çıkarmak.
Raydan Çıkmak Deyimi : Düzenini/özdenetimini yitirmek; alışılmış çizgiden sapmak.
Rengi Atmak Deyimi : Yüzü solmak; korku, hastalık veya üzüntüden beti benzi atmak.
Renkten Renge Girmek Deyimi : Yüz ifadesi hızla değişmek; utanç, öfke vb. duygular peş peşe yansımak.
Romayı Yakmak Deyimi : Her şeyi göze alıp büyük olay çıkarmak; işi radikalleştirmek.
Rüzgardan Nem Kapmak Deyimi : En ufak şeyden alınganlık/kuruntu yapmak; çabuk etkilenmek.
Saman Altından Su Yürütmek Deyimi : Gizlice iş çevirmek.
Sapla Samanı Karıştırmak Deyimi : İlgili–ilgisiz şeyleri birbirine karıştırmak; ayrımı yapamamak.
Söz Vermek Deyimi : Yapmayı taahhüt etmek; sözle güvence vermek.
Su Koyuvermek Deyimi : İşi yarıda bırakmak; gevşeyip aksatmak.
Sucuk Gibi Olmak Deyimi : Sırılsıklam olmak; bütünüyle ıslanmak.
Şafak Sökmek Deyimi : Gece bitip sabah olmak; mecazen zorlu dönemin sona ermesi.
Şahit Olmak Deyimi : Bir olayı gözleriyle görmek; tanıklık etmek.
Şam Babası Deyimi : Bir şeyin en büyüğü/en önemlisi; işin esası, başı.
Şam Şeytanı Deyimi : Yaramaz, haylaz; yerinde durmayan, muzip kimse.
Şarap Çanağı Deyimi : İçkinin bolca tüketildiği, eğlencenin arttığı ortamı anlatır (mecaz).
Şaşakalmak Deyimi : Büyük şaşkınlıkla dona kalmak; hareket edemez hâle gelmek.
Şaşırmak Deyimi : Beklenmedik durum karşısında ne yapacağını bilememek; hayrete düşmek.
Şaşkınlığını Gizlememek Deyimi : Şaşırdığını açıkça belli etmek; yüzüne vurmak.
Şefkatli Padişahımız Bugün Çok Hiddetli Deyimi : Genelde yumuşak huylu olan birinin o gün olağan dışı çok sinirli olması.
Şekerleme Deyimi : Kısa süreli uyku; kestirmek.
Şerbetlenmek Deyimi : Bir duruma alışıp dayanıklılık kazanmak; tecrübe edinmek.
Şeytan Dürtmek Deyimi : İçinden gelen yaramaz/uygunsuz bir dürtüye kapılmak.
Şıracının Şahidi Bozacı Deyimi : Birbirini kayıranların tanıklığının güvenilmez olduğunu belirtir.
Şimşekleri Üzerine Çekmek Deyimi : Tepki, eleştiri veya öfkeyi üzerine toplamak.
Taş Koymak Deyimi : Bir işin yürümesine engel olmak.
Tavuk Ayağı Yemek Deyimi : Vasat/iştah açmayan bir şeyle idare etmek; doyurucu olmayan yemekle yetinmek (argo).
Temcit Pilavı Deyimi : Aynı konuyu bıktıracak kadar tekrar tekrar gündeme getirmek.
Tulum Çıkarmak Deyimi : Bir sınavı/yarışı tümden kazanmak; ezici üstünlükle başarı elde etmek.
Turp Gibi Deyimi : Çok sağlıklı, sapasağlam olmak.
Turp Sıkmak Deyimi : Tadını kaçıracak söz/hamlelerle bir işi berbat hâle getirmek (argo, seyrek kullanım). ekşi sözlük
Tüy Dikmek Deyimi : Zaten kötü giden bir şeyi daha da kötüleştirmek; işi çığrından çıkarmak.
Uçsuz Bucaksız Deyimi : Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş.
Ufak At Da Civcivler Yesin Deyimi : Söylenene inanmadığını belirtmek; abartıyı tiye almak.
Umduğunu Bulamamak Deyimi : Beklediği sonuca/yarara ulaşamamak.
Uyku Bastırmak Deyimi : Uykunun ağır basması; göz kapaklarının kapanması.
Uykuya Dalmak Deyimi : Yavaşça uyumaya başlamak.
Uzak Durmak Deyimi : Yakın ilişki kurmaktan kaçınmak; mesafe koymak.
Üç Buçuk Atmak Deyimi : Korkmak, tedirgin olup çekinmek.
Üç Kağıtçı Deyimi : Hile hurda yapan, düzenbaz kimse.
Üstüne Kalmak Deyimi : Suçun/sorumluluğun haksız yere birine yüklenmesi.
Üstüne Tuz Biber Ekmek Deyimi : Kötü bir durumu daha da kötü hâle getirmek.
Üstünkörü Deyimi : Yüzeysel, gelişi güzel; detayına inmeden.
Üstünlük Sağlamak Deyimi : Rakibe göre avantaj elde etmek; öne geçmek.
Vazgeçmek Deyimi : Bir niyetten/karardan geri dönmek.
Ver Elini Deyimi : “Ver elini + yer adı” kalıbıyla, ansızın yola çıkmayı anlatır.
Verilen Bir İşi Ağırdan Almak Deyimi : Bilerek yavaşlatmak; işi sallamak.
Volta Atmak Deyimi : Bir yerde amaçsızca gidip gelmek; volta dolaşmak.
Vücutça Çok Zayıf Düşmek Deyimi : Bedenen güçten düşmek; takatten kesilmek.
Yalı Kazığı Deyimi : Çok uzun boylu, iri yapılı kimse için söylenir (argo).
Yalova Kaymakamı Deyimi : Kendini fazla önemli sanan kimseyi alaya almak/“kim takar” anlamında kullanılır.
Yarışmak Deyimi : Bir başkasıyla rekabet etmek; üstün gelmeye çalışmak.
Yılan Hikâyesi Deyimi : Bir işin gereksiz yere uzayıp bitmemesi.
Yol Açmak Deyimi : Bir şeye sebep olmak; zemin hazırlamak.
Yüzün Deyimi : Tek başına standart deyim değildir; “yüzü gülmek/yüzü asılmak” gibi kalıplarda anlam kazanır.
Zamanın Daralması : Yapılması Gereken İş İçin Zamanın Çok Az Kalması Deyimi
Zemini Hazırlamak Deyimi : Bir işin gerçekleşmesine ortam sağlamak.
Zemzem Suyu İle Yıkanmak Deyimi : Kendini aşırı temiz/günahsız göstermek (alaycı).
Zengin Kalkışı Deyimi : Yemek sonrası masadan bir anda topluca kalkma (argo).
Zeytinyağı Gibi Üste Çıkmak Deyimi : Haksızken bile kendini haklı çıkarmaya çalışmak.
Zırnık Koklatmamak Deyimi : Hiçbir şey vermemek; en küçük payı bile esirgemek.
Zıvanadan Çıkmak Deyimi : Kontrolden çıkmak; ölçüyü kaçırmak.
Zifiri Deyimi : “Zifiri karanlık”ta olduğu gibi, aşırı koyu/yoğun anlamı katar.
Zor Durumda Kalmak Deyimi : Güç, çıkmaz bir durumda kalmak.
Zorlanmak Deyimi : Bir işi yaparken güçlük çekmek.
Züccaciye Dükkanına Giren Fil Deyimi : Kaba, sakar ve kırıp döken kimseyi anlatır (“china shop” benzeri).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir